© Yeni Arayış

TİP Sözcüsü Sera Kadıgil, Narin Güran cinayetini Meclis gündemine taşıdı

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, Narin Güran cinayetini Bakan Mahinur Göktaş ile Bakan Yılmaz Tunç’a sordu.

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Sözcüsü Sera Kadıgil, 21 Ağustos günü Diyarbakır’da kaybolduktan 19 gün sonra cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran’ın öldürülmesini Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine taşıdı. Kadıgil, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yanıtlaması istemiyle 2 soru önergesi verdi.

Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde 21 Ağustos günü kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran’ın cansız bedeni, dün (9 Eylül) sabah saatlerinde Tavşantepe mahallesi yakınlarındaki Eğertutmaz Deresi yatağında bulundu. Cinayete yönelik yürütülen soruşturma kapsamında aile üyeleri dahil 24 kişi gözaltına alınırken, Narin Güran’ın cenazesi bugün Tavşantepe Mahallesi mezarlığında defnedildi.

TİP Sözcüsü Sera Kadıgil, 8 yaşındaki Narin Güran’ın öldürülmesini TBMM gündemine taşıdı. Kadıgil, Bakan Göktaş ve Bakan Tunç’un yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergelerinde, AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu’nun “Bizlerin bazen bilmediği, bazen de bilip söylemememiz gereken şeyler var. Çünkü aile de bizim dostlarımız” şeklindeki sözlerine ilişkin de açıklama istedi.

NARİN GÜRAN’IN ABLASI VE 2 KUZENİNE YÖNELİK İDDİLARI HATIRLATTI

Kadıgil, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde şunları kaydetti: "Hakkındaki kayıp olduğu iddiasıyla aranan 8 yaşındaki Narin Güran, 19 günün ardından Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde Eğertutmaz Deresi’nin yanında cesedi çuvala konulmuş ve üzeri taşlarla kapatılmış şekilde bulundu.

Milletvekili Ensarioğlu’nun olay için ‘Bizlerin bazen bilmediği, bazen bilip söylemememiz gereken şeyler var. Çünkü aile, bizim dostlarımız’ sözleri ile dikkat çekilen hukuksuzluk ve toplumsal olarak suça sessiz kalınması iddiası, olayların yaşandığı köyün Hizbullahçı terör örgütünün baskısı altında olduğu ve birçok benzer hak ihlallerinin meydana geldiği; Narin Güran’ın kaybı ile birlikte kamuoyuna yansıyan iddialar arasındadır.

Tüm bunlarla birlikte doğrudan Narin’in yakınlarının yaşama haklarının ihlal edildiğine yönelik iddialar da kamuoyunda yer almaktadır. Narin’in engelli ablasının da 7 yaşında merdivenden düşerek öldüğü, şüpheli olan bu ölüme ilişkin otopsi işleminin yapılmadığı ve dosyanın üzerinin örtüldüğü; Narin'in 17 yaşındaki kuzeninin Kurban Bayramı’nda intihar ettiği; diğer kuzeninin de intihar etmeye çalışıp yatalak kaldığı diğer iddialar arasındadır.

"YAYIN YASAĞI İLE KAMUOYUNUN BİLGİ ALMA HAKKI İHLAL EDİLDİ, OLAYIN ÜSTÜNÜN ÖRTÜLMESİ İDDİASI GÜÇLENDİ"

Tüm bu olayların köyde pek çok insan tarafından bilindiği, sorumlularla ilgili yetkililere herhangi bir şekilde bilgi verilmemesi için büyük baskı yapıldığı gönüllü veya zorunlu olarak suç işleyenlerin gizlendiği öne sürülmektedir.

Narin’in cansız bedenine ulaşılan gün olan 08.09.2024 tarihinde, cenaze bekleme salonunun önünde bulunan Narin Güran'ın bir kadın yakının kalabalığa dönüp ‘Gidin yalan konuşun, tamam mı?’ şeklinde seslendiğine dair sosyal medyada paylaşılan videonun devamında bağıran kadının susturulmaya çalışıldığı sonra ise bir erkeğin kadına yumruk ile saldırarak ortamdan uzaklaştırmaya çalıştığı yukarıdaki iddiayı güçlendirmektedir. 

Olaya ilişkin her ne kadar soruşturmanın selametine dair getirildiği iddia olunan yayın yasağı ile birlikte de kamuoyunun bilgi alma hakkı da ihlal edilerek, olayın üstünün örtülmesi iddiası güçlenmiştir.

Bütün kamuoyu, hak savunucuları, sivil toplum örgütleri ve siyasiler tarafından takip edilen olaya ilişkin Bakanlığınızın bugüne dek herhangi bir açıklaması olmazken, şahsınız ise olaydan günler sonra, sadece 22 saat önce sonra sosyal medya hesabınızdan Recep Tayyip Erdoğan’ın konuya ilişkin tweetini retweet ederek ‘Diyarbakır Bağlar’da kaybolan evladımız Narin’in maalesef cansız bedenine ulaşıldı. Başımız sağ olsun. Narin yavrumuzun mekanı cennet olsun. Sorumluların en ağır cezayı alması için Bakanlık olarak sürecin bizzat takipçisi olacağız’ ifadelerini kullanmayı yeterli görmüştür."

"SÖZ KONUSU KÖYDE BUGÜNE DEK KAÇ ÇOCUĞUN ŞÜPHELİ BİR ŞEKİLDE KAYBOLDUĞU, KAÇ ÇOCUĞUN İNTİHAR ETTİĞİNE İLİŞKİN BİR ÇALIŞMA BAŞLATILDI MI?"

Sera Kadıgil, Bakan Göktaş’a şu soruları yöneltti:

1. Narin’in kardeşleriyle ilgili bugüne dek Bakanlığınız ne tür bir koruma önlemi almıştır? Çocukların akıbeti nedir?

2. Narin’in ablasının ölümünün soruşturmaya dahil edilmesi yönünde bir talebiniz ya da çalışmanız olmuş mudur?

3. Söz konusu köyde kaç çocuk yaşamaktadır? Bu çocukların yaş ve cinsiyet dağılımı nedir? Çocukların kaçı eğitim içerisinde yer almaktadır? Eğitim içerisinde yer alan çocukların cinsiyet ve yaş dağılımı nedir?

4. Söz konusu köyde bugüne dek kaç çocuğun şüpheli bir şekilde kaybolduğu, kaç çocuğun intihar ettiğine ilişkin bir veri ve değerlendirme çalışması başlatılmış mıdır?

"CENAZE BEKLEME SALONUNUN ÖNÜNDE SUSTURULMAYA ÇALIŞILAN VE ŞİDDETE MARUZ BIRAKILAN KADININ AKIBETİ NEDİR?"

5. 8 yaşındaki Narin’in cenaze töreninde erkeklerin yoğunlukta olması ve tabutunun üstüne gelinlik duvağı serilmesi hususu Bakanlığınız tarafından dikkate alınarak köyde çocuk yaşta, erken ve zorla evlilikler ile ilgili bir soruşturma başlatılacak mıdır?

6. Narin’in yakının ve Milletvekili Ensarioğlu’nun sözlerinin araştırılması için herhangi bir hukuki girişimde bulunulacak mıdır?

7. Cenaze bekleme salonunun önünde susturulmaya çalışılan ve şiddete maruz bırakılan kadının akıbeti nedir? Yakınları tarafından hayata kast veya kötü muameleye maruz bırakılıp bırakılmadığı konusunda, kamuoyuna yansıyan görüntüleri dikkate alarak hakları ve hukuki imkanları konusunda bilgilendirme yapılacak mıdır?

8. 2023 yılı Adalet Bakanlığı verilerine göre savcılıklara gelen çocukların cinsel istismarı dosya sayısı 66 bin 138, Mahkemelerde görülen çocukların cinsel istismarı dava sayısı 14 bin 919 mahkum olan kişi sayısı ise sadece 7  bin 88 iken bu tablonun somut olarak yaşandığı yerlerden biri olma iddiasını köyde bulunan çocuklarla ilgili Bakanlığınız bugüne dek  “sürecin bizzat takipçisi” olma vaadi dışında ne yapmıştır,  köyde çocuklar açısından neler yaşandığını araştırmak üzere Bakanlığınıza bağlı kaç müfettiş ve uzman görevlendirmiştir, ne yapmayı planlamaktadır? Bakanlığınızın görevi” kutsal aile masalları” anlatmaktan ibaret midir?

ENSARİOĞLU’NUN 'AİLE BİZİM DOSTLARIMIZ' SÖZLERİNİ HATIRLATTI

Sera Kadıgil, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde ise şunları kaydetti: "Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde kaybedilen ve 19 gün sonra, cesedi Eğertutmaz Deresi’nin yanında çuvala konulmuş ve üzeri taşlarla kapatılmış şekilde bulunan 8 yaşındaki Narin Güran'ın başına gelenlere ilişkin bağlı olduğunuz partinin Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu ‘Bizlerin bazen bilmediği, bazen de bilip söylemememiz gereken şeyler var. Çünkü aile de bizim dostlarımız" ifadelerini kullanmıştır.

Türk Ceza Kanunu’nun 278. Maddesi Suçu Bildirmeme;

‘(1) İşlenmekte olan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişi, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) İşlenmiş olmakla birlikte, sebebiyet verdiği neticelerin sınırlandırılması hâlen mümkün bulunan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.

(3) Mağdurun on beş yaşını bitirmemiş bir çocuk, bedensel veya ruhsal bakımdan özürlü olan ya da hamileliği nedeniyle kendisini savunamayacak durumda bulunan kimse olması hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza, yarı oranında artırılır’ hüküm altına alırken, 

TCK Madde 279.da ise; Kamu görevlisinin suçu bildirmeme;

‘Kamu görevlisinin suçu bildirmeme suçu, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 279. maddesinde düzenlenmiştir ve kamu görevlilerine yönelik özel bir yükümlülük getirir. Bu maddeye göre, kamu görevlilerinin görevleri sırasında işlendiğini öğrendikleri bazı suçları yetkili makamlara bildirme yükümlülüğü vardır’ hükmü düzenlenmektedir."

"ENSARİOĞLU’NUN TANIK OLARAK İFADESİNİN ALINMASI İÇİN HERHANGİ BİR GİRİŞİMDE BULUNULDU MU?"

Kadıgil'in Bakan Tunç’a yönelttiği soru ise şu şekilde:

Partinizin Diyarbakır Milletvekili Ensarioğlu’nun "dostu" olan fail konumundaki aileye ilişkin "bilip de söylememesi gerekenlere" ilişkin tanık olarak ifadesinin alınması için herhangi bir girişimde bulunulmuş mudur?

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER