TCMB’nin yeni başkanı ve enflasyon mücadele için yeni tedbirler
EKONOMİ
TCMB’nin yeni başkanı ve enflasyon mücadele için yeni tedbirler
Merkez bankası yönetimi, güvenin inşa edilmesi ve kopan tüm linklerin bağlanması gerektiğinin farkındadırlar. Bu durum gayet olumludur. Peki enflasyon ile mücadele için merkez bankasının başarısı tek başına yeterli midir? Bu sorunun cevabı, kesinlikle yeterli değildir. Enflasyon tüm ekonomiler için en önemli sorundur, ancak enflasyonun farklı türleri ve nedenleri vardır.
Merkez Bankası'nın yeni başkanı atandı, kendisine başarılar diliyoruz… Merkez Bankası yönetiminin ilk demeçleri çok başarılıydı. Enflasyon ile mücadelede para politikası araçlarından daha önemlisi iletişim kanallarının etkin kullanılmasıdır. Yeni başkanın bu kanalı etkin kullanacağı, ilk demeçlerinden anlaşılmaktadır.
Peki, merkez bankasının yeni yönetiminin ilk demeçlerinden ne anlaşılmaktadır?
Enflasyon ile mücadelenin kararlılıkla süreceği anlaşılmaktadır.
Daha fazla sıkılaştırma adımlarının atılabileceği anlaşılmaktadır
Merkez bankasının yıl sonu enflasyon hedefinin iddialı olduğu anlaşılmaktadır.
Merkez bankasının hedeflerine ulaşmasının zor olduğuna kendilerinin de farkında oldukları anlaşılmaktadır.
Bu kadar olumsuz bir tablo sonrası, hemen aklınıza, şu soru gelebilir, iletişim kanallarının başarısı nerede?
İletişim kanalının başarısı, inandırıcılığındadır. Çünkü piyasa gerçeklerinin dışında bir algı içeresine girilmesi, piyasa katılımcılarının güvenini sağlamayacaktır. Bu durumda, merkez bankası politikaları ile reel aktivite arasındaki link bağlanamaz.
Merkez bankası yönetimi, güvenin inşa edilmesi ve kopan tüm linklerin bağlanması gerektiğinin farkındadırlar. Bu durum gayet olumludur.
Peki enflasyon ile mücadele için merkez bankasının başarısı tek başına yeterli midir?
Bu sorunun cevabı, kesinlikle yeterli değildir.
Enflasyon tüm ekonomiler için en önemli sorundur, ancak enflasyonun farklı türleri ve nedenleri vardır.
Talep yönlü enflasyonu düşürmek için, merkez bankasının para arzını da kesmesi gerekmektedir, sadece faiz oranlarını yükseltmek ve vatandaşın geçinebilmek için kullandığı kredi kartlarını sınırlamak sorunu çözmeyecek, kısa süre sonra tekrar telafi edici ücret artışları sağlanmak zorunda kalınacaktır.
Enflasyonun bir nedeni talep artışıdır, piyasa koşullardaki oluşan fiyatın talep yönlü sağlıksız geçekleşmesidir. Bu durumun nedeni, hane halkının elindeki likiditenin yükselmesine bağlı olarak, yüksek tüketimin gerçekleşmesi ve talep yükselmesidir.
Türkiye’de para arzının yükselmesine bağlı olarak 2020 yılından beri, kredi imkanlarına ulaşabilen bir kesimin talebi sonucu muhtelif piyasalarda böyle bir talep artışına bağlı olarak enflasyonun artışı oluşmuştur.
Artan enflasyon karşısında, şehir merkezlerine yerleşen ve maaşından başka geliri olmayan geniş halk kitlelerinin geçinebilmesi için, mecburen verilen telafi edici ücret artışlarıyla, para arzının neden olduğu enflasyon genele yayılmaya başlandı.
Talep yönlü enflasyonu düşürmek için, merkez bankasının para arzını da kesmesi gerekmektedir, sadece faiz oranlarını yükseltmek ve vatandaşın geçinebilmek için kullandığı kredi kartlarını sınırlamak sorunu çözmeyecek, kısa süre sonra tekrar telafi edici ücret artışları sağlanmak zorunda kalınacaktır.
Para arzının kısılabilmesi için ise, kamu tasarrufları gerekmektedir, istek ve ihtiyaç kavramlarına göre, harcamalar yapılmalıdır. Ayrıca, devlet planlama teşkilatının yeniden kurularak, toplumun geçinmek için ihtiyaç duyduğu alanlara kaynak ayrılmalı, lüks tüketime yönelik ise sert tedbirler alınmalıdır.
Peki, enflasyon ile mücadele için sadece talebi düşürmeye yönelik politikalar yeterli olacak mı?
Enflasyon sadece talep kaynaklı oluşmadığı için yeterli olmayacaktır, çünkü arz yönlü oluşan bir enflasyon da söz konusudur.
Para arzının kısılabilmesi için ise, kamu tasarrufları gerekmektedir, istek ve ihtiyaç kavramlarına göre, harcamalar yapılmalıdır. Ayrıca, devlet planlama teşkilatının yeniden kurularak, toplumun geçinmek için ihtiyaç duyduğu alanlara kaynak ayrılmalı, lüks tüketime yönelik ise sert tedbirler alınmalıdır.
Diğer bir ifade ile girdi maliyetlerindeki artışa bağlı olarak oluşan bir enflasyon, talebin daraltılmasıyla düşürülemez, sadece üretim baltalanır.
Bu durumda, piyasada birçok firma sektörden çekilir. Bu durum, enflasyonu kalıcı hâle getirir. Çünkü arzın geri çekilmesi piyasa da hem işsizliği arttırır hem de mevcut mal ve hizmet miktarındaki azalma sonucu, fiyatların artışına yol açar. Bu durum, stagflasyon sorunu olarak adlandırılmaktadır.
Peki ne yapılmalıdır?
Türkiye kaynak bakımında çok zengin bir ülkedir, geleceği parlak olan ender ülkelerden biridir.
Bu nedenle, Türkiye’nin ekonomik sorunlarının üstesinden gelmesi çok zor değildir, ancak bunun için orta ve uzun vadeli plan ve projeksiyonlar yapılmalıdır.