© Yeni Arayış

Tarih, ABD ve bizler için hızla akmaya başlarken

Tarih, ABD ve bizler için hızla akmaya başlarken

Şimdi, Biden’ın “maddi ve manevi mirası” büyük ihtimalle Başkan Yardımcısı Kamala Harris’e kalacak. Öncelikle, kampanyada Biden için toplanan paralardan kalan yaklaşık 96 milyon doların, Harris’in kampanyasına aktarılması “teknik” açıdan çok daha kolay. Sonuçta bu paralar, Biden ve Harris için ortak toplandığından; “2 Numara”, “1 Numara” olunca, kampanyanın finansmanın da kendisine transfer edilebilmesinin önünde çok daha az hukuki engel var. ABD, her ne kadar inovasyon ve yeniliğe açık bir ülke olsa da; iş siyasete geldiğinde prosedürlerin öyle pek kolay değiştiği ve “son dakika sürprizlerinin” olduğu söylenemez. Tam da bu nedenle, Joe Biden’ın 19-22 Ağustos’taki Demokratlar Ulusal Kongresi’ne haftalar kala başkanlık adaylığından çekilmesi de, her bakımdan “tarihi” bir olay. Daha önce, 1968’de Lyndon B. Johnson’ın ikinci kez başkanlık için aday olmayacağı açıklamasından bu yana, görevdeki bir başkandan tarz bir “vazgeçiş” olmadı.  O dönemde, Johnson’ın başkan yardımcısı Hubert H. Humphrey, Demokratların adaylık yarışına katılmış ve başkanlık kampanyasına geç başlamıştı. O dönemde de, ülkeyi şoke eden bir siyasi şiddet olayı yaşanmış ve Demokratların Kongresi’nde başkan adaylığı için mücadele edecek New York senatörü Robert F. Kennedy, öldürülmüştü. 1968 başkanlık seçimlerinde, Demokratlar’ın yaşadığı iniş çıkışlar sonucunda, Cumhuriyetçi Richard Nixon seçilmiş ve Watergate Skandalı’na giden yol da açılmıştı. Tabii, o zamanla bu zaman arasında farklar var; Johnson, Vietnam Savaşı'ndan dolayı artan kamuoyu huzursuzluğu nedeniyle yarıştan çekilmişti. Ayrıca artan suç oranı ve kötüleşen ekonomi gibi iç meseleler de, Johnson’ı zayıflatmıştı. Biden ise, aslında gayet iyi giden bir ekonomiyi, düşen suç oranlarını ve genel olarak, iç meseleler açısından başarılı bir başkanlık dönemini halka anlatamayarak; giderek düşen fiziksel ve mental performansı nedeniyle yarışı bırakmak zorunda kalıyor. Şimdi, Biden’ın “maddi ve manevi mirası” büyük ihtimalle Başkan Yardımcısı Kamala Harris’e kalacak. Öncelikle, kampanyada Biden için toplanan paralardan kalan yaklaşık 96 milyon doların, Harris’in kampanyasına aktarılması “teknik” açıdan çok daha kolay. Sonuçta bu paralar, Biden ve Harris için ortak toplandığından; “2 Numara”, “1 Numara” olunca, kampanyanın finansmanın da kendisine transfer edilebilmesinin önünde çok daha az hukuki engel var. Dahası, Hint-Jamaika karışımı kökenleri nedeniyle Harris’in Demokrat delegeler tarafından “seçilmemesi” için, çok mantıklı bir argüman sunulmalı ki, azınlık seçmenlerinin (siyahlar, Hintliler başta olmak üzere) tepkisi söz konusu olmasın. Kaldı ki, Donald Trump’ın başkan yardımcısı adayı J.D. Vance’in eşi Usha, Hint kökenli. Trump da, siyahlar ve diğer azınlıkların oylarını çekebilmek için bu kampanyasında epey efor sarfediyor. Gözüken o ki, Harris “hukukçu” geçmişi üzerine oynayan bir başkan adaylığı kampanyasına girişecek. Yanına başkan adayı olarak da, Pennslyvania Valisi Josh Shapiro’yu alıp, onun ve kendisinin “baş savcılık” geçmişlerini birleştirmesi muhtemel. Demokratların, kendi içlerinden Harris’e karşı en güçlü iki ismi; California Valisi Gavin Newsom ve Michigan Valisi Gretchen Whitmer. İkisi de “normal şartlar altında”, Harris’e karşı Kongre adayı olup kazanabilirdi.  Whitmer, “kadın aday” olarak Harris’e karşı güçlü bir profil çizebilirdi; Newsom ise, Demokratların Bill Clinton, Barack Obama gibi isimlerden sonraki yeni kuşak “karizmatik lider” figürü olarak. Biden’ın Demokratlar içindeki “alternatif” adaylarına dair en yeni araştırmalardan biri olan, 9-10 Temmuz tarihli PBS’in araştırması, bu iki ismin de; Trump’a karşı, Harris kadar başarılı olabileceğini gösteriyor. Ama bu isimler aday olsalar, Ağustos’ın son haftalarında başlayabilecek, yaklaşık sadece 2 aylık bir kampanya ile başkanlık yarışını kazanmaya çalışacaklar. Bu çabaya, sıfırdan kampanya finansmanı sağlamak ve strateji yaratmak da dahil olacak. Her iki ismin de, 2028’deki başkanlık seçimlerinde iddialı olma imkanları var; bunu da, riske sokmuş olacaklar. Bu sebepler ve tabii, Demokrat Parti’nin kendi içindeki dengeler, parti prosedürleri, ABD tarihinin oluşturduğu “izlek” birleşince, Harris’in ancak kendisinin adaylığı reddetmesi (ki adaylığını hemen koydu bile) veya önümüzdeki birkaç hafta “berbat” bir performans sergilemesi gerek. Diğer bir deyişle, başkanlık adaylığı kampanyasını başlar başlamaz batırması… Gözüken o ki, Harris “hukukçu” geçmişi üzerine oynayan bir başkan adaylığı kampanyasına girişecek. Yanına başkan adayı olarak da, Pennslyvania Valisi Josh Shapiro’yu alıp, onun ve kendisinin “baş savcılık” geçmişlerini birleştirmesi muhtemel. Shapiro, beyaz,  mütevazı kökleriyle, “işçi sınıfı” ve Orta Amerika’ya hitap edebilecek genç bir siyasetçi olarak Trump’ın başkan yardımcısı adayı Vance’in siyasi çekim alanını dengeleyebilir. Harris ve Shapiro ikilisi de, kampanyalarını “kriminal Trump’a karşı hukukçular” olarak biçimlendirebilir. Her ne olursa olsun, ABD ve bu seçimleri dünyayı da etkileyeceği için tarih hızlı akmaya başladı.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER