© Yeni Arayış

Siyasi kutuplaşma kendiliğinden değil iktidar kaynaklı

 İstanbul Ekonomi Araştırma’nın araştırması, Türkiye'de 2002 ve 2023 yılları arasındaki yerel ve genel seçimlerde kutuplaşmanın arttığını gösterirken, yıllara göre en yüksek artışın 2013 ve 2018 yılları arasında yaşandığı ifade ediyor. Kutuplaşmadaki artış eğilimi 2011'den sonra daha belirgin hale gelirken, 7 Haziran ve 1 Kasım 2015 seçimleri arasındaki ani yükseliş, kutuplaşmanın ne kadar kırılgan ve değişken olduğunu gözler önüne seriyor. 

Kutuplaşma Türkiye’nin en temel sorunlarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Kutuplaşma kaçınılmaz olarak siyasi iklimi de olumsuz biçimde etkiliyor.Kutuplaşma sadece siyasi görüşlere göre değil, aynı zamanda coğrafi olarak da farklılık gösteriyor.

Peki gerçekten Türkiye’de kutuplaşma kendiliğinden bir süreç mi yoksa siyasi iktidar blokunun, iktidar olma halini sürdürmek için ülkede var olan fay hatlarını sürekli canlı tutarak ürettiği bir durum mu?

Dün İstanbul Ekonomi Araştırma'nın bu konuda  önemli bir araştırmasını “Türkiye'de Kutuplaşmanın Coğrafi Evrimi ve Gençlikte Kutuplaşma” sunumunu dinleme imkanı buldum.Sunumun kutuplaşma ile ilgili bölümünü son dönemde Oksijen’de yazılarını ilgiyle okuduğumuz genç akademisyen Doç. Dr. Özge Öner, gençlerde kutuplaşma araştırmasını da  araştırmacı dostumuz Can Selçuki yaptı

Raporda kutuplaşma, “…karşıt gruplar (örneğin, seçmenler, siyasi elitler ve partiler) arasındaki derin siyasi ve sosyal bölünmeler ve gerilimler anlamına gelir ve bu eğilim, ülkeler genelinde çağdaş politikanın kritik bir özelliği olarak ortaya çıkmıştır.…Kutuplaşmanın iki ilgili fakat farklı türü tipik olarak tanımlanır: İdeolojik kutuplaşma ve duygusal kutuplaşma. İdeolojik kutuplaşma, rekabet eden partiler ve seçmenler arasındaki algılanan ideolojik sol-sağ ayrımının derecesini ifade ederken, duygusal kutuplaşma, grup içi kayırmacılık ve tercih edilen liderler ve partilere yönelik duygusal bağ ile karşıt siyasi kamplardaki insanlara, elitlere ve partilere yönelik düşmanlığı temsil eder” olarak ifade edilmiş.

Araştırma raporu, 2002 yılından bu yana olan coğrafi kutuplaşmayı sandık verilerini kullanarak il, ilçe ve mahalle ölçeklerinde coğrafi olarak nasıl değiştiğini analiz etmiş.Bu analiz, ideolojik ve duygusal kutuplaşma kavramlarına dayanarak, Türkiye'deki kutuplaşmayı tetikleyen faktörlere kapsamlı bir bakış sunmayı hedefliyor.

Çalışmanın verileri 81 il, 922 ilçe ve 30 büyükşehrin 32 bin 252 mahallesinin 2002 ile 2023 yılları arasında yapılan genel ve yerel seçim sonuçlarından toplanmış.Kutuplaşma seviyesinin ölçümü için de, Simpson Çeşitlilik Endeksi (SÇE) kullanılmış.SÇE hesaplama formülü D = 1 - Σ(ni / N)²’dir. Burada;D: Simpson Çeşitlilik Endeksini: Her partinin aldığı oy sayısıN: Toplam oy sayısı (tüm partilerin aldığı oy sayılarının toplamı)Kutuplaşma endeki her mahalle için SÇE, 0 ile 1 arasında bir değer alır. 0, tek bir partinin tüm oyları aldığı ve sıfır çeşitlilik olduğu anlamına; 1 ise tüm partilerin eşit oy aldığı ve en yüksek çeşitlilik olduğu anlamına geliyor.

2002’DEN 2014’E KUTUPLAŞMA EĞİLİMİ

Rapora göre;- 2002 genel seçimlerinde endeks 0,186 gibi sağlıklı bir seviyedeyken bu 2023'te 0,232'ye yükselmiş.

- Yerel seçimlerde ise 2004’te 0,234 olan kutuplaşma endeksi 2019’da 0,304’e yükselmiştir.

- En yüksek seviyeler 2011 (0,334) ve 1 Kasım 2015 (0,334) seçimlerinde görülmektedir.

- 2002-2009, 2011-2019 ve 2019 sonrası dönemler olarak ele alındığında, kutuplaşmanın 2011- 2019 arasında daha belirgin olduğu görülmektedir.

- 2009'a kadar 0,300'ün altında seyreden endeks, 2011'den itibaren artmış ve 2019 yerel seçimlerinde 0,300'ün üzerine çıkmıştır. 7 Haziran ve 1 Kasım 2015 seçimleri arasında sadece 147 gün arayla yapılan iki seçimde endeks %22 artarak 0,273'ten 0,334'e yükselmiştir.

Rapora göre bu durum; Türkiye'deki seçim kutuplaşmasının dinamik ve parti politikalarının etkilerine açık bir yapıya sahip olduğunu göstermektedir ve seçimlerin nevine bağlı olmakla beraber seçmen davranışında hızlı salınıma işaret ediyor.Görüldüğü gibi 2002 ve 2023 yılları arasındaki yerel ve genel seçimlerde kutuplaşma endeksi genel olarak artmıştır. Bu durum, toplumda siyasi ve sosyal açıdan kutuplaşmaya doğru gittiğini göstermektedir.

Yine raporda;

-  Kutuplaşma endeksine yıllara göre baktığımızda en yüksek artışın 2013 ve 2018 yılları arasında yaşandığı görülmektedir. Bu yıllar, Gezi Parkı olayları ve 15 Temmuz darbe girişimi gibi Türkiye'nin yakın siyasi tarihinde önemli dönüm noktaları olan yıllardır. Bu olaylar, toplumda siyasi ve sosyal gerginlikleri artırmış ve kutuplaşmayı derinleştirmiş.

- Seçim Türlerine Göre Farklılıklar: Kutuplaşma endeksinin genel olarak yerel seçimlerde genel seçimlere göre daha yüksek olduğu görülmektedir. Rapora göre bu durum; yerel seçimlerin daha somut ve günlük hayatı daha fazla etkileyen konulara odaklanması nedeniyle olabileceği gibi yerel seçimlerde ekseriyetle bir dikatomi üzerinden oy kullanma temayülünün de daha yüksek olması ile mekanik bir yerden ilişkilendirilebilir.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER