© Yeni Arayış

Siyasetin kayıp 8 Mart’ı

Siyasetin kayıp 8 Mart’ı

Siyasette kadın temsiliyetinin eksikliği, sadece adaylıklarla ve aktif siyaset yapan kadınlarla sınırlı değil. Siyaset üzerine konuşturulan kadınların sayısı da çok sınırlı: medyada politik tartışmalarda, akademik organizasyonlarda kadınlar ya azınlıktalar, ya da hiç yoklar. Bu seferki sandık tarihi, Dünya Kadınlar Günü’ne yakın bir tarihe düştü. 8 Mart’tan itibaren yerel seçimlere sadece 23 gün kalıyor. Ve maalesef, bu yerel seçimlere doğru, kadınların siyasetteki geleceği hiç de parlak gözükmüyor. 8 Mart’ın tam da arifesinde iki kadın siyasetçi gündemdeydi. CHP’nin Afyon Milletvekili ve Grup Başkan Vekili Burcu Köksal ve İYİ Parti lideri Meral Akşener. İki yönetici kadın: sadece siyasetçi değil, aynı zamanda liderlik eden kadınlar. Ve bu iki kadın siyasetçinin, negatif polemikler üzerinden yarattığı gündem, sadece siyaseti değil; kadınların politikada geleceğine taş koyacak nitelik(sizlik)teydi. Daha da fenası, “kötücül” siyasetin örneklerini sergiledi bu iki kadın siyasetçi de… Köksal da, Akşener de senelerdir siyasetteler. “Negatif polemiklerinin”, bir incir çekirdeğini doldurmadığını bilecek kadar tecrübeliler. Sadece, Türkiye’de çok az kadının sahip olabildiği “siyasette yöneticilik” şansını ve dahası, seçmenlerin kendilerine destek vermiş olması fırsatını, boşa harcıyorlar. İğneyle kuyu kazarak, binbir emekle siyasette var olmaya çalışan, önlerine erkeklere nazaran çok daha fazla dizilen engelleri aşmaya çalışan kadınlara da büyük haksızlık ediyorlar; çünkü, başka kadınların önünü kapıyorlar. Tıpkı, Tansu Çiller “olumsuz örneğinin”, yıllarca kadınların önünü kestiği gibi, Türkiye siyasi tarihine “kötü miraslar” bırakıyorlar.

SEÇMENİN ÇOĞUNLUĞU KADINLAR AMA

31 Mart’ta oy kullanacak yaklaşık 61.5 milyon seçmenin, aşağı yukarı yüzde 51’i kadın…Diğer bir deyişle, yerel seçimlerin oy verenlerinin 31 milyon 85 binini kadınlar oluşturacak. Fakat, her seçimlerde olduğu gibi, aday belirlenirken kadınlar fena halde geri plana düştü. 31 Mart’ta da, 30 büyükşehrin belediye başkanlığına aday gösterilen 734 kişinin sadece 94’ü kadın siyasetçiler. Türkiye İşçi Partisi, 11 kadın adayla büyükşehirlerde en çok aday gösteren parti; DEM’in 9 ve CHP’nin de 5 kadın büyükşehir adayı var. Siyasetin sağ kanadında tablo iyice hazin: İYİ Parti’nin 4, AK Parti’nin sadece ve sadece 1 kadın adayı var. Gelecek Partisi, Memleket Partisi ve Yeniden Refah’ın da 1’er kadın büyükşehir belediye başkanı adayı bulunuyor. Saadet Partisi ve HÜDA-PAR’ın, büyükşehirlerde hiç kadın adayı yok. Oysa, Türkiye’nin 30 büyükşehrinde, seçmenlerin ezici ağırlığı yaşıyor: yaklaşık 47 milyon 900 bin seçmen. Ve büyükşehirlerde tüm partilerin toplam kadın aday oranı yüzde 13’te kalmış. 24 Mayıs 2023 genel seçimleriyle belirlenen Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin sadece yüzde 19,9’u kadınlardan oluşuyor. Meksika, Yeni Zelanda ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde kadın milletvekili sayısının parlamentonun yarısını oluşturduğunu; Arnavutluk’ta kadın bakanların kabinenin yaklaşık %67’sini oluşturduğunu düşünürsek, Türkiye’nin “eşit temsiliyet” alanında ne denli geri kaldığını daha iyi anlarız. Bu 8 Mart da, Türkiye siyasetinin kayıp hanesine yazılacak-ama muhakkak, kadınların önünü açan ve siyasete gerçekten pozitif değişiklikler getiren kadınların sayısı bu ülkede de artacak.

SİYASETİN HİÇBİR YERİNDE KADIN YOK

Siyasette kadın temsiliyetinin eksikliği, sadece adaylıklarla ve aktif siyaset yapan kadınlarla sınırlı değil. Siyaset üzerine konuşturulan kadınların sayısı da çok sınırlı: medyada politik tartışmalarda, akademik organizasyonlarda kadınlar ya azınlıktalar, ya da hiç yoklar. Dış Politikada Kadınlar İnisiyatifi (DPK), kadın siyasi analistlerin medyada temsiliyetini arttırmaya çalışıyor. Oluşturdukları veri tabanından, kadın uzmanlarla bağlantı kurmak da mümkün. Kamuoyu araştırmacıları arasında da, kadınlara rastlayamıyoruz: Di-En Araştırma Genel Koordinatörü Tacire Baktaş, bir istisna. Bu yerel seçimlere giderken, gazeteci Gizem Fidan’ın MKHaber TV’de moderatörlüğünü yaptığı “Kadın Sözü” programı da, sadece kadınların siyaseti tartıştığı nadir programların bir örneği. Maalesef, hep “yok yok yok”lardan bahsetmek zorunda kalıyoruz Türkiye siyasetinde kadın temsiliyetinden bahsedince… Oysa, araştırmalara göre, Türkiye’nin kamuoyu her alanda kadın temsiliyetine hazır ve hatta, toplumun %70’inden fazlası kadınların siyasette yer almasının politikayı “daha iyi” hale getireceğini söylüyor. Bu 8 Mart da, Türkiye siyasetinin kayıp hanesine yazılacak-ama muhakkak, kadınların önünü açan ve siyasete gerçekten pozitif değişiklikler getiren kadınların sayısı bu ülkede de artacak.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER