© Yeni Arayış

Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı: "Mezardan çıkarılan örnekler Cem Garipoğlu'na ait"

Cem Garipoğlu'nun incelenen DNA örneklerinin babası ve annesiyle birebir aynı olduğunu bildirdi.

Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı, mezarı açılan Cem Garipoğlu'nun incelenen DNA örneklerinin babası Nida ve annesi Tülay Makbule Garipoğlu ile birebir aynı olduğunu bildirdi.

Başsavcılıktan yapılan açıklamada, "Yapılan işlemlerin sonucunda mezardan çıkarılan örneklerin, baba Mehmet Nida ve Anne Tülay Makbule'nin müşterek çocuğu Cem Garipoglu'na ait olup, yine bu kişinin 2014 yılında otopsi işlemi yapılarak intihar ettiği belirlenen şahısla birebir aynı DNA profiline sahip olduğu tespit edilmiştir" ifadeleri yer aldı.

Münevver Karabulut'u öldüren ve 2014 yılında cezaevinde intihar ettiği bildirilen Cem Garipoğlu'nun mezarının açılmasının ardından cesedinden alınan parçaların adli tıp incelemesi tamamlandı. 

"DNA'lar birebir aynı"

Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı, mezardaki kemiklerin Garipoğlu'na ait olduğunu açıkladı. Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı: "Cezaevinde intihar ettiği tespit edilerek defnedilen Cem Garipoğlu'nun, ölmediği ve defnedilen kişinin farklı biri olduğuna yönelik iddialar üzerine Karabulut ailesinin talebi ve Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kararıyla 3 Ekim 2024 tarihinde feth-i kabir işlemi yapılmıştır. İstanbul Adli Tıp Kurumu uzmanları tarafından yapılan inceleme sonrasında Biyoloji ihtisas Dairesi'nde kemik, diş ve diğer tüm örnekler üzerinde DNA incelemeleri büyük bir titizlikle gerçekleştirilmiştir. Yapılan işlemlerin sonucunda mezardan çıkarılan örneklerin, baba Mehmet Nida ve Anne Tülay Makbule'nin müşterek çocuğu Cem Garipoglu'na ait olup yine bu kişinin 2014 yılında otopsi işlemi yapılarak intihar ettiği belirlenen şahısla birebir aynı DNA profiline sahip olduğu tespit edilmiştir."

"Yeniden rapor alınmasını talep edeceğiz"

Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, açıklanan sonuçlara yönelik ilk açıklamasını yaptı.

NTV’ye konuşan Epözdemir, özetle şunları söyledi: "Rapora henüz biz ulaşamadık sistemde yok henüz. Cumhuriyet başsavcılığının kurumsal açıklama ile müptedi olduk rapor içeriğini. Bu açıklamaya göre DNA örnekleri Garipoğlu ile uyuşmuş tabii biz rapor yüklendikten sonra raporla ilgili bilimsel akademik ve hukuki değerlendirmelerimizi yapacağız, aile ile rapor içeriğini paylaşacağız, ailenin bu konudaki bakış açısı önemli. Eğer onlar itiraz hakkımızı kullanalım derlerse rapor içeriğine itirazımızı yapacağız. Rapor içeriği eğer bilimsel ve hukuki değerden yoksun ve mesnetsiz ise adli tıp genel kurulunda itiraz hakkımızı kullanabiliriz. Hatta kemik yaşı tespitini de talep edeceğiz fakat an itibariyle rapor içeriğine ulaşamadık, bilimsel bir çalışma yapamadık. Müvekkilleri aradım ulaşamadım, onlarla da görüşeceğim. Şayet kendilerinde bu raporun bilimsel dayanaktan yoksun olduğuna yönelik irade oluşur ve itiraz etmemiz istenirse Adli tıp Kurumu’na yeniden rapor alınması veya üniversitelerin adli bilimsel enstitülerinde inceleme yapılmasını talep edeceğiz.

Bir poşet vardı biliyorsunuz mezarın içerisinde, bununla ilgili inceleme yapılması talebimiz vardı, mezarın içerisindeydi bir vücut bütünlüğü yoktu, o poşetin de ağzı bağlıydı, nitekim başsavcılık makamı da o poşete raporunda yer vermişti. Onun üzerinde bir DNA ve parmak izi incelemesi talep etmiştik. Poşette hiçbir deformasyon yok, poşet bağımsız bir şekilde içerisinde hiçbir şey olmadan mezarın içinde duruyor, sanki bu incelemeye esas alınan kemik kafa tası parçaları sonradan getirilmiş olabilir şeklide müvekkillerde makul bir şüphe oluşmuştu."

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER