Silah bırakmaya iki adım kaldı*
SİYASETMurat Aksoy 3 Ocak 2013’te Ahmet Türk ve Ayla Akat Ata’nın İmralı’ya gitmesi ile fiili olarak başlayan “Çözüm Süreci” boyunca 28 Şubat 2015 yılında Dolmabahçe Mutabakatı’na kadar olan dönemde sırasıyla Yeni Şafak, T24 Gazeteleri’de yazdığı kimi yazıları, dönemleri kıyaslamak, neler yaşandığını paylaşmak ve dönemin ruhunu görmek açısından anlamlı olacağını düşündüğü için "Çözüm Süreci Yazıları" başlığıyla yeniden yayımlıyor.
* Bu yazı 26 Nisan 2013'te Yeni Şafak’ta yayımlandı.
Dün sadece Türkiye değil tüm dünyanın gözü Kandil'deydi. Murat Karayılan'ın gecikmeli olarak kameralar önüne geçerek Türkiye'deki PKK'lıların sınır dışına çekileceğini açıklaması sadece terör sorununun çözümünde değil Türkiye'nin normalleşmesi açısından da büyük bir adımdır. Bu adımda AK Parti'nin sorunu çözme konusundaki iradesinin payı büyüktür.
AK Parti'nin Kürt sorununu çözmek için 2005 sonunda İmralı ile başlattığı süreç, kesintiler yaşansa da hiç sona ermedi. Son olarak 2011'de Silvan'da kesintiye uğrayan süreç, AK Parti ve Öcalan'ın iradesi ile yeniden hayat buldu.
3 Ocak'ta Ahmet Türk ve Ayla Akat Ata'nın İmralı'yı ziyareti ile başlayan yeni süreç, tarafların çözüme olan inançlarını net biçimde ortaya koydu. Bu süreç, ilk meyvesini 21 Mart'ta Öcalan'ın PKK'ya yönelik olarak yaptığı "silahlı mücadele dönemi bitti, demokratik siyaset dönemi başladı" açıklamasıyla verdi.
Murat Karayılan'ın açıklaması, Öcalan'ın ilan ettiği barış ilanının, PKK tarafından da kabullenilmesi ve sahiplenilmesi oldu. Bu iki gelişmenin anlamı PKK'nın silahlı mücadeleye son noktayı koymasıdır. Silahın bırakılması zaman alacaktır.
Gelinen nokta, AK Parti/devlet ile İmralı arasında çözümün temel çerçevesi olarak anılan yol haritasında sondan iki adım öncesidir. Süreci tamamlayacak olan; devletin yasal ve anayasal değişiklikler konusunda adım atması ve eş zamanlı olarak PKK'nın da silahlara veda etmesidir. Bu iki adım birbirine paralel ilerleyecektir.
SORUNUN İKİ YÜZÜ
Bu aşamadan sonra Kürt sorunu, iki farklı sorun alanı olarak karşımıza çıkacaktır. İlki Türkiye içinde Kürt sorununun yarattığı sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasal alanlarda bugüne kadar çok fazla konuşmadığımız sorunlarla yüzleşme ve onlara çözümler üretme.
İkincisi de; silah bırakan PKK'lıların Türkiye'ye hangi şart, koşullarda dönecekleri ve sosyal hayata nasıl katılacakları noktasındadır.
Bugüne kadar Kürt sorunu olarak, Kürtlerin temel hak ve özgülüklerini, dillerini konuşabilmelerini, eğitim haklarını, kültürlerini geliştirebilmelerini tartıştık. Bu sorunlar, yapılacak yasal ve anayasal düzenlemelerle göreli olarak çözülmesi daha kolay sorunlardır.
Bugüne kadar konuşmadığımız ise bu sorunların toplumsal düzlemdeki yansımalarıdır. Bölgesel kalkınma farkı, işsizlik, sokağa itilmiş çocuklar, eğitim gibi sosyal sorunlar önümüzdeki dönemde üzerine en çok duracağımız konular olacak. Bu sorunların çözülmesinde barış iklimi elbette katkı sağlayacaktır ama esas çözüm Kürtlerin yoğun yaşadığı büyükşehirlerde özel sosyal projeler gerçekleştirilmesi, gerektiğinde pozitif ayrımcılık yapılması ile gerçekleşecektir.
PKK'LILARIN GELECEĞİ
Çözüm sürecinin bu aşamadan sonrası en önemli sorusu ise silah bırakan ve sınır dışına çekilen yönetici kadro dışında kalan PKK'lıların Türkiye'ye nasıl ve hangi koşullarda dönecekleridir.
Sonuç olarak sınır dışına çekilen ve silah bırakan PKK'lıların Türkiye'ye dönmeleri mevcut yasal çerçevede zor görünmektedir. TCK'da var olan "pişmanlık yasası" bu aşamada işlevsiz görünmektedir. O yüzden PKK'lıların Türkiye'ye nasıl dönecekleri, hangi hukuksal sürecin izleneceği konusunda bir yasal düzenleme zorunlu görünmektedir.
Bu dönüşün ikinci adımı ise dönenlerin sosyal hayata nasıl katılacakları konusudur. Bu insanların gündelik hayata katılması, hayatlarını idame ettirmeleri, siyasete girmeleri gibi konularda ciddi projeler üretmek durumundayız. Üretilecek bu projelerin başarısı, PKK'nın silah bırakmasını hızlandıracağını unutmamalıyız.
Türkiye dün tarihi bir adım atmıştır. 30 yıl süren terörün sona ermesi başlı başına büyük bir başarıdır. Bunun en büyük aktörü olan AK Parti'ye "gizli ajandası var", "başkanlık hevesinde" gibi akıl dışı suçlamalar yöneltmek, gerçeğe gözünü kapatmaktır. Öyle bile olsa terörün sona ermesi siyasetin yolunu açtığı için tarihidir, önemlidir ve geri dönülmezdir.
Türkiye normalleşmeye, sivilleşmeye devam ediyor. Sürecin karşısında olanların Yeni Türkiye'de gelecekleri yok.
İlginizi Çekebilir