© Yeni Arayış

Servet adaletsizliği Türkiye’de ne kadar derin?

Servet adaletsizliği Türkiye’de ne kadar derin?

Credit Suisse ve UBS tarafından yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye'de en zengin yüzde 1'lik kesimin ülkenin servetinin yüzde 40'ını elinde bulundurduğu ortaya çıkıyor. Bu, Türkiye'nin bu alanda Avrupa'da ilk sırada yer aldığını gösteriyor. Günümüzde dünyanın karşı karşıya olduğu en büyük sorunlarından biri olan servet dağılımı adaletsizliği, Türkiye için de ciddi bir mesele olarak karşımıza çıkıyor. Son verilere göre, Türkiye'nin Avrupa'daki servet adaletsizliği sıralamasında üst sıralarda yer aldığını görüyoruz. Credit Suisse ve UBS tarafından yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye'de en zengin yüzde 1'lik kesimin ülkenin servetinin yüzde 40'ını elinde bulundurduğu ortaya çıkıyor. Bu oldukça çarpıcı bir rakam ve Türkiye'nin bu alanda Avrupa'da ilk sırada yer aldığını gösteriyor. Bu verilere göre, Türkiye'deki en zengin yüzde 1'lik kesim, ülkenin servetinin neredeyse yarısını elinde bulunduruyor. Üstelik bu kesimin elindeki servet diğer Avrupa ülkelerine göre oldukça yüksek bir oranda.  Türkiye’de en zengin yüzde 5’lik kesim servetin yüzde 59,2’sine sahip. En zengin yüzde 10’luk kesim ise servetin yüzde 69,8’ine sahip.  Bu durum, ülkemizde servetin adil bir şekilde dağıtılmadığını gösteren önemli bir gösterge olarak karşımıza çıkıyor.

TÜRKİYE’DE EN ZENGİN YÜZDE 5, SERVETİN YÜZDE 59,2’SİNE SAHİP

Diğer yandan, en zengin yüzde 5 ve yüzde 10'luk kesimlerin servetten aldığı paya bakıldığında da Türkiye'nin ikinci sırada yer aldığını görüyoruz. Türkiye’de en zengin yüzde 5’lik kesim servetin yüzde 59,2’sine sahip. En zengin yüzde 10’luk kesim ise servetin yüzde 69,8’ine sahip. Bu durum, ülkemizde servetin adil bir şekilde dağıtılmadığını gösteren önemli bir gösterge olarak karşımıza çıkıyor. Credit Suisse ve UBS tarafından yayımlanan verilere göre Türkiye’de servet dağılımı oldukça adaletsiz. Bunun birçok göstergesi var. İlki servet dağılımı eşitsizliği gini katsayısı. 0 mutlak eşitliği gösterirken bu sayı 1’e yaklaştıkça eşitsizlik artıyor. Türkiye'nin gini katsayısının 0,80 olması, ülkenin servet dağılımındaki adaletsizliğin ne kadar derin olduğunu gösteriyor. İlk sırada yer alan İsveç'ten çok da uzak olmayan bir rakamla Türkiye, bu alanda da üçüncü sırayı alıyor. 2022 yılında Türkiye’de halkın yüzde 71’inin 10 bin dolardan az serveti bulunuyor. Yetişkin başına düşen servet açısından da Türkiye'nin durumu oldukça iç açıcı değil. Ortalama servetin 16,7 bin Euro olduğu Türkiye'de, ortanca servet miktarı ise 5,2 bin Euro ile dikkat çekiyor.Ortanca servet, servet aşağıdan yukarıya doğru sıralandığında ortada kalan sayı. Ortalama servet tutarında hemen üstümüzde yer alan Bosna-Hersek’te bu rakam 32 bin, İsviçre’de ise 650 bin Euro. Bu durum, Türkiye'nin Avrupa'da hem ortalama hem de ortanca servet açısından açık ara son sırada bulunduğunu gösteriyor. Türkiye'de servet adaletsizliği sorunu sadece bir istatistikten ibaret değil; bu durum, ülkenin sosyal dokusunu, ekonomik yapılanmasını ve geleceğini derinden etkileyen bir faktör olarak karşımıza çıkıyor. Bu veriler ışığında, Türkiye'nin servet adaletsizliği ile mücadele etmek ve daha adil bir toplum oluşturmak için ciddi adımlar atması gerektiği açık. Aksi halde, bu adaletsizlik sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal ve siyasal istikrarı da tehdit eden bir faktör haline gelebilir. Peki, Türkiye'de servet dağılımının bu kadar adaletsiz olmasının sebepleri neler olabilir? Birincisi, ekonomik politikaların belirli bir kesimi avantajlı konuma getirmesi ve bu politikaların gelir eşitsizliğini artırıcı etkileri olması. Ayrıca, vergi politikalarının da servetin daha da yoğunlaşmasına katkı sağladığı görülüyor.

EKONOMİK POLİTİKALAR VE VERGİ POLİTİKALARI ETKİLİ

Peki, Türkiye'de servet dağılımının bu kadar adaletsiz olmasının sebepleri neler olabilir? Birincisi, ekonomik politikaların belirli bir kesimi avantajlı konuma getirmesi ve bu politikaların gelir eşitsizliğini artırıcı etkileri olması. Ayrıca, vergi politikalarının da servetin daha da yoğunlaşmasına katkı sağladığı görülüyor. Vergi politikalarının daha adil bir şekilde düzenlenmemesi, en zengin kesimin vergi yükünün diğer kesimlere oranla daha hafif olmasına ve dolayısıyla servetin daha da yoğunlaşmasına yol açıyor. Bunun yanı sıra, eğitim ve istihdam politikalarındaki eksiklikler de servet dağılımındaki adaletsizliği besleyen faktörler arasında. Eğitim olanaklarına erişimdeki farklılıklar ve işsizlik oranlarındaki yükseklik, gelir eşitsizliğini derinleştiren unsurlar olarak öne çıkıyor. Ülkemizde servet dağılımındaki adaletsizliği azaltmak için yapılması gerekenler de açık. Vergi sisteminin daha adil bir şekilde düzenlenmesi, gelir ve servetin daha dengeli dağılımını sağlar. En zengin kesimlerin vergilendirilmesi konusunda daha etkin adımlar atılmalı ve vergi kaçakçılığıyla mücadele edilmeli. Ayrıca, eğitim ve istihdam politikalarında yapılan reformlar da servet eşitsizliğini azaltır ve daha kapsayıcı bir ekonomik büyüme sağlar. Sonuç olarak, Türkiye'nin servet dağılımındaki adaletsizliği ile başa çıkması için yapılması gerekenler açıkça ortada. Ancak bu sorunun çözümü için kararlı adımlar atılmadığı sürece, gelir eşitsizliği ve sosyal huzursuzluk gibi sorunlar da beraberinde gelmeye devam edecektir.  

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER