Seçimden çıkarılmayan dersler
SİYASETSeçimden çıkarılmayan dersler
Ana muhalefetin, devletin güvenlik siyaseti karşısında hükümeti hesap vermeye davet etmesi şüphesiz ki meşrudur. Ancak bu tutum, PKK terörü karşısında TBMM ortak bildirisine imza atmamayı makul ve maruz hale getirmez. Atılmayan o imza, “Yeni CHP” liderliğini Anadolu’da çok zor durumda bırakacak. Özgür Özel’in memleketi Manisa’da camii avlusundan polis korumasıyla çıkacak konuma gelmesi gelinen durumun üzücü bir özeti.
İyi Parti ise başka bir alemde. Galiba Akşener, doğru şeyleri yanlış zamanda yapma konusunda büyük bir usta. Kılıçdaroğlu’na karşı çıkması doğruydu. Ama o yaptığı şeyi son dakika değil, seçimden aylar önce yapmalıydı. Masadan kalkıp tekrar oturarak kendisini de dahil olduğu grubu da zor durumda bıraktı. Şimdi de benzer bir süreç işliyor. İyi Parti’nin CHP’den bağımsız bir muhalefet stratejisi çizmesi ve ittifak sistemine karşı bir üçüncü yol siyasetini zorlaması son derece anlamlı ve değerli şeyler. Ancak zamanlama çok yanlış. Yaklaşan yerel seçim pragmatik kaygıları ön plana çıkarıyor. Ayrıca İyi Parti’nin ne örgütü ne de ideolojisi aynı anda hem CHP hem de AKP’yle mücadele edecek ölçüde güçlü değil. Bu iki büyük parti, İyi Parti’yi parçalıyor. DEM, geçmişteki hataları tekrar eden bir çizgide ısrar ediyor. Bu hareket 2015 seçimlerinde zirveyi gördü. % 13 oya karşı 6 milyon aşkın seçmenin desteğini kazandı. Bu sene yapılan seçimde ise son 8 yılda seçmen sayısı artmış olmasına rağmen oy sayısı 4 milyon 800 bine, oy oranı ise % 8,8’e geriledi. Bu durumu sadece siyasi iktidarla olan çatışma üzerinden açıklamak imkânsız. Kürt hareketi koşulsuzca muhalefetin yanında saf tuttuğu, Kürt kökenli vatandaşların, özellikle de gençlerin yeni siyasal sosyolojik eğilimlerini iyi okuyamadığı ve PKK ile arasına mesafe koyamadığı için kaybediyor. Yönetim yenilendi. HDP’nin eş başkanları yok DEM’de. Ama heyecan ve geleceğe dair motivasyon çok eksik. Bu eğilimler devam ederse DEM, Kürt hareketinin başladığı yere, yani % 5-6 aralığına doğru ivme kaybedecek. Saadet, Gelecek, DEVA ve Demokrat Parti’de ise, geçen sene bu zamanlar sorun neyse o vaziyet aynen devam ediyor. Şüphesiz ki bu partilerde çok değerli kadrolar var. Ama seçmen gözünde o kadroların karşılığı son derece sınırlı. Yeniden Refah ve Zafer Partisi’nin ulaştığı kitlesellik düşünüldüğünde, sağ blok partilerinin siyaseten başarısız olduğu açıkça ortada. AKP’nin geniş oy havuzundan kendilerine oy çekemiyorlar. Zayıf liderlik kapasitesi ve motivasyonu düşük örgütler bu dört partinin dün olduğu gibi bugün de kaderi. Son söz bilinen bir gerçeğin hatırlatılmasıyla ilgili olacak: Muhalefetin geçmişten kopamadığı ve aynı hataları tekrarladığı bir ortamda iktidar gerçekten de değişebilir mi?İlginizi Çekebilir