© Yeni Arayış

Şaşırmak, üzülmek ya da şaşır(a)mamak, üzül(e)memek bile

Şaşırmak, üzülmek ya da şaşır(a)mamak, üzül(e)memek bile

Evet, futbolda zirveyi zorlayabiliyoruz ama burada da bir sorun var ufukta, hukukta ve ekonomide de benzer başarıları gösteremeyen bir ülke sporda gelinen noktanın geçici olduğunu da idrak etmiyor mu demektir acaba? “Voleybol ve futbolda neden ekonomiden ve hukuktan daha başarılıyız?” yazımın (Yeni Arayış, 1 Temmuz 2024, Pazartesi) bir devamı bu yazı ama temel fark bu yazıyı Avusturya ve Hollanda milli maçlarımızdan sonra yazıyor olmam ve bence manzaranın, hem iyi hem de berbat yönleriyle daha da netleşmiş olması, nelerin iyi nelerin de berbat olduğuna gireceğim, geçen hafta açmaya gayret etmiştim bu manzaranın nedenlerini, bu hafta amacım daha da netleştirmek. Milli Takımımız Avusturya’yı geçti, Euro 2024’de ilk sekize kaldı; bu yazıyı da Hollanda maçından hemen sonra yazıyorum, Avrupa’da hatta dünyada bir futbol ekolü olan (Cruyff getirmişti) Hollanda’ya 2-1 yenildik, ben çok üzüldüm, eminim ülkede herkes de çok üzüldü, çok üzüldük çünkü alabileceğimiz bir maçı kaybettik, maçın önemli bir bölümünde çok daha üstün oynadık, kaybettik, olağandır, şaşmadık, üzüldük. Yazımın başlığına gelirsek; Hollanda’yı elese idik, şaşıracak mı idik, asla, çünkü çok mümkün idi; hatta biraz önce İngiltere-İsviçre maçını da izledim, Hollanda’yı geçse idik, İngiltere ile yarıfinal oynayacak idik, İngiltere’yi geçip finale çıksa idik de şaşırmayacaktım. Hollanda’ya yenildiğimiz için üzüldük mü, evet çok üzüldük, insan doğası, parmağının ucuna kadar gelen bir şeyi kaçırdığı zaman üzülüyor. Voleybola, hele filenin sultanları konusuna girmiyorum bile, kızlarımız dünya şampiyonu olmazlarsa hem şaşırıyoruz, hem üzülüyoruz. Futbolda Avrupa’da ilk sekize girdik, ilk dördü kıl payı kaçırdık; filenin sultanları malum, peki hukukta ve ekonomide neredeyiz, bir bakalım. Her sene yayınlanan küresel hukuk devleti sıralamasında son sıralamada 146 ülke içinde 117’nciyiz. Küresel demokrasi endeksinde 167 ülke içinde 103’cüyüz.

PEKİ HUKUKTA VE EKONOMİDE NEREDEYİZ?

Eeeeeh, şimdi de gelelim, hukuk ve ekonomiye. Futbolda Avrupa’da ilk sekize girdik, ilk dördü kıl payı kaçırdık; filenin sultanları malum, peki hukukta ve ekonomide neredeyiz, bir bakalım. Her sene yayınlanan küresel hukuk devleti sıralamasında son sıralamada 146 ülke içinde 117’nciyiz. Küresel demokrasi endeksinde 167 ülke içinde 103’cüyüz. Transparency International’ın yine her sene yayınladığı yolsuzluk endeksinde Türkiye devleti 180 ülke içinde 101. sırada. Gelelim ekonomiye. Türkiye dolar bazında hesaplanan kişi başına gelirde dünya ülkeleri içinde 69. Sırada; 2028’de kişi başına dolar bazında gelirimiz artacak ama küresel sıralamada yine 68 ya da 69. sırada kalacağız, yani sıralamamız değişmeyecek. Satınalma gücü paritesine göre hesaplanan kişi başına gelirde ise Türkiye Avrupa’da 36 ülke içinde 28. Sırada (Avrupa, Avrupa duy sesimizi!!!). Gelelim muhtemelen tüm bu büyük sorunların temel nedeni olan eğitime; OECD’nin yaptığı PISA değerlendirmesine göre ülkemiz Türkiye 37 OECD ülkesi içinde 32. sırada. Bu sefer de gelelim işin en can sıkıcı noktasına ve yazımın başlığına. 146 ülke arasında 117. sıradayız ama bu istatistik yayınlandığı zaman ne şaşırıyoruz ne de üzülüyoruz, temel sorun da bu, bu berbat durumu kanıksadık. Yolsuzluk bataklığını herkes görüyor, biliyor, yaşıyor, artık izahı olmayan bir noktaya bile geldi ve tam da bu nedenden mizahı yapılıyor, Transparency International’ın ilk yayınlayacağı yolsuzluk endeksinde en iyi, en temiz on, hadi ondan geçtim, yirmi ülke içine girersek herkes fena halde şaşırır değil mi bu sonuca.

YOKSULLUK BATAKLIĞINI HERKES GÖRÜYOR

Şaşırmıyoruz, çünkü aslında Türkiye 146 ülke içinde ilk ona girerse çok şaşırırdık değil mi? Yolsuzluk bataklığını herkes görüyor, biliyor, yaşıyor, artık izahı olmayan bir noktaya bile geldi ve tam da bu nedenden mizahı yapılıyor, Transparency International’ın ilk yayınlayacağı yolsuzluk endeksinde en iyi, en temiz on, hadi ondan geçtim, yirmi ülke içine girersek herkes fena halde şaşırır değil mi bu sonuca. Yurttaşların en azından yüzde sekseni günlük hayatında büyük bir yoksulluk yaşıyor, kimsenin kimseye bir şey anlatmasına, küresel sıralama vermesine hiç gerek yok; 2024 dünya kişi başına gelir sıralamasında en yüksek ilk ona girsek nasıl şaşırırız değil mi, bu istatistiği Dünya Bankası hazırlamış olsa TÜİK’leşti der, dalga geçeriz değil mi? Ancak, şimdi de gelelim konunun en, evet en üzücü (!!!) yanına. Bu küresel endekslere şaşırmıyoruz, bu normal, biraz tersi olsa o zaman şaşırırız. Ancak, çok üzücü olan hukukta, ekonomide dünyada utanılacak sıralamalarımıza hiç üzülmüyor olmamız. Hazire ve Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek, FATF’nin içinde Ruanda gibi ülkelerin olduğu gri listeden çıktık diye “başardık” mesajı attı, ne korkunç, ne büyük ayıp değil mi? Küresel hukuk devleti endeksinde 146 ülke içinde 117’inci olduğumuzda Adalet Bakanımızın, Adalet Bakan yardımcılarımızın, HSK üyelerimizin, yüksek yargı mensuplarının hemen o gün “Bu durum çok utanç verici bir durum, bu muazzam ayıptan kurtulmak için bu sene elimizden geleni yapmaya söz veriyoruz, bir ilerleme sağlayamaz isek istifa ederiz” dediklerini hiç duydunuz mu? Duymazsınız, çünkü Sırrı Süreyya Önder’in deyişiyle bu insanlar hep “Allah’ım bizi utandırma demişler, Allah da onların bu dualarını kabul etmiş ve utanma duygularını almış yüreklerinden” gibi. Yukarıda verdiğim istatistikler, endekseler hepimizin artık çok iyi bildiği konular ama futbol ve voleybol sayesinde belki birileri bunların Türkiye için çok ayıp şeyler olduğunun bilincine varacak. Bu berbat sorunları çözmek için ilk yapılması gereken ise üzülmek ve 146 ülke içinde hukuk devleti endeksinde 117’inci sıramızdan utanmak, şaşırmak, biz burada olmamalı idik demek. Ve gereğini yapmak, gereğini yapmayanlara da oy vermemek, yargı önüne çıkmaları için uğraşmak. Hukuk devleti sıralamasında 117. sıradan, PISA sıralamasından şaşmayan, daha önemlisi çok üzülmeyen bir millet ve özellikle de yöneticileri, gereğini yapmayanlar arlanma duygularını yitirmişler midir acaba? Evet, futbolda zirveyi zorlayabiliyoruz ama burada da bir sorun var ufukta, hukukta ve ekonomide de benzer başarıları gösteremeyen bir ülke sporda gelinen noktanın geçici olduğunu da idrak etmiyor mu demektir acaba?

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER