Daha hızlı at arabası istemeyenler için “Paylaşımlı Yolculuk Yönetmeliği”
KÖŞE YAZILARIDaha hızlı at arabası istemeyenler için “Paylaşımlı Yolculuk Yönetmeliği”
Bir düğümü çözmek için, bazen yalnızca düğümlenen ip ile uğraşmak yetmez, başka bir araç kullanmak gerekebilir. Bu da sistemin sunduğu çerçevenin dışındaki bir çözümün gerekliliğinin sinyallerini veriyor.
Tüm bu denklemde şehirli genç-yetişkin çalışanının imdadına koşan hiçbir mekanizma yok mu, sorusu bir süredir kafamı kurcalıyordu. Düşüncem odur ki, bu görevi serbest piyasa aktörleri üstleniyor, en azından üstlenmeye çalışıyor. Gerçekten de, ulaşım imkânlarıyla mevcut taksi seçenekleri arasındaki “alan memnun, satan memnun” denklemini düşündüğümüzde, bu çerçevenin dışına çıkabilen tek oyuncular, girişimciler veya büyük firmalar olabiliyor. Uber meselesinde Türkiye bu denklemi daha önce test etti. Ancak sonuç pek de olumlu olmadı. Uber’in neden Türkiye’de dünyadaki örnekleriyle paralel bir biçimde işleyemediğine dair uzunca kafa yorabiliriz, ancak şu an için Uber’i yalnızca alternatif yaratma lehine başarısız bir deneyim olarak değerlendirelim. Diğer taraftan, Türk bir girişimci, belki salt üzerinde durduğumuz sosyolojik fenomeni tatmin etmek için olmasa da, aynı meseleye alternatif bir çözüm getirebilmek için tabiri caizse canını canına katıyor. Elbette, kamuoyunun bir süredir yakından tanıdığı Oğuz Alper Öktem’den bahsediyorum.Önümüzdeki yerel seçimlerde yaşadığım büyükşehirde Paylaşımlı Yolculuk Yönetmeliği’ne en azından sinyal veren adaylar benim için ön planda olacak. Benimle aynı kaygıları paylaşan seçmen için, şimdilik meseleye bir de bu taraftan bakmasını önermekle yetinebilirim.
Öktem’in mücadelesi, Türkiye’de alternatif gelişmelerin lehtarlarının mücadelesiyle paralel bir inada karşıymış gibi geliyor bana. Ortada sistemsel bir kördüğüm olduğunda, çözüm her zaman sistemin içinden çıkmayabilir. Bir düğümü çözmek için, bazen yalnızca düğümlenen ip ile uğraşmak yetmez, başka bir araç kullanmak gerekebilir. Bu da sistemin sunduğu çerçevenin dışındaki bir çözümün gerekliliğinin sinyallerini veriyor. Gerçekten de, mevzubahis ulaşım sorununu ister sosyolojik, ister ekonomik, isterseniz de politik bağlamdan değerlendirin, varacağınız sonuçlar, yine çerçeve içinden çıkacaktır. Örneğin genç yetişkin çalışan nüfusa şahsi araç alımında belirli bir vergi indirimi, yahut daha fazla taksi, yahutsa daha iyi alt yapı. Ancak tüm bu çözümler, Henry Ford’un klasik “daha hızlı giden bir at arabası” modeline benziyor. Çözümlerin politik uygulanabilirliği bir kenara, artık bu kördüğümün mağdurları olarak daha hızlı bir at arabası istemekten vazgeçip, bir otomobil aramamız gerekiyor. Belki tamamen olmasa da, Öktem’in savunusunu yaptığı Paylaşımlı Yolculuk Yönetmeliği, elimizde, serbest piyasa dinamikleri uyarınca spontane doğan en ideal seçenek gibi duruyor. Gerçekten de, özellikle ekonomik zorlukları politik çıkarlarının altında kalan seçmen grubu için, yaklaşan yerel seçimlerde daha iyi ulaşım alt yapısı ya da daha fazla taksiye ilişkin bir talepte bulunmak, yetersiz gözüküyor. Bu nedenle, önümüzdeki yerel seçimlerde yaşadığım büyükşehirde Paylaşımlı Yolculuk Yönetmeliği’ne en azından sinyal veren adaylar benim için ön planda olacak. Benimle aynı kaygıları paylaşan seçmen için, şimdilik meseleye bir de bu taraftan bakmasını önermekle yetinebilirim.İlginizi Çekebilir