Pandemi dönemi alkol satış yasakları hukuka uygun bulundu(!)
EKONOMİPandemi dönemi alkol satış yasakları hukuka uygun bulundu(!)
HUKUKA UYGUNLUK, FELSEFİ BİR MEŞRUİYET İFADE ETMEMEKTEDİR
Hukukun olağan dönemdeki sınırlarının ortadan kalktığı bu istisnai süreçte, Türkiye’nin kamu güvenliği kavramını olabildiğince geniş yorumlaması, çeşitli özgürlüklere yönelik kısıtlamaların halk sağlığı anlatısıyla meşrulaştırılmasının en azından felsefi olarak önüne bir engel koymuştur. Mercek altına alınması gereken önemli bir husus da elbette bu dönemde, bir pandemi tedbiri olarak uygulamaya konulan alkol satış yasağıdır. Yalnızca alkol satış yasağı değil, pandemi döneminde uygulanan istisnai her kısıtlama, pozitif hukuk ile felsefi değerlerin çarpıştığı bir meşruiyet problemine atfı gerekli kılmaktadır. Başka bir ifadeyle, hukuka uygunluk, başlı başına felsefî bir meşruiyet ifade etmemektedir. Yine de, özellikle güncel siyasetle ilişkisi bakımından, pozitif hukukun özgürlük ihlali hususunda sınırlarının ne denli genişletildiğini tespit edebilmek adına önemli olacaktır. Nitekim Agamben başta olmak üzere kendini kısıtlamalara karşı şüpheci olarak tanımlayan pek çok düşünür, yalnızca bir tespit yapmakla yetinmişti. Bu tespit uyarınca devletler istisnai halin öngördüğü bir yetki aşımı tecrübe ediyordu. Bu yetki aşımının, lehe veya aleyhe uygulanmasına bakılmaksızın meşru olmayan bir fenomen olduğunun gözlemlenmesi oldukça popüler bir görüştü. Maalesef bu tartışma, hukuk ve siyaset alanına yeteri kadar yansımadı. Bu nedenle özellikle alkol satış yasağı konusuna ilişkin tartışmalarda, istisna hali ve takip eden felsefi tartışmaların tekrar gün yüzüne çıkartılması gerekildiği kanaatindeyim. Zira tam kapanma tedbirleri uyarınca uygulanan alkol satış yasağı yakın zamanda Danıştay kararıyla hukuka uygun bulundu. Hakkını Savun derneği, yasağın uygulamaya koyulduğu ve geniş bir toplumsal itiraza maruz kaldığı 2021 yılında vatandaşı söz konusu yasağa karşı hukukî aksiyon almaya davet etmişti. Dernek, 2021 yılında İstanbul İl Umumî Hıfzısıhha Kurulunun hukuka aykırı işlemine ilişkin Danıştay’da dava açmıştı. Derneğin yakın zamanda yaptığı açıklama uyarınca Danıştay, iptal istemini reddetmek suretiyle yasağın hukuka uygun olduğunu tespit etti. Üzerinde durmak istediğim tartışma, hukukun sınırlarının yanlış veya doğru tatbik edilmesine yönelik değil. Pozitif hukuk uyarınca karar vermekle yükümlü bir yüksek yargı kurumunun verdiği kararın ancak isabetli olup olmadığını tartışabiliriz. Yanlış olduğunu ifade etmek, bizi hukukî değil felsefî bir tartışmaya davet edecektir. Siyasete dönecek olursak yapacağımız en önemli tespit, olağan hal hukukunun çerçevesinin dışında ortaya koyulan uygulamaların nasıl bir siyaset ve yaşam tarzı aleyhine uygulandığını tartışmakla sınırlı kalmaktadır. İstisna halinin devletlere yönelttiği yetki aşımının nasıl bir siyaset metoduyla ve hatta ideolojiyle işlendiğini gözlemlememiz gerekir.YETKİ AŞIMININ, NASIL BİR SİYASET METODUYLA İŞLENDİĞİNİ GÖZLEMLEMEMİZ GEREKİR
Başka bir ifadeyle Danıştay’ın uygulanan alkol yasağını hukuka uygun bulması yasağın meşruiyetine ilişkin bir tespit değildir, ancak pozitif hukuka uygunluğuna yönelik bir tespit olabilir. Siyasete dönecek olursak yapacağımız en önemli tespit, olağan hal hukukunun çerçevesinin dışında ortaya koyulan uygulamaların nasıl bir siyaset ve yaşam tarzı aleyhine uygulandığını tartışmakla sınırlı kalmaktadır. İstisna halinin devletlere yönelttiği yetki aşımının nasıl bir siyaset metoduyla ve hatta ideolojiyle işlendiğini gözlemlememiz gerekir. Bugün Türkiye siyasetinde alkollü içki tüketimi makbul olmayan bir yaşam tarzı pratiği olarak etiketlenmekte, ve elde edilen her ekonomik ve hukukî fırsatta kısıtlamaya maruz kalmaktadır. Pandemi dönemi, bu anlamda elde edilen fırsatlardan bir tanesi olmuştur. Ancak bu münferit pratik, başlı başına yetki aşımı kavramının meşruiyeti tartışmasını gölgelememelidir.İlginizi Çekebilir