© Yeni Arayış

Otoriteryanizm ve popülizm: Çözüm değil felaket!

Putin (Rusya) ve Orban (Macaristan) gibi otoriter ve popülist liderler, Trump’ın zaferini kendi başarılarıymış gibi coşkuyla karşıladılar ve dost olarak gördükleri Trump’a hemen kutlama mesajları yolladılar. Otoriter ve popülist liderlerin hepsinin ortak noktası, barıştan, demokrasiden ve hukuktan nefret etmeleridir.

Trump’ın yeniden başkan seçilmesi, bütün dünyada büyük bir endişe, kaygı ve korku yarattı. Trump’ın yeni dönem başkanlığıyla birlikte, dünyayı belirsizliklerle ve risklerle dolu bir gelecek beklemektedir. Despotizme karşı güçlü ve katı denge, denetleme ve fren mekanizmları olan Amerika sisteminde, Trump gibi otoriter, popülist ve kural tanımaz birinin tekrar başkan seçilmesi, otoriter liderlerin kolaylıkla en güçlü demokrasileri bile zayıflattıkları ve yıktıkları gerçeğiyle bizi karşı karşıya getirmektedir. Trump’ın Amerikan demokrasisini yıkamayacağını söyleyebiliriz, ancak Trump’ın Amerika demokrasisini çok zayıflatacağını söylemek mümkündür. Dört yılın sonunda Amerika demokrasisi, bugünden çok daha gerilere düşen bir demokrasiye dönüşecektir.

Putin (Rusya) ve Orban (Macaristan) gibi otoriter ve popülist liderler, Trump’ın zaferini kendi başarılarıymış gibi coşkuyla karşıladılar ve dost olarak gördükleri Trump’a hemen kutlama mesajları yolladılar. Otoriter ve popülist liderlerin hepsinin ortak noktası, barıştan, demokrasiden ve hukuktan nefret etmeleridir. Otoriter ve popülist liderler, kendi tek adam rejimlerini ve diktatörlüklerini kurmak için hukuku ve demokrasiyi kolaylıkla rafa kaldırmaktadırlar. Demokrasinin ve hukukun rafa kaldırıldığı ve popülist otoriter liderlerin keyfine göre işleyen bir uluslarası sistem, Putin başta olmak üzere bütün antidemokratik liderlerin ortak hayalidir.

Trump, bugün Cumhuriyetçi Parti üzerinde tam bir kontrole sahiptir. Putin ve Orban başta olmak üzere nerdeyse bütün otoriter liderler, diktatörlüklerini ve tek adam rejimlerini ilk başta partilerinde kurmaktadırlar. Otoriter popülist liderler, ilk önce partilerini demokratik siyasal kurumlar olmaktan çıkarıp kendi kişisel mülkeri haline getirmektedirler. Siyasal partilerin otoriter liderlerin şahsi şirketi gibi çalışması, demokrasiyi, hukuku ve barışı zayıflatmakta ve tahrip etmektedir. Tek adam rejiminin aparatları haline geen siyasal partiler, ülkenin ekonomik, sosyal, siyasal, güvenlik ve hukuki sorunlarını ve krizlerini demokratik, sivil ve barışçıl politikalarla çözme yeteneklerini, imkanlarını ve kapasitelerini kaybetmektedirler. Otoriter popülist liderler, kendi şahsi çıkarları ve iktidarları uğruna, partileri, yargıyı, basını, iş dünyasını, bürokrasiyi, geleneksel değerleri ve kurumları bir bütün olarak çürütmekte ve çökertmektedirler. Otoriter popülist liderlerin işbaşında olduğu yerlerde, tek adam rejiminin dışında anayasa ve yargı başta olmak üzere bütün kurumlar ve kanunlar işlevsizleştirilmiş ve etkisizleştirilmiştir. Hukukun ve kurumların etkisizleştirilmesi demokrasiyi, popülizm ve otoriteryanizm dalgası karşısında çok kırılgan ve zayıf hale getirmektedir. 

Otoriter popülist liderlerin kamplaştırma ve çatıştırma konusunda sonu gelmeyen bir enerjileri bulunmaktadır. Otoriteryanizm ve popülizmin çözüm diye pazarladığı şey, çatışmayı, krizi ve kaosu ileri bir merhaleye taşıma girişiminden başka bir şey değildir.

OTORİTERYANİZM VE POPÜLİZMİN ÇÖZÜM DİYE PAZARLADIĞI ŞEY

Otoriter popülist liderler, dünyanın bütün sorunlarını ancak kendilerinin çözeceğini iddia ederler. Trump, dünyadaki bütün savaşları bitireceğini ve barışı getireceğini vaad etmiştir. Otoriter liderler, kendilerinin abartılmasını çok severler. Şu sorunu ancak şu kişi çözer gibi söylemler, otoriter ve popülist liderler hakkında uydurulmuş en büyük yalandır. Otoriter popülist liderlerin demokratik ve barışçıl yollardan sorun çözme yetenekleri, kapasiteleri ve ufukları bulunmamaktadır. Otoriter popülist liderlerin kamplaştırma ve çatıştırma konusunda sonu gelmeyen bir enerjileri bulunmaktadır. Otoriteryanizm ve popülizmin çözüm diye pazarladığı şey, çatışmayı, krizi ve kaosu daha ileri bir merhaleye taşıma girişiminden başka bir şey değildir. Sürekli bir çatışma ve kamplaşma sarmalının yaratılması, demokrasinin işe yaramaz olduğu ve tek alternatifin tiranlık olduğu şeklinde bir yanılsamanın gerçek olarak algılanması sonucunu doğurabilmektedir.

Otoriter ve popülist liderler, demokrasinin içindeki düşmanlardır. Demokrasi, içindeki düşmanlarla baş etme konusunda çok kırılgan, çaresiz ve yetersiz kalmaktadır. Demokrasi olmadan barışın, hukukun, refahın ve özgürlüğün otoriter ve popülist yollarla gerçekleşebileceğini söylemek, büyük bir yalandır. Otoriteryanizme ve popülizme karşı demokrasinin yokluğunda ortaya çıkacak şeyin barış değil çatışma, refah değil yoksulluk, hukuk değil keyfilik, özgürlük değil baskı, umut değil korku olacağı gerçeğinin yeniden idrak edilmesine dünyanın her zamankinden daha fazla ihtiyacı vardır.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER