Michelangelo Pistoletto’nun Türkiye’nin sanat piyasası ve adaleti ile olan imtihanı
KÜLTÜR SANATGeçtiğimiz sene Galleria Continua’nın avukatı Berk Çektir, üzerinde sergilenmesine yönelik tedbir olmasına karşın eserlerden birinin başka bir kurumda sergilendiğini tespit ediyor. İstanbul’daki bir müzenin yeniden açılışı vesilesiyle düzenlediği yeni alımları içeren sergide Michelangelo Pistoletto’nun anlaşmazlığa konu olan eserlerinden birinin yer alması konuyu daha enteresan bir hale getiriyor.
1960’lı yılların başında İtalya’da ortaya çıkan Arte Povera akımının öncü sanatçılarından biri olan Michelangelo Pistoletto’nun Türkiye ile sanat üzerinden kurmuş olduğu ilişki mahkeme salonlarına taşınmış durumda.
Türkiye’deki sanatseverler Pistoletto’nun işlerini görme fırsatını ilk kez 1987 yılında Beral Madra koordinatörlüğünde düzenlenen 1. Uluslararası İstanbul Çağdaş Sanat Sergileri’yle (1. İstanbul Bienali) bulmuştu. Sanatçı daha sonra 2015 yılında, bugüne kadar en ses getiren işlerinden biri olan ‘Paçavraların Venüs’üyle (1967) Carolyn Christov-Bakargiev küratörlüğündeki 14. İstanbul Bienali’nde yer aldı.
Michelangelo Pistoletto’nun işleri 2017 yılının sonbaharında ise Orhan Dağhan Özil’in sahibi olduğu Galeri Artist ve sanatçının temsilciliğini yapan Galleria Continua işbirliği ile İstanbul’da gerçekleşen sergide yer aldı. Gümüşsuyu’ndaki Cennet Bahçesi adlı köşkte sanatçının 1960’lı yıllarda yapmaya başladığı aynalı işlerinden 16 tanesi sergilendi. Bu sergi esasen İtalya merkezli olarak uluslararası alanda faaliyet gösteren Galleria Continua ile Galeri Artist arasındaki ticari bir projenin görünür kısmıydı.
O. Dağhan Özil konsinye satış üzerinden yani mülkiyet devri yapılmaksızın zilliyet devri esasına göre Galleria Continua ile anlaşmış ve yaklaşık 1,5 milyon Euro değerindeki 16 eser kendisine teslim edilmişti. Anlaşma eserlerin üç yıl içinde satılmasını, satış olmazsa sanatçının temsilcisi olan galeriye iade edilmesini içeriyordu.
ANLAŞMA ESERLERİN SATIŞ OLMAZSA İADE EDİLMESİNİ İÇERİYORDU
9 Temmuz 2021 tarihli Gazete Oksijen’de yer alan habere göre O. Dağhan Özil konsinye satış üzerinden yani mülkiyet devri yapılmaksızın zilliyet devri esasına göre Galleria Continua ile anlaşmış ve yaklaşık 1,5 milyon Euro değerindeki 16 eser kendisine teslim edilmişti. Anlaşma eserlerin üç yıl içinde satılmasını, satış olmazsa sanatçının temsilcisi olan galeriye iade edilmesini içeriyordu. Zaman içinde O. Dağhan Özil’den ses çıkmayınca İtalyan galeri Türkiye’de bir hukuk bürosu ile anlaşarak hukuki girişimde bulundu. 26 Ocak 2021 tarihinde yapılan duruşmada O. Dağhan Özil, eserlerin dördünü barter yani bir nevi takas usulüyle sattığını, kalan 12 eseri ise iade edeceğini belirtti. Galleria Continua’nın Türkiye’deki avukatı Berk Çektir ise Gazete Oksijen’in söz konusu haberinde yer alan demecinde O. Dağhan Özil ile eserlerin teslimi üzerine bir protokol imzaladıklarını belirterek şunları ekliyordu: “Ticari faaliyetlerde bazen sorun yaşanabiliyor. Sorunu çözmek için Özil ile protokol imzaladık. Protokole göre marta kadar eserleri teslim etmesi gerekiyordu. Bir kısmını verdi ama vermedikleri var.”
Karşı taraf tarafından protokole uyulmamasının devamı üzerine Galleria Continua, O. Dağhan Özil’in elindeki eserlerin kendilerine iadesine yönelik Mayıs 2021 tarihinde yeni bir dava süreci başlattı. İstanbul’daki 12. ve 33. İcra Müdürlükleri’nin de içinde yer aldığı süreç yaklaşık bir sene önce tamamlandı. İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 12 Aralık 2023 tarihinde aldığı kararın gerekçeli hali geçtiğimiz Ocak ayında yayınlandı. Gerekçeli kararın metninde hala iade edilmemiş beş eserin olduğu, ilk anlaşmanın ardından Galleria Continua’nın Özil’in elindeki eserlerin 3. kişilere devrine, yerlerinin değiştirilmesine, başka mahallere taşınmasına, eserler üzerinde her türlü restorasyon vs yapılmasına, sergilerde sergilenmesine, online ve fiziki olarak satışı çıkarılmasına ve açık arttırmaya konulmasına karşı tedbir koydurduğu anlaşılıyor.
Bugün İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararının üzerinden bir sene geçmiş olmasına karşın Galleria Continua ile O. Dağhan Özil arasındaki mesele henüz çözülmemiş durumda. Anlaşmazlığın en ilginç ayrıntılarından biri önümüzdeki günlerde gündeme gelebilir. Geçtiğimiz sene Galleria Continua’nın avukatı Berk Çektir, üzerinde sergilenmesine yönelik tedbir olmasına karşın eserlerden birinin başka bir kurumda sergilendiğini tespit ediyor. İstanbul’daki bir müzenin yeniden açılışı vesilesiyle düzenlediği yeni alımları içeren sergide Michelangelo Pistoletto’nun anlaşmazlığa konu olan eserlerinden birinin yer alması konuyu daha enteresan bir hale getiriyor. Müzenin haberdar edilmesi üzerine eser sergiden kaldırılıyor. Bununla birlikte eser hala müze tarafından Galleria Continua’ya teslim edilmiş değil. Dolayısıyla Michelangelo Pistoletto’nun Türkiye’deki sanat piyasası ve yargı sistemi ile olan imtihanına O. Dağhan Özil ve Galleria Continua’nın yanı sıra önemli bir müze de aktör olarak katılmış durumda.
Önemli not: Galleria Continua’nın davacı, Orhan Dağhan Özil ve Artist Sanat Yatırım Anonim Şirketi davalı olduğu 2021/158 Esas numaralı dava dosyasına dileyen herkes T.C. İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin özel kalemine başvurarak ulaşabilir.
İlginizi Çekebilir