© Yeni Arayış

Kimler niçin ve nereye göç ediyor?

Ülkeye her açıdan zarar veren beyin göçünü önlemenin yolu da, demokrasiye dönüşten, adaletten ve hukuktan geçiyor. Var olan siyasi anlayışın devam etmesi, beyin göçünü her yıl sayısal olarak artmasından ve ülkenin beşeri sermaye olarak da yoksullaşmasından başka bir sonuç vermeyecektir.

Türkiye’de en çok eleştirilerin kurumların başında gelen TÜİK, dün önemli bir veri açıkladı. Resmi adıyla, Yükseköğretim Beyin Göçü İstatistikleri, 2021-2023.

Kurumun resmi internet sitesinde, “Yükseköğretim Beyin Göçü İstatistikleri”nin ilk  kez bir haber bülteniyle yayımlandığı da açıklandı.

Açıklanan çalışma kapsamında, lisans eğitimini Türkiye'de tamamlayıp, mezuniyet sonrasında yurtdışında uzun süreli ikamet eden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları hakkında bilgiler üretilmiş.

Çalışmada veri kaynağı olarak ise Yükseköğretim Kurulu (YÖK) mezun kayıtları ile İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünden (NVİGM) temin edilen kayıtlardan oluşturulan Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) ve Merkezi Nüfus İdare Sistemi (MERNİS) bilgileri esas alınmış.

Hemen ifade edelim ki, araştırmada sayılar değil sadece oranlar veri olarak kullanılmış.

Peki nedir beyin göçü?

Beyin göçü diye adlandırılan durum, vasıflı, kalifiye insanların yetiştikleri ülkeyi terk etmesi ya da yetiştirilmek için gönderildikleri ülkelerden geri dönmemesidir. 

Bu durum, bir ülkenin yetiştirdiği vasıflı insanların, yetiştikleri ülkeden başka bir ülkeye gitmesi ya da yatırım yapılarak başka ülkelere yetiştirilmek üzere gönderilenlerin ülkeye dönmemesi, o insana yapılan yatırımın boşa gitmesi anlamını taşımaktadır.

Beyin göçü, ülke için karşılığı olmayan beşeri sermaye kaybıdır. Ve beşeri sermaye ülkenin kalkınması için en önemli kaynaklardan birisidir.

Beyin göçü, ülkemize has bir durum değildir. Dünyada yaşanan beyin göçü süreçlerine baktığımızda, yönün sürekli olarak gelişmiş ülkelere doğru olduğunu görürüz. Bu açıdan beyin göçü, gelişmekte olan ülkelerin sorunudur. Bu anlamda beyin göçü, gelişmekte olan ülkelerden gelişmiş ülkelere sadece beşeri değil ekonomik anlamda da bir kaynak transferdir.

Türkiye’nin kaynak harcayarak eğittiği, yetiştirdiği gençler başka ülkelere gidiyor. Üstelik bu göç, sadece gençlerle sınırlı değil. Orta yaş grubundan insanların da bu kapsamda yurtdışına gittiklerini yurt dışına yapılan iş başvurularından ve vatandaşlık arayanların artışından, araştırmalardan görüyoruz.

Bu, ülkenin yatırım yaparak yetiştirdiği nitelikli insanların, buradan göç etmesi, o insana yapılan yatırımın boşa gitmesi anlamını taşımaktadır. Sadece o insanların kaybetmiyoruz, onlara yapılan yatırımı da kaybetmiş oluyoruz.

KAYBIMIZ SADECE GELECEĞİMİZ DEĞİL

Şimdi araştırma verilerine bakalım.

Araştırmaya göre yükseköğretim mezunlarının beyin göçü oranı 2015 yılında yüzde 1,6 iken, 2023 yılında bu oran yüzde 2,0 olmuş. 2023 yılında yükseköğretim mezunu kadınların beyin göçü oranı yüzde 1,6, erkeklerin beyin göçü oranı ise yüzde 2,4 olarak gerçekleşmiş.

Yine araştırmaya göre en yüksek beyin göçü oranına sahip eğitim ve öğretim alanları, yüzde 6.8 ile bilişim ve iletişim teknolojileri, yüzde 4.4 ile mühendislik, imalat ve inşaat ve yüzde 2.6 ile doğa bilimleri, matematik ve istatistik oldu.

 

Bunları yüzde 2.1 ile hizmet, yüzde 2 ile sosyal bilimler, gazetecilik ve enformasyon, yüzde 1.9 ile sanat ve beşeri bilimler izlemiş. (Tablo 1)

 

Tablo 1: Yükseköğretim mezunlarının eğitim ve öğretim alanlarına göre beyin göçü oranı, 2023

 

Bu tablonun yani mezunların beyin göçü oranları incelendiğinde, en yüksek beyin göçü oranına sahip lisans programları sırasıyla, yüzde 17.9 ile moleküler biyoloji ve genetik, yüzde 10.2 ile biyomühendislik, yüzde 9.8 ile işletme mühendisliği, yüzde 9.1 ile elektronik mühendisliği, yüzde 8.9 ile matematik mühendisliği ve yüzde 8.4 ile bilgisayar mühendisliği şeklinde.

Bu tablo bize beyin göçünün niteliğinin ne kadar yüksek olduğunu gösteriyor.

Bu, ülkenin yatırım yaparak yetiştirdiği nitelikli insanların, Türkiye’den göç etmesi, o insana yapılan yatırımın boşa gitmesi anlamını taşımaktadır.

Yurt dışına göç eden nüfusun yaş gruplarına bakıldığında, en fazla göç eden yaş grubu yüzde 15 ile 25-29 yaş grubunda. Bu yaş grubunu yüzde 12,9 ile 30-34 ve yüzde 12,5 ile 20-24 yaş grubu izliyor. Görülen o ki, Türkiye’den gidenler yani beyin göçü gelişmiş ülkelere oluyor.

GÖÇÜN YÖNÜ

Yukarıda ifade edildiği gibi mezunların en çok göç ettiği ülke yüzde 21.4 ile ABD oldu. ABD’yi, yüzde 17.5 ile Almanya, yüzde 11.2 ile Birleşik Krallık, yüzde 6.9 ile Hollanda ve yüzde 4.9 ile Kanada oldu.

Yine araştırmaya göre, ABD ve Kanada'ya göç eden mezunlar içinde en büyük paya sahip lisans programı işletme olurken; Almanya, Birleşik Krallık ve Hollanda'yı en fazla tercih eden mezunlar bilgisayar mühendisliği bölümünden oldu.

Dün açıklanan araştırmada rakam yok ama bunu tamamlayan bir başka veriyi yine TÜİK bu yılın 14 Ağustos’unda sayılarıyla yayınladı.  Verinin adı; “İç Göç İstatistikleri, 2023”

Bu rapora göre yurt dışından Türkiye'ye göç edenlerin sayısı 2023 yılında, bir önceki yıla göre yüzde 35,9 azalarak 316 bin 456 kişi oldu. Buna karşı yurt dışından gelen nüfusun 101 bin 677'sini Türk vatandaşları, 214 bin 779'unu ise yabancı uyruklular oluşturdu.

Peki yurt dışına göç ne durumda?

Türkiye'den yurt dışına göç eden kişi sayısı 2023 yılında bir önceki yıla göre yüzde 53 artarak 714 bin 579 oldu. Türkiye'den yurt dışına giden nüfusun 291 bin 377'sini Türk vatandaşları oluşturuyor.

Yurt dışına göç eden nüfusun yaş gruplarına bakıldığında, en fazla göç eden yaş grubu yüzde 15 ile 25-29 yaş grubunda. Bu yaş grubunu yüzde 12,9 ile 30-34 ve yüzde 12,5 ile 20-24 yaş grubu izliyor.

Görülen o ki, Türkiye’den gidenler yani beyin göçü gelişmiş ülkelere oluyor.

Bunun nedeni de açıktı. Beyin göçünün temel nedenleri; işsizlik, çalışma koşulları, özgürlük, yaşam tarzı ve hepsini kapsayan bir demokrasi ve özgürlüktür.

Görünen o ki, ülkenin yaşanır olma koşullarının adım adım ortadan kalkması, beyin göçünü bir çere olarak insanların önüne koyuyor.

Ülkeye her açıdan zarar veren beyin göçünü önlemenin yolu da, demokrasiye dönüşten, adaletten ve hukuktan geçiyor. Var olan siyasi anlayışın devam etmesi, beyin göçünü her yıl sayısal olarak artmasından ve ülkenin beşeri sermaye olarak da yoksullaşmasından başka bir sonuç vermeyecektir.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER