© Yeni Arayış

Kılıçdaroğlu: Adaylık beklentim yok

İmamoğlu ile görüşmesinde Kılıçdaroğlu, sonraki seçim için kendisinin cumhurbaşkanlığı adaylığı beklentisi olmadığını açık biçimde ifade etmiş. Ve esas rahatsız olduğu konunun CHP’nin kamuoyunda bu şekilde adaylar, isimler üzerinden sürekli tartışılması olduğunu da…

Önceki gün uzun süredir yapılması beklenen ama gerçekleşmeyen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve eski CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu görüşmesi gerçekleşti.

Taraflar görüşmeden mutlu ayrılmışlar. Söylendiği 1.5 saatlik görüşmede sadece tüzük kurultayı değil iç siyasetten güvenliğe pek çok şey konuşulmuş. 

Taraflardan teyit edebilidiğim kadar Kılıçdaroğlu, sonraki seçim için kendisinin  cumhurbaşkanlığı adaylığı beklentisi olmadığını açık biçimde ifade etmiş. Görüşmeler bundan sonra da sürecekmiş.

Kılıçdaroğlu, görüşmede rahatsız olduğu konunun CHP’nin kamuoyunda bu şekilde adaylar, isimler üzerinden sürekli tartışılması olduğunu söylemiş. 

Bu durumda Kılıçdaroğlu'na da önemli bir görev düşüyor; açıklamalarıyla “partiyi tartıştıran değil, elinden geldiğince toparlayan, bir bölen değil bir bilen isim olmak.” 

Eğer bunu yapabilirse, CHP’de sadece liderliğiyle değil sonrasıyla da önemli bir misyonu yerine getirmiş olur.

Ama bunu sadece Kılıçdaoğlu değil diğer tüm CHP elitlerinin yapması gerekiyor. 

Sonuç olarak CHP, çoğunlukla onların açıklamalarıyla tartışılıyor. 

İlginç olanı bu kez CHP’yi tartışan sadece iktidara yakın medyadaki tv programları ve yazarları değil. Benzer tartışma muhalif kanallarda da mevcut. 

Ve bu tartışmaların ortak noktası; CHP elitlerinin aldıkları siyasi pozisyonlar ve çoğunlukla da kimin cumhurbaşkanı adayı olacağı.

İktidar medyasında bu tartışmalar, CHP’de “iç kavga” üzerinden partiyi yıpratma hedefiyle yapılırken; muhalif medyada da bu CHP elitleri arasındaki gerilim üzerinden, herkesin kendine yakın ismi süreçte bir adım öne çıkarma çabası olarak tezahür ediyor.

Kamuoyunda CHP tartışmalarında nesne, yerel seçimlerde birinci çıkmış, seçim sonrası yapılan araştırmalarda “birinci çıkmaya devam eden bir parti” değil, tam tersine parti elitleri arasındaki “küçük iktidar” mücadelesidir.

TARTIŞMANIN NESNESİ NE?

Bu durumu “reklamın iyisi-kötüsü olmaz” bağlamında okumak bir siyasi parti için hatalı olacaktır.

Çünkü CHP tartışmalarında "nesne", yerel seçimlerde birinci çıkmış, seçim sonrası yapılan araştırmalarda “birinci çıkmaya devam eden bir parti” değil, tam tersine parti elitler arasındaki “küçük iktidar” mücadelesidir.

Açalım.

Bugün Türkiye’nin temel ve siyaseten öncelikli meselesi ekonomide yaşanan ağır sorunlardır. Derinleşen yoksulluk, işsizlik, yüksek enflasyon, zenginler ve iktidara yakın kesimler hariç herkesin hayatının zorlaşmasıdır.

Ve siyasi özne olarak CHP’nin tartışması gereken yani siyasi nesne olması gereken bu sorunlardır.

Dahası CHP’nin bu sorunlar karşısında topluma umut verecek çözüm önerileri, program ve bunu kamuoyuna sunarak toplumu ikna edecek bir kadro ile çıkmalıdır. Tartışılması gereken; bu kadro, program ve çözüm önerileri olmalıdır.

Bu gerçekliğe rağmen tartışılan, yani siyasi nesne olanı bizatihi CHP’nin kendisi, CHP elitleri arasındaki adaylık tartışması ise burada sorun var demektir.

Ve bu sorun, tek başına sadece CHP lideri Özgür Özel’in değildir. Ya da İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, ABB Başkanı Mansur Yavaş ya da eski CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun da değildir. 

Bu hepsinin sorunudur ve çözümü de ancak tüm bu aktörler arasında yakın temas ve diyalog ile çözülebilir. CHP'yi gerçekten siyasetin öznesi yapmanın yolu tüm bu aktörlerin üzerinde ortaklaşacağı bir yol haritasından geçecektir. 

Sonuç olarak 31 Mart’ta CHP’ye oy veren seçmen, partiye merkezi iktidara giden yolda bir şans vermiştir. Bu şansı kullanıp kullanmamak CHP elitlerinin elindedir.

Ve kamuoyundaki CHP tartışmalarına baktığımızda, bu şansın şu ana kadar verimli kullanılmadığını kabul etmek durumundayız.

İBB Başkanı İmamoğlu’nun da, ABB Başkanı Yavaş’ın da önceliği cumhurbaşkanlığı değil belediye başkanlığı olmalıdır. Özel’in sorumluluğu hiç bir gizli ajandası olamadan iktidara aday partinin lideri olmaktır. Ve Kılıçdaroğlu’na düşen da bir bölen olmak değil bir bilen olarak partiye rehberlik etmektir.

TARTIŞILAN NE?

Yukarıda ifade etmeye çalıştığım gibi CHP kamuoyunda, ülkenin yaşadığı ağır sorunlara çözüm politikalarıyla, alternatif siyasi seçenekleri ile tartışılmıyor. 

Ya da başlayan ama tamamlanmayan değişimi, değişim politikaları tartışılmıyor. 

Peki nasıl tartışılıyor?

Kimin cumhurbaşkanı olacağıyla, İmamoğlu’nun olası cumhurbaşkanlığı durumunda kimin İBB Başkanı olacağıyla, tüzük kurultayının seçimli kurultaya dönüp dönmeyeceğiyle, Kılıçdaroğlu’nun yeninden partigenel başkanı olmak isteyip istemediğiyle... 

Açık biçimde ifade etmek gerekiyor ki, bunların hiç biri iktidar adayı bir CHP’nin gündemi değildir, olmamalıdır da. İktidara yakın kanallarda bunların tartışılması anlaşılabilir ama CHP içinde ve çeperinde olanların ısrarla bu gündemi tartışanların, kim olursa olsun CHP’ye iyilik ettiklerini söylemek mümkün değildir.

İBB Başkanı İmamoğlu’nun da, ABB Başkanı Yavaş’ın da önceliği cumhurbaşkanlığı adaylığı değil belediye başkanlığı olmalıdır. Özel’in sorumluluğu hiç bir gizli ajandası olamadan iktidara aday partinin lideri olarak sorumluluğunu yerine getirmektir. Ve Kılıçdaroğlu’na düşen da bir bölen olmak değil bir bilen olarak partiye rehberlik etmektir.

Adaylık konusu yukarıda ifade ettiğim gibi parti elitlerinin ortaklaşmasıyla çözülebilir ancak. Ve bu konuda sadece anketlere bakarak hızlı giden değil, doğru anı, doğru ekiple bekleyen isim ikna edici olup aday olabilecektir.

Şu konuyu da gözden kaçırmayalım. Tartışma belki elitler arasında oluyor görünse de, bu tartışmaları liderleri adını yürüttüğü sanan pek çok isim söz konusudur. Bu da liderlerin en büyük zaafıdır. 

Özetle CHP, parti elitlerinin küçük iktidar mücadelelerinin kamusal alandaki yansıması siyasi aktörlerin ihtiraslarına kurban edilmeyecek kadar önemlidir.  Ve bu konjonktürde küçük iktidarı değil büyük iktidarı hedefleyecek siyasalaşma her şeyden daha önemlidir.

Bu yüzden cumhurbaşkanı adaylarını değil CHP’yi iktidara taşıyacak politikaları, projeleri, kadroları konuşmalı. 

Yarım kalmış değişim tamamlanmalıdır. 

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER