KESK’in Ortadoğu Konferansı, barış sendikacılığı
SİYASETKamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Barıştan Yana, Barış İçin Sözümüzü Söylüyoruz başlığıyla düzenlediği konferansın ilki, 28 Şubat 2015 tarihinde yine İstanbul’da 2013-2015 Çözüm Sürecinde Dolmabahçe açıklamasının olduğu gün yapılmıştı.
KESK, barış sendikacılığında yalnız. Bu gerçek, acı bir gerçek olarak kürsüden sitem içeren bir tarzda dile getirildi. Yani Kürtlerin eşit yurttaşlık talebi ile, çalışanların iş, ekmek, sendikal özgürlük ve örgütlülük arasındaki bağının gerçekliğini ne yazık ki, emek ve sendikal hareket anlamış, kavramış değil
Donald Trump’ın ikinci kez ABD başkanı seçilmesi sonrası dünya tetikte. İnsanlık Trump’ın bir dizi politikalarının muhtemelen sonuçlarına odaklanmış halde.
Hafta sonu İran’ı baskılamak için Yemen’deki Husilere yönelik askeri saldırı başlattı.
Ortadoğu’nun savaş ve çatışmalarla dolu öncelikli gündemi, kısa bir dönemde değiştirilemez gibi duruyor. Emperyalist çıkar, etnik ve mezhep savaşları vekalet savaşları biçiminde dur durak bilmiyor.
Mart’ın ilk günlerinde sınırımızda, Suriye’de sahil kentlerinde Alevilere yönelik kitlesel katliamların tam ortasında, HTŞ lideri ve Suriye’nin geçici Cumhurbaşkanı ile Kuzeydoğu Suriye Yönetimi lideri arasında Şam Barış Anlaşması imzalandı.
Akabinde, PKK’nin feshedilme kongresine ilişkin gelişmelerin beklendiği bir dönemde İstanbul’da bu hafta sonu 3.Ortadoğu Barış Konferansı düzenlendi.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Barıştan Yana, Barış İçin Sözümüzü Söylüyoruz başlığıyla düzenlediği konferansın ilki, 28 Şubat 2015 tarihinde yine İstanbul’da 2013-2015 Çözüm Sürecinde Dolmabahçe açıklamasının olduğu gün yapılmıştı.
İkincisi 2019 tarihinde düzenlenen artık gelenekselleşmiş konferansların her birinde Ortadoğu ülkelerinden çok sayıda sendika temsilcileri yer almakta.
Bu kez sendikacıların anlatımları, içinde bulunduğumuz kritik dönemde başka bir eksikliği açığa çıkardı. Salonda Türk işçi sendikaları yoktu.
Ama ülkelerden bir çok işçi sendikası temsilcisi konuşmacıydı. Bask Ülkesi ELA Konfederasyonu Genel Sekreteri Amaia Munoa, Arap Sendikalar Konfederasyonu (ATUC) Genel Sekreteri Hind Ben Ammar, Kamu Hizmetleri Enternasyonali PİS Arap Bölgesi Sekreteri Dr. Ghassan Slaiby, Beyrut Liman İşçileri Sendikası Genel Sekreteri Khalil Zeaiteri savaş barış konularında değerlendirmelerde bulundular.
Bunları yanı sıra benim gibi yakından izleyenlerin dahi varlığından habersiz olduğu Kuzey ve Doğu Suriye Eğitim Emekçileri Sendikasından Nesrin Musa Raşk çevrimiçi katıldı. Sendikanın örgütlenme sürecini aktardı.
Konferansta yapılan konuşmaların ortak dikkat çeken noktası, sendikal hareketlerin ve emek hareketlerinin barış mücadelesinde oynadıkları etkin ve belirleyici rol ile savaşların en ağır faturasını ödüyor olmaları üzerine ciddi kafa yormaları ve enerji sarf ediyor olmaları.
Dünyanın ve Ortadoğu’nun belirsizlikler, öngörülemezliklerle dolu koşullarında Arap ülkeleri sendikaları hak ve barış savunuculuğunda kararlı duruş sergilenmişti. Barışçılar karanlıkta ıslık çalmaya devam ediyorlar.
Türkiye’de barış sendikacılığı diplerde
Daha da önemlisi bunun Türkiye’de neredeyse hiç konuşulmuyor ve bilinmiyor olmasıydı.Türkiye’de Kürt sorunu veya barış konusunda KESK dışında hiçbir konfederasyonun; konferans veya panel türü yerel veya uluslararası bir toplantı düzenlediğine 40 yıldır şahit olmadık. DİSK’in hazırladığı Barış Raporu dışında özgün bir çalışma yok. Kürt barışı, sendikal ve emek hareketinin gündemine her zaman “terörü, asker ölümlerini lanetleme” kapsamında yapılan açıklamalarla gelmektedir.
KESK hariç, bugünkü gibi belirsizliklerle dolu, öngörülemez dönemleri bir kenara bıraksak bile 2013-2015 Çözüm Süreci’nde dahi Türkiye sendikal hareketinin yapıları, bir çok meslek örgütü,sözlerini Kürt barışından kurmaktan imtina ettiler. Kendinden menkul demokratik meslek örgütlerinin çoğu devlet/iktidar partisinin siyasetine hizalandılar.
KESK, barış sendikacılığında yalnız. Bu gerçek, acı bir gerçek olarak kürsüden sitem içeren bir tarzda dile getirildi. Yani Kürtlerin eşit yurttaşlık talebi ile, çalışanların iş, ekmek, sendikal özgürlük ve örgütlülük arasındaki bağının gerçekliğini ne yazık ki, emek ve sendikal hareket anlamış, kavramış değil. Bugünkü büyük sessizlik bundan kaynaklanıyor. Bu nedenle konferansa davetli olmalarına rağmen ilgi göstermediler.
Türk aklının, çoğu zaman ırkçılığa varan yaklaşımla küçümsediği Arap ülkelerinin birçoğunda bunun tam tersi durum söz konusu edildi konferansta. Sendikaların sözlerini savaştan, çatışmadan değil barıştan yana kurdukları aktarıldı.
Dünyanın ve Ortadoğu’nun belirsizlikler, öngörülemezliklerle dolu koşullarında Arap ülkeleri sendikaları hak ve barış savunuculuğunda kararlı duruş sergilenmişti. Barışçılar karanlıkta ıslık çalmaya devam ediyorlar.
Bütün dünyada Ortadoğu savaşlarla, çatışmalarla gündeme gelirken, KESK’in Konferansında barış arayışları ve mücadelesi konuşuldu. Suriye’de yeni rejimin inşası, Gazze’deki Israil soykırımı ve nihayetinde Ortadoğu’nun yüzyıl sonra yeniden dizaynı söz konusu.
Konferansta DİSK ve Ortadoğu sendikal hareketi üzerine araştırma yapmış, kitap yazmış Kıvanç Eliaçık’ın, Ortadoğu ülkelerindeki sendikaların, tek tek barış ve toplumsal muhalefet hareketleri içindeki etkili rollerini aktarması ve ”Tunus ayaklanmasının arkasında, önünde tekstil işçileri olduğunu unutmayalım” sözleri dikkat çekiciydi. Ki, unutmamak için bilmek gerekiyor. Türkiye’de bu bilinmiyor ve konuşulmuyor. Eliaçık’ın çalışması ilk oldu.
İlginizi Çekebilir