© Yeni Arayış

Kayıt dışı ekonomi/Kayıt dışı siyaset

Kayıt dışı ekonomi vergisi ödenmemiş gelirse, kayıt dışı siyaset de halktan oy almamış yönetimler demek abartı olmaz. Kayyum adı altında halkı seçtiği iradenin yönetiminden koparmak da bir tür kayıt dışılığa kapı açmak değil mi?

40 yaşın altı bilmez ama bizim tanıştığımız ilk bilgisayarların hafızası yoktu. Atari bilgisayarlarında oyun oynamak için alete bir disket takmanız gerekirdi. Bilgisayarın gündemi diskete tabiydi.

Oyunu seçer disketi takardınız.

Türkiye’yi bu hafızasız bilgisayarlara benzetmek abartı değil. Gündemi değiştirmek için yeni disketi takmak kafi.

Bugün ekonomiyi kurtarmak için göreve getirilen Mehmet Şimşek aynı iktidara neredeyse 10 yıl hizmet etmişti. Mehmet Şimşek pek çok argümanı bize sunuyor. Bu sunduğu argümanlar geçmişte yapılmayan işlere ya da yanlış yapılan işlerin düzeltmesine dair.

Mehmet Şimşek bunları neden geçmişte düzeltmedi ya da yanlışa müsaade etti? Ülke hafızası müsait olsa bu soruların sorulması gerekir. Ama 1980 model atarilerle ancak bu kadar oluyor.

Mehmet Şimşek’in en önemli gündem maddelerinden biri de Kayıt dışılığın önüne geçmek. Kafesteki kazların tüm çıktılarından eksiksiz faydalanmak adına her şey yapılıyor.

Türk parasının en büyük küpürü five bucks yani 5 dolar ediyor. İnsanın aklına ister istemez son sahte dolar haberlerinin abartılı paylaşılması da dolar üzerinden yapılan kayıt dışılığı önleme amaçlı mı diye gelmiyor değil. Netice de 1 milyon lira için 5000 tane 200 lira gerekirken aynı işi 300 tane 100 dolar görebiliyor.

Türk parasını fiilen tedavülden kaldıran süreç kayıt dışılığı operatif olarak zorlaştırması yönüyle elbette Maliyecilerin işine geliyor.

En büyük paranın 5 dolar olmasını sorgulamamak için de atari hafızası şart.

Kafesteki kazlar; örneğin restoran işletmecileri menü fiyatları ile bağlı. Çorbayı 1000 liraya da satsa menüye yazmak zorunda. Ödeme desen kredi kartı ile. Kafese girmeyen kuaförler, oto tamircileri vb ise nakit ödemezsen sadece KDV’yi değil Kurumlar vergisini de müşteriye kitleme konusunda hala güçlü ellere sahip.

Konumuz o değil ama benim Şimşek’e tavsiyem gerçekten bu tür kayıt dışılığı bitirmek istiyorsa tüm işletmeleri restoran gibi fiyat listesine geçirmeli. Fiyat listesine uymayan düşünsün. Komşumuz Yunanistan’da fiş ya da fatura vermeyen işletmeye ödeme yapmak zorunda değilsiniz. Tabii ki uygulamasına dair akla bin türlü soru geliyor. Ama çözüm ancak bu şekilde olası. Hafızayı artıran, küçük esnafı iktidarla kavgaya düşürecek bu kabil düzenlemeler pek makbul değil. Hatırlarsanız bir dönem en küçük esnaflara verilen kredilerin geri ödemesi konusunda gayet geniş yürekliydi bir kamu Bankamız.

Hatırlarsanız derken öylesine diyorum tabi. Nereden hatırlayacaksınız ….

Kayıt dışı ekonominin bir toplumun birlikte yaşama iradesine meydan okuma olduğu açık.  Türkiye’yi konut patlaması yaşanan 2000’li yıllar boyunca kayıt dışı ekonomiyle idare etmek kayıt dışılıktan nemalanıldığını göstermiyorsa önemli bir yönetim zaafiyetini işaret ediyor.

KAYIT DIŞI EKONOMİ, BİRLİKTE YAŞAMA İRADESİNE MEYDAN OKUMA

Mehmet Şimşek bir önceki riyasetinde aklına gelmeyen işleri yaparak ekonomiyi düzeltmeyi kafasına koymuş. Kayıt dışılık en önemli düşman.  Kayıt dışı ekonomi ile mücadele tam gaz devam ediyor.

Kayıt dışı ekonomiyi basit olarak vergisi ödenmemiş gelirler olarak tanımlayabiliriz. Vergi toplumsal mutabakatın iktisadi karşılığıdır. Vergi kazancın ortak giderler için harcanmasıdır. Buna eğitim, sağlık, savunma, sosyal yardımlar ve çevrenin korunması gibi başlıkları ekleyebilirsiniz. Her ne kadar ülkemizde eğitim ve sağlık alanlarında ticarileşme alıp başını gittiyse de pek çok insan bu konuda devletin kaynaklarına muhtaç

Kayıt dışı ekonominin bir toplumun birlikte yaşama iradesine meydan okuma olduğu açık.  Türkiye’yi konut patlaması yaşanan 2000’li yıllar boyunca kayıt dışı ekonomiyle idare etmek kayıt dışılıktan nemalanıldığını göstermiyorsa önemli bir yönetim zaafiyetini işaret ediyor.

Megaralı Denizcilerin Körler Ülkesine ilk ziyaretlerinden bu yana İstanbul’a dökülen betonu 2000’li yıllardan sonra dökülenle mukayese etseniz muhtemel ki dünya tarihinin görmediği/göremeyeceği bir inşaat ekonomisinin hayata geçtiğini anlarsınız.

Türkiyeyi 2000li yıllar boyunca kayıt dışılıkla inşaat ekonomisinin zirvesine çıkarmak bütün sorunların ağa babasıdır aslında.

Tüm bu sebeple Mehmet Şimşek’in devreye aldığı kayıt dışılıkla mücadele disketi ancak Türkiye’nin hafızasız bilgisayarında çalışır. Mehmet Şimşek’e daha önceleri nerelerdeydiniz sorusunu sormak için demode Pentium işlemcili bir desktop bilgisayar bile kafidir aslında.

Kayıt dışı ekonomi vergisi ödenmemiş gelirse, kayıt dışı siyaset de halktan oy almamış yönetimler demek abartı olmaz. Kayyum adı altında halkı seçtiği iradenin yönetiminden koparmak da bir tür kayıt dışılığa kapı açmak değil mi?

Mehmet Şimşek beni muhtemel ki ideolojik olmakla itham edecektir. Beğenmediği politik eleştirilere ideolojik diyor çünkü.

Ama politikası kayıt dışı olan bir ülkede ekonomiyi nasıl kayda alabilirsiniz ki?

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER