Kartalkaya yangını katliamı: İhmal, imha, inkar
SİYASETKartalkaya yangını faciası örneğinde gördüğümüz üzere insanı kazıklama sistemi, üç aşama üzerine kuruludur. Yapılan ihmaller sonucu, onlarca insanın hayatı imha edilmiştir. İhmal ve imha aşamalarından sonra herkes, sorumluluğunu inkar etmiş ve katliam boyutundaki facianın kısa bir süre sonra unutulacağına sığınmıştır. İhmal, imha ve inkar, insan kazıklama kültürünün olmazsa olmaz üç aşamasıdır.
“Sözü, saygıyı, erdemi
Ölümü bile kirlettiler
Ölümü bile kirlettiler…” Şükrü Erbaş
"Nasıl öfkelenmem düşündükçe memleketimi?
Çırpınıyor ayakları altında bir avuç hergelenin!" Nazım Hikmet Ran
Bolu’da Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki Grand Kartal Otel’de çıkan yangında 78 kişi hayatını kaybetti, onlarca insan yaralandı. Yangın sonucunda katliam boyutunda bir tablonun ortaya çıkması, yaşadığımız coğrafyada hakim olan şeyin ölüm kültürü ve politikası olduğunu göstermektedir. İnsan hayatına sahici anlamda saygının olmadığı bir kültürde ve kimlikte insan hayatına saygılı bir siyasetin, hukukun, idarenin, medyanın, turizmin ve altyapının olması mümkün değildir.
Binlerce insanın hayatını kaybettiği katliamlar ve facialar açısından bolca tecrübelere sahip bulunmaktayız. Maden, deprem ve çığ faciaları sonucunda yüzlerce, binlerce insanımızı kaybettik. Soma maden faciası, Maraş-Hatay depremleri ağır insani maliyetleri olan facialardır. Yaşadığımız hiçbir facia sonucunda aydınlanma, iyileşme ve gelişme anlamına gelebilecek bir değişim ve dönüşüm tecrübesi yaşamıyoruz. Yaşadığımız bütün facialar, bizi aklımızı daha aktiif olarak kullanmak yerine, bizi daha da ahmaklaştırmaktadır. Yaşadığımız bütün faciaların temel nedeni, akılsızlık ve ahmaklıktır. Siyasetin, turizmin, kültürün, bürokrasinin, idarenin, siyasal partilerin, hukukun, devletin akıldan arındırılması ve ahmaklığın hakim kültür haline getirilmesinin bedeli, ölüm olmaktadır.
Kartalkaya yangını katliamı gibi büyük insani facialar, kader olarak görülemez. Binlerceinsanın ölümüne neden olan deprem, çığ, yangın ve patlama gibi facialar, kaderin değil, küçük menfaatlerin sonucu insana ve doğaya atılan büyük kazıkların sonucu meydan gelmektedir. Büyük insani facialarda artık kader kurgusunu gündeme getirmenin hiçbir gerçekliği, geçerliliği ve meşruluğu yoktur. Gündeme getirilmesi ve konuşulması gereken kavram, insan kazıklamaktır. Sistematik, sürekli ve organize bir şekilde insan kazıklamanın kültür, siyaset, idare ve hegemonyaya dönüştürüldüğü bir yerde sonuç, insanın ölümü olmaktadıır. İnsan kazıklamanın sonucu, insanı öldürmektir. Kartalkaya yangını katliamı, insanı kazıklamanın yıkıcı sonucunun insanın öldürmek olduğunun yıkıcı bir örneğidir. Kartalkaya yangını katliamı, insan kazıklama katliamı olarak kalplerimizi ve akıllarımızı rahatsız etmeye ve canımızı acıtmaya devam edecektir.
Hayatı güzelleştirecek, geliştirecek ve değiştirecek tek değer ve insana ve doğaya saygıdır. Her şey insana ve doğaya saygıyla başlamalıdır. İnsana ve doğaya saygıdan başka önümüzde bizi iyileştirecek ve ilerletecek bir yol bulunmamaktadır.
HER ŞEY, İNSANA VE DOĞAYA SAYGIYLA BAŞLAMALIDIR
Kartalkaya yangını faciası örneğinde gördüğümüz üzere insanı kazıklama sistemi, üç aşama üzerine kuruludur. Otelde çıkan yangın katliamıyla ilgili olarak işletme sahipleri, bakanlık ve kurumlar, hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedirler. Eksikliklerin giderilmesi konusunda zamanında tedbir almayanlar, bir şey olmaz sorumsuzluğuyla ihmal etmeyi görevlerini yerine getirmek şeklinde görmüşlerdir. Yapılan ihmaller sonucu, onlarca insanın hayatı imha edilmiştir. İhmal ve imha aşamalarından sonra herkes, sorumluluğunu inkar etmiş ve katliam boyutundaki facianın kısa bir süre sonra unutulacağına sığınmıştır. İhmal, imha ve inkar, insan kazıklama kültürünün olmazsa olmaz üç aşamasıdır.
İnsan hayatına saygılı bir siyasetin, idarenin, hukukun, kimliğin ve kültürün olmadığı yerde kar, talan ve sömürü egemen olmaktadır. Kar, talan ve sömürü uğruna insanı, hayatı ve doğayı tahrip edenler için insan hayatının hiçbir değeri bulunmamaktadır. Rant, hakimiyet ve ganimet putlarından başka hiçbir insani ve ahlaki değeri olmayan sömürü zihniyeti için, insan her zaman ve her yerde kullanılacak ve atılacak bir nesneden başka bir şey değildir. Bolu Kartalkaya yangını, toplumsal, siyasal ve idari çürmeyi gösteren yıkıcı bir faciadır.
İnsanı kazıklamanın hakim anlayış, kültür ve politika haline geldiği bir yerde her türlü, çirkinlik, çirkeflik, kirlilik ve karanlık ortaya çıkmaktadır. Hayatı güzelleştirecek, geliştirecek ve değiştirecek tek değer ve insana ve doğaya saygıdır. Herşey insana ve doğaya saygıyla başlamalıdır. İnsana ve doğaya saygıdan başka önümüzde bizi iyileştirecek ve ilerletecek bir yol bulunmamaktadır.
İlginizi Çekebilir