Kamu ihale sistemi siyaseti nasıl ifsad etti?
EKONOMİBu sistem siyaseti, siyasi partileri adeta tümüyle ifsad etmektedir yani bozmaktadır. Anamuhalefet partisi siyasetçilerin ağzından doğrudan teminlere, istisnalara, 21-b’ye göre verilen ihalelere hiç açık, net eleştiriler duydunuz mu? Sanki herkes hem merkezde, hem yerelde sıranın kendisine gelmesini beklemektedir.
Başlıkta “ifsad etme” ifadesini uygun gördüm, “ifsad etme”nin Ferit Devellioğlu’nun muhteşem Osmanlıca-Türkçe ansiklopedik lûgatında tanımı, fesada uğratma* bozma; ceza hukukumuzda ihaleye fesad karıştırma gibi bir suç da var zaten.
İhale yolsuzlukları sadece ihale sistemini, bütçe kaynaklarını değil, ağırlıklı olarak siyasal sistemi, siyasal partileri eksiksiz ifsad ediyor, bozuyor, siyasette de kimse bu fesadın dışında kalamıyor.
Bizde sistem tümüyle çürüme yolunda hatta çürüdü ama bu berbat hal ve gidişe rağmen kamu kurumlarının hala ortalama kamu hizmeti kalitesinin epey üzerinde nitelikte istatistik yayınlamaya devam ediyorlar, istatistik yayınlama belirli bir bilgi ve donanım gerektiriyor yani ifsad eden ve edilenlerin nispeten daha az karışabildikleri bir alan.
Ağustos ayının sonlarında Kamu İhale Kurumu 2024 ilk altı ay kamu alımları izleme raporunu yayınladı, içindeki bilgiler gerçekle ne kadar örtüşüyor, bilemiyorum ama doğru olduklarını kabul etmek durumundayız, raporun içinde oldukça detaylı bilgi var, önemli olan okuyabilmek.
Bendeniz de bugün siz okurlarla bu raporun bazı bölümlerini, mesela ihale yapılan idarelerin bütçe türlerine göre dağılımını, doğrudan temin yönteminin, pazarlık usulü ve açık ihale usulü ile yapılan ihalelerin toplam ihaleler içindeki payını, yerli istekli lehine fiyat avantajı uygulanan ihalelerin sayısını, istisnaları aktarmaya çalışacağım.
2024 yılının ilk altı ayında ülkemizde 1.1 trilyon TL tutarında ihale açılmış, çok önemli bir tutar, şayet söz konusu ihale sistemi çok istisnai durumlar dışında rekabetçi açık ihale usulü ile yapılmıyorsa karşımızda muazzam bir yolsuzluk kapısı var demektir.
Bu 1.1 trilyon TL’lik altı aylık toplam ihale tutarının yaklaşık yarısını, 541 milyar TL’sini merkezi devlet, genel ve özel bütçeli kuruluşlar, SGK ve düzenleyici ve denetleyici kuruluşlar açmış.
330 MİLYAR TL’LİK İHALE İSTİSNA VE DOĞRUDAN TEMİNLE VERİLMİŞ İSE
Yerel yönetimler, BİT’ler (Belediye İktisadi Teşebbüsleri), özel idareler ise 222 milyar TL’lik ihale açmışlar, yıllıklandırırsanız, yarım trilyona yaklaşma ihtimali var yerelin ihalelerinin; bu yazıda detayına giremeyeceğim ama yerel yönetimlerde de merkezi devlette yaşanan ihale usulsüzlükleri, mesela gereksiz 21-b kullanımları, doğrudan teminler adeta eşit ölçüde geçerli.
Geçenlerde İBB bir araç kiralama ihalesi yaptı mesela, ihaleyi Albayraklar kazandı, emin olun hiç itirazım yok şayet daha iyi fiyat vermişler ise ama bu ihalenin de 21-b ile verildiğini öğrendik, lütfen İBB’den bir Allah’ın kulu çıksa ve bu araç kiralama ihalesini nasıl ve neden, hangi yasa maddesindeki cümleye istinaden 21-b’ye göre verdiklerini bize açıklasa.
Senede yarım trilyon TL’ye yaklaşan ihale büyüklüğü de yerel yönetimler üzerindeki kavgayı kanımca açıklamaya yetecektir çünkü ülkemizde maalesef siyaset daha nitelikli kamu hizmeti yarışından ziyade kamu rantlarının, mesela ihalelerin musluk başına oturmak için yapılıyor.
Gelelim istisnalara ve doğrudan temin yöntemlerine; yine bu rapordan öğreniyoruz ki, yukarıda değindiğim toplam altı aylık 1.1 trilyon TL’lik ihalenin %23.86’sı (262 milyar TL) istisnalar kapsamında, % 5.97’si (66 milyar TL) de doğrudan temin yöntemiyle verilmiş.
İstisnalar ve doğrudan teminleri toplarsanız karşınıza tuhaf bir manzara çıkıyor, ilk altı ayda açılan ihalelerin yaklaşık yüzde 30’u bir şekilde ihale açılmadan verilmiş, neden, her ihale bu kadar mı acil?
Yaklaşık 330 milyar TL’lik ihale istisna ve doğrudan temin ile verilmiş ise kamu ihale sisteminin siyaseti, tüm siyasi partileri neden ifsad edebildiğini bir parça da olsa anlatmış oluyoruz galiba değil mi?
Pazarlık usulü ile açılan ihalelerin %93.64’ü yani 283 milyar TL’lik bölümü ilk altı ayda 21-b ile yapılmış; başka bir ifade ile de altı aylık toplam ihale tutarının (1.1 trilyon TL) dörtte birinden biraz fazlası 21-b ile verilmiş olmaktadır, böyle bir ihale sistemi, böyle bir piyasa ekonomisi olabilir mi?; üstelik bu yüzde 25’i aşan bölümün ancak çok azı 21-b’nin yasal gereklerini karşılamaktadır.
4734 sayılı kanun kapsamında yapılan ihalelerin (altı ayda toplam 771 milyar TL) yüzde 59’ı rekabetçi açık ihalelerle, yüzde 40’ı da pazarlık usulü ile yapılmaktadır.
Kamu ihale sistemini bir yolsuzluk kapısı olmaktan çıkarmak isteyen herkes açık ihalelerin oranının en azından yüzde 90’ın üzerine çıkarmak istemek durumundadır, yüzde 40’ı pazarlık usulü ile verilen ihaleler ihale sisteminin çürümüşlüğünün göstergesidir, başka şey değildir.
İhale sistemi tamamen partililere, yandaşlara açık bir sistem haline gelmiştir, kamu parasının etkin kullanımı kaygısı artık kimsenin, merkezde ve yerelde, umurunda değildir, ihalelerin yüzde 99’ı yerli isteklilere verilmektedir.
İlk bakışta olağan gibi gözüken bu duruma bir de vergi mükellefinin gayreti üzerinden bakarsak durum değişebiliyor; konuyu biraz vülgarize ederek bir örnek verebilirim: Bir yapım işi için ihale açılmaktadır, Hasan bu ihale için yüz elli TL fiyat verir, Hans ise yüz liralık teklifle katılır; vergi mükellefinin parasının etkin ve hakkaniyetli kullanımını birinci plana alan sistem ihalenin Hans’a verilmesini gerektirirken bizim sistem yerli teklifleri öne çıkararak bu ihaleyi Hasan’a daha fazla kamu parası ödeyerek vermektedir.
Oysa yapılması gereken Türkiye’de bu ihaleyi Hans’a vermek ama mütekabiliyet ilkesi gereği Hasan’ın da Almanya’da ihalelere katılmasını sağlamak, yani AB ile müzakerelerde kamu alımları dosyasını müzakereye açmak ve bizim bu alanlarda rekabetçi gücümüze inanarak Almanya’dan ihale almasıdır ama bizim aslan müteahhit çeteleri garanti iç pazarı kimseyle bölüşmek istememektedir.
Bu sistem siyaseti, siyasi partileri adeta tümüyle ifsad etmektedir yani bozmaktadır.
Anamuhalefet partisi siyasetçilerin ağzından doğrudan teminlere, istisnalara, 21-b’ye göre verilen ihalelere hiç açık, net eleştiriler duydunuz mu?
Sanki herkes hem merkezde, hem yerelde sıranın kendisine gelmesini beklemektedir.
CHP gibi yerel yönetimlerde zaten ihale musluklarının başına geçmiş iseniz merkez için kavga keyfe keder olabilmektedir galiba.
*Mide fesadı, midenin bozulması
İlginizi Çekebilir