© Yeni Arayış

Israrlı takip

Münevver Karabulut olayı hala hafızalarda iken İkbal Uzuner örneği yeni bir travma ile özellikle de genç kadınların hafızasını bir kez daha tazeledi.

Israrlı takip en az şiddet kadar konuşulması gereken bir konu. Bu takip bir erkeğin sevgisini gösteren sevimli hareketlerin çok ötesinde şiddeti hazırlayan bir ön evre. Saplantılı düşünceleri olan birisi tarafından kadının sevildiği düşüncesi ölümün aslında ilk habercisi. 

Türkiye günlerdir sur cinayetini konuşuyor. Münevver Karabulut olayı hala hafızalarda iken İkbal Uzuner örneği yeni bir travma ile özellikle de genç kadınların hafızasını bir kez daha tazeledi. Çünkü bu cinayetler merhametsiz, acımasız, zalim ve şefkatsiz. Vahşi heves ve istekler ile bir plan dahilinde gerçekleşiyor. Vahşeti yaratan tam olarak bu hazırlık aslında. Semih Çetin’in İkbal’in annesini çağırması ve anneye bu travmayı yaşatması vahşetin belki de tanık olduğumuz ilk şekli. Bir kadın başka bir kadının vahşi ölümüne anne kimliği ile tanıklık ediyor. Anne şu an rehabilite ediliyor. Yaraları sarılır mı bilmiyorum ama geride genç kadınların bilişlerine vahşetin boyutu yerleşti bir kere. 

Femicide, kadınların sırf kadınlık kimlikleri sebebiyle öldürülmelerinin kavramsal karşılığı. Kadın kırımı ya da kıyımı da diyebiliriz. Kadınların şiddet ile imtihanı türlü şekillerde karşımıza çıkıyor. Evlilik, flört ya da nişanlılık statülerinin her biri bu şiddete gebe. Öyle görünüyor ki kadın erkek ilişkilerinde resmiyet olsun ya da olmasın hiddetli bir damar var.  Kadınların sırf kadın kimlikleri nedeni ile öldürülmelerinin tarihi bile bilinmiyor. Dünyanın birçok coğrafyasında kadın kıyımı çeşitli gerekçeler ile yapılıyor ya da yaptırılıyor. Kadınların sırf kimlikleri nedeniyle uğradıkları bu şiddet sarmalını daha güçlü dillendirmek gerekiyor belki de. 2016 yılında Fransa Aile Bakanı IŞİD’in seks kölesi olarak kullandığı ve öldürdüğü kadınlara dikkat çekmek amacıyla genocide (soykırım) gibi femicidenin de (kadın kırımı/kıyımı) uluslararası hukuka dahil edilmesi çağrısı yaptı ve kadın cinayetlerinin tanınmasını istedi. Bu çağrıyı tüm dünya kadınları için önemsiyoruz. Zira kadınların en büyük dayanağı hukuk. 

Israrlı takip ise en az şiddet kadar konuşulması gereken bir konu. Bu takip bir erkeğin sevgisini gösteren sevimli hareketlerin çok ötesinde şiddeti hazırlayan bir ön evre. Saplantılı düşünceleri olan birisi tarafından kadının sevildiği düşüncesi ölümün aslında ilk habercisi. Meloy “The Psychology of Stalking" adlı kitabında takibi eski bir davranış, fakat yeni bir suç olarak tanımlıyor. Yapılan çalışmalar ısrarlı takibin en büyük mağdurunun kadınlar olduğunu gösteriyor. 18-19 ve 20-24, takip kurbanlarının yüksek oranda bu durumu deneyimledikleri yaş aralığına karşılık gelmekte.

Kontrol sağlama isteği, korku aşılama, öfke ve terk edilmenin yarattığı tahrik, bağlılık bozukluğu, kıskançlık, kendini geride bırakana duyulan öfke, terk edilme, duygusal dalgalanmalar, kincilik, egemenlik kurma arzusu, ruhsal baskı, reddedilme, kaybetme duygusu ısrarlı takip ile birlikte olgunlaşan şiddet eylemleridir.

ISRARLI TAKİP İLE BİRLİKTE OLGUNLAŞAN ŞİDDET EYLEMLERİ

Kadın erkek ilişkilerinde erkeğin ısrarcı olması sevgi olarak kodlanıyor olabilir. Ancak farklı ruh halindeki erkekler özelinde takipte ısrarcı olmak ölümcül bir tercih. Takipçiler için gerçeklik ve fantezi arasındaki çizgi ya belirsizdir ya da yoktur. Eylemlerini bazen bir hak (sen benimsin) bazen öfke (bunun bedelini ödeyeceksin) bazen de kadere (biz birlikte olmalıyız) bağlayarak açıklama çabasındalar. Hedefteki kadınlar hayatlarının merkezindedir. Bütün duygular, düşünceler ve davranışlar takibe takılan kadının etrafında şekillenir. "Ben acı çekiyorsam sen de çekmelisin", "eğer benimle değilsen hiç kimse seninle olamaz" birçok takipçi tarafından dillendirilmektedir. Kontrol sağlama isteği, korku aşılama, öfke ve terk edilmenin yarattığı tahrik, bağlılık bozukluğu, kıskançlık, kendini geride bırakana duyulan öfke, terk edilme, duygusal dalgalanmalar, kincilik, egemenlik kurma arzusu, ruhsal baskı, reddedilme, kaybetme duygusu ısrarlı takip ile birlikte olgunlaşan şiddet eylemleridir. Bu gruptaki bireylerin duyguları bozulduğu için eylemlerinin dozu da artmaktadır. 

Takibin en başat amacı korku yaratmaktır. Ve zamana yayılan bir eylemler zincirine sahiptir. Takip etmek, mağdurla herhangi bir şekilde iletişim kurmak veya iletişim kurmaya çalışmak, mağdura ait olan görsel ve yazılı herhangi bir materyali yaymak, mağdurun internette dolaşımını, ziyaret ettiği siteleri, elektronik posta, kısa mesaj ve diğer yollarla yaptığı haberleşme trafiğini ve iletişimi izleyip gözetim altına almak, mağdurun bulunduğu herhangi bir kamusal veya özel alana gizlice sızmak, gözetlemek veya izlemek ısrarlı takip davranışlarıdır. Madde bağımlılığı ve erken çocukluk travmaları, disfonksiyonel bağlılık stilleri, zihinsel rahatsızlık, uyuşturucu ve alkol kullanımı, manik depresif, şizofren, paranoyaklık yalnızlık, izole edilmişlik, toplumun dezavantajlı gruplarına dahil olma takip davranışına eğilimli kişiliklerin profili. 

Takipte ve ilişkide ısrar edenler türlü şekillerde kendini göstermek ya da hatırlatmak ister. İstenmeyen telefon aramaları yapmak, mektuplar ve mailler göndermek, bir yerlerde bekleme, istenmeyen hediyeler, çiçekler bırakma, internet üzerinden söylentiler yayma veya bilgi verme, video ve fotoğraf toplama, yakın çevre ile temas kurma, mala zarar verme, psikolojik seksüel ya da duygusal saldırı, davetsiz bir şekilde işe ya da eve gitme, şifreli gizli mesajlar gönderme, araba ile takip etme, garip hediyeler gönderme (mermi, kana batırılmış parçalar), iftira atma, işyerine taciz edici telefonlar etmek, aile ya da hayvanını öldürme ile tehdit,  tacizcinin kendi fotoğrafını göndermesi, kişisel gelişim kitabı gibi hediyeler vermek, tesadüfen kendini göstermek, buluşma isteği, arabaya not bırakma, evine ya da işyerine ölmüş hayvan bırakmak en bilinen ısrarlı takip davranışları.

Temiz duygular ile başlayan kadın erkek ilişkileri takip davranışı ile birlikte masumiyetini kaybeder. Takip mülkiyet duygusunun ön hazırlığıdır. Yukarıda detaylarına yer verilen bazı kişilikler için kadın bir mülktür ve kullanım hakkı kendine aittir. Sevgi konusunda duygu bozukluğu yaşayanlar için bu mülke keyfi ve sert müdahale normaldir. 

İkbal Uzun’un akrabası verdiği röportajda “son bir yıldır aralıksız kafaya takmış, peşini bırakmıyordu. Çocuk İkbal’e takıntılı ruh hastası biriydi” ifadelerini kullandı. Semih Çetin ise yaklaşık bir yıl önce çektiği bir video ile ısrarlı takibin varacağı noktaya dikkat çekmiş. “Bu hayattan giderken can almak istiyorum ve bu insanın sen olması daha değerliydi benim için” Semih Çetin’in kasaplık yapması, psikolojik sorunlarının kayıt altına alınması,hatta birkaç kez hastaya yatırılmak istenmesi, intihar teşebbüsünde bulunması bu kıyımın habercisi olan gelişmeler. Israrlı takibe dikkat etmeli, kadına yönelik şiddete sıfır tolerans göstermeliyiz. Daha fazla can yitip gitmeden.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER