© Yeni Arayış

İmamoğlu\'nun olası CHP Genel Başkanlığı adaylığı üzerine...

Tüzük kurultayında beklenen en somut gelişme PM üye sayısındaki değişim. PM üye sayısı 60’dan 80’e çıktığında partinin hukuken belirlenmiş bir sürede seçimli bir olağanüstü kurultay yapma zorunluluğu var. İmamoğlu çevresinde konuşulan seçeneklerden birisi bu olağanüstü kurultayda İmamoğlu’nun CHP Genel Başkanı adayı olması

CHP’de Tüzük Kurultayı yaklaştıkça kulisler hareketlenmeye başladı.

Ancak bu hareketlilik, tüzükte yapılacaklardan çok CHP yönetim kademesindeki olası değişiklikler üzerine.

Bugün Murat Sabuncu’nun yazısı CHP kulislerinde konuşulan pek çok şeyi içeriyor.

Bu yazı, Sabuncu’nun yazısını bir anlamda tamamlayan bir değerlendirme.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yerel mahkemede alınan siyasi yasak kararının istinaf mahkemesinde onaylandığı bir süredir yüksek sesle konuşulmaya başlandı.

Sadece bu dava değil kendi hakkında başka davaların yolda olduğu da aynı şekilde sıkça ifade ediliyor.

Bütün bunlardan anlıyoruz ki, siyasi iktidar bloku İmamoğlu’nu bir şekilde siyasetin dışına itmek istiyor.

İmamoğlu’nun yargılandığı -ve olası başka davaların- hukuki değil siyasi olduğu bir gerçek.

Bu açıdan bu davalarının önünü hukuken kesmek mümkün olmadığı açık. Geriye tek seçenek kalıyor. Bu davalara karşı siyasi bir hamle yapmak.

İşte İmamoğlu için kulislerde konuşulmaya başlayan CHP Genel Başkanı olması bu yönde bir siyasi hamle.

Bunu elde bir olarak bir yere not edelim.

Her ne kadar İmamoğlu’na yakın isimler, İmamoğlu-Özel mutabakatının çok daha “güçlü” ve “samimi” olduğunu söyleseler de, Özel/Genel Merkezi’in izlediği kimi politika ve söylemlere, 2. ve 3. adamların yerelde girdikleri ilişkilerden İmamoğlu ve ekibinin rahatsız olduğu da bir gerçek.

SOĞUYAN İLİŞKİLER…

14/28 Mayıs 2023 seçimlerinde muhalefetin yaşadığı hayal kırıklığının gecesinde İmamoğlu İstanbul’a dönüş yolunda, ortaya çıkan kötümser havayı dağıtmak için yanında bulunan 5-6 kişiye mealen siyasetin böyle devam etmeyeceğini ve ilk adımın da CHP’de değişim başlatmak olduğunu söylüyor ve 29 Mayıs sabahı “değişim” mottolu o video ortaya çıkıyor.

Sonraki süreçte İmamoğlu, İstanbul’un kaybedilmemesi için yeniden aday olurken, CHP Meclis Grup Başkanı Özgür Özel, bir anlamda değişimin adayı oluyor ve 4-5 Kasım’da yapılan kurultayda genel başkanlığa seçildi.

Buraya kadar her şey normal.

Bu süreçte İmamoğlu-Özel arasında siyaseten “değişim” ortak keseninde “güçlü” ve “samimi” bir mutabakat var.

Görünen o ki, bu güçlü ve samimi mutabakat, 31 Mart sonuçlarıyla birlikte bir miktar sarsılıyor.

Bunda CHP’nin 31 Mart’ta birinci parti çıkmasının ve Özel’in de birinci partinin genel başkanı olmasının verdiği moral gücün etkisi olduğu açık.

Her ne kadar İmamoğlu’na yakın isimler, İmamoğlu-Özel mutabakatının çok daha güçlü ve samimi olduğunu söyleseler de, Özel/Genel Merkez’in izlediği kimi politika ve söylemlere, kimi parti elitlerinin yerelde girdikleri ilişkilerden genel bir rahatsızlık olduğu da kulislerde uzunca süredir konuşulan bir gerçek.

Bütün bunlar sadece İmamoğlu ve çevresini değil CHP içinde de eleştiriliyor. Bunların bir kısmı açık bir kısmı parti içinde yapılıyor.

Bunu da ikinci elde olarak bir yere not edelim.

İmamoğlu ve çevresi, parti genel başkanlığının, iktidar blokunun İmamoğlu’na karşı sürdürdükleri hukuk araçlı siyasi hamleye karşı bir siyasi hamle olacağını görüyor ve öyle okuyorlar.

NASIL OLACAK?

Gelelim en merak edilen soruya; İmamoğlu neden ve nasıl CHP lideri olacak?

İmamoğlu bu yolda ilk adımı attı. Kılıçdaroğlu görüşmesinde gündem sadece tüzük kurultayı değil yukarıda iki madde olarak sıraladığım konular var. Ve bu görüşme sonrası görünen o ki, Kılıçdaroğlu İmamoğlu’nun liderliğini destekleyecek.

İmamoğlu ve çevresi, parti genel başkanlığının, iktidar blokunun İmamoğlu’na karşı sürdürdükleri hukuk araçlı siyasi hamleye karşı bir siyasi hamle olacağını görüyor ve öyle okuyorlar.

İmamoğlu’nun genel başkanlığında CHP’nin birinci parti olma halinin konsolide olacağına dair inanç var. Sonuç olarak İmamoğlu sadece İstanbul’da değil tüm Türkiye’de teveccüh görüyor ve toplumla bağı siyaseten en güçlü lider.

İmamoğlu liderliğinde CHP hem hedeflenen değişimi gerçekleştirme hem de sonraki seçimde en güçlü parti olma iddiasını daha kolay gerçekleştirecektir.

Dahası güçlü bir CHP algısı, bürokraside de hukuki değil siyasi pek çok adım için caydırıcı etki yaratması muhtemeldir. Ki İmamoğlu’nu olası başkanlığa ikna eden de bu okuma olabilir.

Peki bu nasıl olacak?

Tüzük kurultayında beklenen en somut gelişme PM üye sayısındaki değişim. PM üye sayısı 60’dan 80’e çıktığında partinin hukuken belirlenmiş bir sürede seçimli bir olağanüstü kurultay yapma zorunluluğu var.

İmamoğlu çevresinde konuşulan seçeneklerden birisi bu olağanüstü kurultayda İmamoğlu’nun CHP Genel Başkanı adayı olması.

Kuşkusuz bunlar sadece kulislerde konuşulan ve İmamoğlu’na konmak istenen siyasi yasağa ve onu siyaseten silmek isteyenlere karşı atılabilecek siyasi adımlardan sadece birisi ama en güçlüsü olduğunu ifade etmek gerekiyor.

Bu olası senaryonun gerçekleşmesi ise parti içinde açık ya da örtük sert tartışmalar olmadan kolay olmayacak görünüyor.

Diğer yandan da cin şişeden çıkmış görülüyor.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER