İktidarın 360 planı
SİYASET2023 seçimlerindeki bir bütün olarak muhalefetin ne olduğu da tam anlaşılmayan Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme Geçiş hedefinden uzaklaşılmış olunması durumu ve Erdoğan karşıtlığına indirgenmiş muhaliflik halleri, İmamoğlu’nun işini zorlaştıran kirli film senaryolarının devreye sokulmasının siyasal zemini olacak.
Cumhur İttifakının iktidarda kalabilmesinin tek güçlü ihtimali, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden seçime girme şansı yakalaması. Bunun biricik yolu da bir biçimde TBMM’nin seçimleri yenileme kararı alması. Bunun için 360 milletvekilinin aynı yönde oy kullanması gerekiyor.
AK Parti 8. Olağan Kongresi, Türk siyasetinin geleneksel milletvekili pazarını canlandırdı. Gelecek Parti eski vekili Prof. Serap Yazıcı ve İYİ Parti eski sözcüsü Kürşat Zorlu'yu iktidar partisinin transfer etmesi bu konudaki tartışmaları bir kez daha alevlendirdi.
2023 genel seçimlerinde Millet İttifakı içinde yer alan İYİ, DEVA, Gelecek ve Saadet Partisi'nin 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde bir kez daha ciddi bir varlık gösterememesi, iktidar partisini rahatlatan bir sonuç olmuştu. Saadet Partisi hariç diğer üçünde çökme ve erime süreci başladı.
Yerel seçimlerin üzerinden daha bir yıl geçmeden çoğu Yeniden Refah partili olmak üzere birçok il, ilçe belediye başkanının iktidar partisinin saflarına katması, milletvekili pazarında iktidar partisini bu partilerin seçilmişleri nezdinde daha bir cazibe merkezine dönüştürdü.
Cumhur İttifakının iktidarda kalabilmesinin tek güçlü ihtimali, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden seçime girme şansı yakalaması.
Bunun biricik yolu da bir biçimde TBMM’nin seçimleri yenileme kararı alması. Bunun için 360 milletvekilinin aynı yönde oy kullanması gerekiyor.
İktidar partisi kongresinde bu hedefin öne çıktığını görüyoruz. Seçimlerin yenilenmesi için bir tarafta Erdoğan karşısında adaylığa hazırlanan Ekrem İmamoğlu'na yargı kararıyla engelleyecek soruşturmalar açılırken, diğer taraftan karar için gerekli olan 360 milletvekiline ulaşıncaya transfer pazarı canlı tutulacağa benziyor.
Cumhur İttifakının 360 rakamına ulaşması için alt tarafı 30’a yakın milletvekiline ihtiyacı var.
Cumhur İttifakı dışındaki partilerin savruluşları, çözülüşleri, milletvekillerinin birçoğunun kişisel siyasal beklenti içinde oluşları, siyasal konjonktürde AK Parti’nin bu sayıya bir biçimde ulaşmasının hiçte zor olmadığını gösterir nitelikte.
Nitekim AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Ala kongreden bir gün sonra HaberTürk televizyonunda, 360 sayısına ulaşmalarının en önemli hedefleri olduğunu açıkladı.
İmamoğlu’nu bekleyen riskler
Verili durumda CHP yönetiminin erken/hemen seçim çalışmalarına Cumhurbaşkanını adayını örgüt denetiminde önseçimle belirleyerek yürütme stratejisi, iktidara can simidi olma ihtimalini barındırıyor.
Bu günün parlamento aritmetiği bunun pek mümkün olmadığını gösterse de seçimlere kadar tabloyu Erdoğan lehine çevirecek gelişmeler olabileceği gibi, bizzatihi CHP'nin İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun adaylığını erken ve bu yöntemle netleştirmesi, iktidar partisinin Meclis'te 360 sayısına ulaşmasını kolaylaştıracaktır.
İmamoğlu'nu iktidara karşı korunaklı kılma amaçlı bu taktiksel adım, seçim kazanmak için kazanılması gereken CHP seçmeni dışındaki seçmenlerin kaçmasına, küsmesine yol açacağı gibi, milletvekillerinin kişisel ikbal dertlerini fazlasıyla depreştirerek iktidar partisinin peşine takılmasına da yol açabilir.
Ana muhalefet partisi erken/baskın seçim taktiğiyle kendi seçmen kitlesinin dışında kalanları “değersiz kılınıyoruz” duygusuna kapılmalarına yol açacak siyaset izlediği ve söylem kullandığı ölçüde bu risk büyür. Seçim takvimi yaklaştıkça taktik hatalar stratejiyi boşa çıkarabilir.
Recep Tayyip Erdoğan, CHP'nin tek başına cumhurbaşkanı adayını belirlemesinin, İYİ Parti, DEVA Partisi, Gelecek Partisi zemininde yarattığı rahatsızlığa, dışlanmışlık duygusuna oynayabilir. Böylece hem 360 hedefine ulaşmaya çalışacağına hem de kendi mahallesinden çıkmaya çalışan yeni siyasi aktörlerin bir daha bellerini doğrultamayacakları bir konuma sürüklemek için çeşitli hamleler yapacağına hiç kuşku yok.
Erdoğan'ın bu türden hamlelerinin bir biçimde CHP içinde de karşılık bulması tamamen ihtimal dışı değil. Bunu yakın geçmişte olanlara baktığımızda kestirmek mümkün.
2027 yılında yapılacak seçimler için Erdoğan’ın şapkadan daha çok tavşan çıkarmak isteyeceğini ana muhalefet ve İmamoğlu dikkate almak zorunda.
CHP Genel Başkanının Meclis'teki muhalefet partileri liderlerini bu kapsamda ziyaret etmesi nasıl bir sonuç doğuracak şimdiden kestirmek zor. Seçim kararı almadan önce Meclis içindeki ve dışındaki partilerle, çevrelerle ve sivil toplumla istişare yapması daha doğru olurdu ve muhtemel ki parti için daha faydalı olurdu.
2023 seçimlerindeki bir bütün olarak muhalefetin ne olduğu da tam anlaşılmayan Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme Geçiş hedefinden uzaklaşılmış olunması durumu ve Erdoğan karşıtlığına indirgenmiş muhaliflik halleri, İmamoğlu’nun işini zorlaştıran kirli film senaryolarının devreye sokulmasının siyasal zemini olacak.
Siyasallaşmış yargıda, bunun yargı eliyle mi yoksa parlamento eliyle mi olacağı işin detayı ve başka bir boyutu olacak. Ve büyük ölçüde önemsizleşecektir.
CHP yerel seçimler sonrası yakaladığı fırsatı doğru değerlendiremedi. Gündem belirlemekten her geçen gün daha da uzaklaştı. CHP yönetiminde zafiyet oluşmuş görüntüsü muhalefete en büyük zararı vermekte. Sürecin gerektirdiği kapsayıcılık, politika ve strateji oluşturduğuna dair bir görüntü yok. Dağınıklık ve iç gerilim varlığını sürdürüyor.
Umarım, bütün bunları hesaba katan çoklu bir yol haritası oluşturulmuştur. En başta cumhurbaşkanı adayı için örgüt denetiminde ön seçim yaparken, bunun sonuçlarını çok yönlü düşünen bir plana sahiptir. Aksi halde önümüzdeki 2 yıllık dönemde aday belirlenmiş olmak, İmamoğlu için koruyucu olmasını bir kenara bırakalım, çok daha zorlu ve yıpratıcı geçeğinden emin olabiliriz.
İlginizi Çekebilir