© Yeni Arayış

Gündem No. 1: Seçimler

Gündem No. 1: Seçimler

2024 yılı dünyada seçim yılı olarak tanımlanıyor çünkü sayı net olmasa da 64 ülke ve bölgede planlanan seçimlerde dünya nüfusunun yüzde 49’unun belirli kademelerde sandığa gideceği öngörülüyor. Aralık ve ocak ayları, geride kalan yılın Z Raporunu almak ve yeni yılın öngörülerini yapmak için bereketli zamanlardır. Bu sene ikisi için de bereket, ağırlıkla seçimler üzerine gerçekleşti.

2023 SEÇİMLERİ

Geçmiş yıldan başlarsak, 2023’ün son aylarında Hollanda, Polonya ve Arjantin’deki seçimleri çok konuştuk. Hollanda’da gerçekleşen erken genel seçimler sonucunda sağ popülist Geert Wilders’ın partisinin zaferi ve hükümetteki koalisyon partilerinin oylarındaki sert düşüşler sebebiyle Avrupa kıtasında popülizmin yükselişi üzerine bol bol yorum okuduk. Buna karşın Polonya’da muhalefet partilerinin oluşturduğu koalisyonun zaferi ve popülist Kacinski’nin partisinin oy kaybı ve seçimlerin sonrasında hükümetin kurulması sırasında yapılan tartışmalar gündemdeydi. 2023 Latin Amerika taraflarında da seçim yılıydı; Ekvador, Küba, Paraguay, Şili, Guatemala ve Meksika’da farklı kademelerde seçimler ya da anayasa referandumları gerçekleşti. Arjantin’de Kasım ayı ortasında gerçekleşen ikinci tur başkanlık seçiminde, ilk tur sonucunun tersine, Javier Milei’nin yüzde 55,7 oyla başkan seçilmesi sonrası Milei’nin Bolsonaro ve Trump’a benzetilen tavır ve söylemlerini hatırlatan videoları bolca izledik. Latin Amerika açısından seçim sonuçlarının ek bir önemi de var çünkü 2019'dan bu yana yapılan 18 seçimde Paraguay dışında iktidar partisi adaylarının yenilgiye uğraması eğilimini gözlemliyoruz. 2023’te Türkiye de genel seçim ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri de deprem gündemimizi bile geride bıraktı; koalisyonların oluşumu, adayların seçim süreci, seçim ve ikinci tura giden süreç ve muhalefetin hal-i pür melali ana gündem başlıklarımız oldu.

SEÇİMLERLE 2024

2024 yılı dünyada seçim yılı olarak tanımlanıyor çünkü sayı net olmasa da 64 ülke ve bölgede planlanan seçimlerde dünya nüfusunun yüzde 49’unun belirli kademelerde sandığa gideceği öngörülüyor. Net olmaması sebebiyle öngörülüyor diyorum çünkü Pakistan’da seçimin zamanı düşünülse de gerçekleşeceği muğlak, Suriye’de ve Ukrayna’da belirsizlik var, İngiltere’de seçim net ama tarih değil. En yakın seçimler Tayvan’da ve Çin’le yakınlaşma durumu sebebiyle uluslararası etkisi açısından önemli bir seçim. 14 Şubat’ta Endonezya’da, 1 Mart’ta İran’da, 15-17 Mart’ta Rusya’da, Nisan/Mayıs aylarında Hindistan’da, 6-9 Haziran’da Avrupa Parlamentosu’nda ve 5 Kasım’da ABD’de seçimler yapılacak. Karşılaştırmalı siyaset derslerinde seçimleri anlatırken söylediğim ilk cümle, demokrasilerde seçim sonuçlarının belirsiz olması gerektiğidir. Thomas Carothers’in son yazısına atıfla otoriter ülkelerdeki seçimlerin (Belarus, İran, Ruanda, Rusya ve Venezuela örnekleriyle) sonuçlarının şimdiden net olduğunu görebiliyoruz. Dolayısıyla gözler bu sonucu belirli seçimlerden ziyade, demokrasinin gerilediği ya da zayıfladığı ülke ve bölgeler üzerine daha çok odaklanmış durumda. Bunun yanı sıra son dönemde askeri darbeler yaşanan ülkelerdeki durumun ne şekilde gelişeceği de merak konusu. Avrupa Parlamentosu seçimlerinde ise, son seçimlerde artan katılım oranının bu seçimlerdeki düzeyi, gençlerin katılımı (birçok ülkede seçime katılım yaşı 16’ya düşürüldü), seçim sonuçlarının sağ popülist partilere ne kadar yarayacağı ve bunun sonucunun uluslararası siyasete etkisi ile yeni dönemdeki reform önerileri ve AB’nin geleceği üzerine gündemde. Hindistan’ın, demokrasinin durumunu gösteren son endekslerde özgür ülkeler kategorisinden geriye düşüşü, kalabalık nüfusunun sandığa gidişi ve Modi ile popülizmin devamı tartışmaları sebebiyle baharda sıkça konuşacağımız ülkelerden birisi olacak. Yaz başı gerçekleşecek Avrupa Parlamentosu seçimlerinde ise, son seçimlerde artan katılım oranının bu seçimlerdeki düzeyi, gençlerin katılımı (birçok ülkede seçime katılım yaşı 16’ya düşürüldü), seçim sonuçlarının sağ popülist partilere ne kadar yarayacağı ve bunun sonucunun uluslararası siyasete etkisi ile yeni dönemdeki reform önerileri ve AB’nin geleceği üzerine gündemde. Kasım ABD seçimleri, ülkenin dış politika odağının ne olacağı üzerinden konuşuluyor şimdilik ama dünya gündeminin sıcaklığına bakarsak Kasım ayına kadar bu pilav daha çok su kaldırır. Tabii bu arada 31 Mart’ta Türkiye’de gerçekleşecek yerel seçimler var. Bu hafta adayların belirlenmesi üzerine bolca konuşuyoruz. Bu yazıda normalde küreselden ülke düzeyine ve sonra yerelden bireye inmek niyetindeydim ama görüldüğü üzere, seçim yerel olsa da siyasi bir gelenek olarak genel seçim havasındayız, yerele çok bakmadan iktidar-muhalefet ayrımında ve daha çok büyükşehir belediyeleri üzerinden tartışmalar yürüyor. Seçim sathı mailinden çıkana kadar, Emre Erdoğan’ın bu mecradaki son yazısında belirttiği sözde Karagöz-Hacivat oyununda yereli dikkate alan ve özellikle benim konum olan bireyler düzeyinde demokrasi yarışına odaklanan çalışmaları heyecanla bekliyoruz. Bu yazıda dünyada seçimler açısından 2023’ün kaba bir özetini vererek 2024 için seçim öngörüleri ve bazı seçimlerin özellikle gündemde olmasının kısaca sebepleri üzerinde durdum. Önümüzdeki yazılarda Türkiye’de yerel siyaset ve bireyler odağıyla, yereldeki siyaseti benim çalışmalarımda “önceden belirlenmiş bir matematik hesabı”ndan ibaret gören bir yarışın sonucunun ne kadar belirsiz ve dolayısıyla demokratik olabileceği sorusu üzerine duracağım. Cana Tülüş Türk, Dr., İstanbul Politikalar Merkezi Kıdemli Uzmanı

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER