Gri listeden ‘şimdilik’ çıktık, peki Türkiye o listeye neden girmişti?
EKONOMİGri listeden ‘şimdilik’ çıktık, peki Türkiye o listeye neden girmişti?
NASIL ÇIKTIK?
Erdoğan, 28 Mayıs 2023'te yeniden seçilmesinin ardından, mafyayla bağlantılı olduğu yönünde çeşitli iddialarla karşı karşıya kalan Süleyman Soylu'nun yerine eski İstanbul Valisi Ali Yerlikaya'yı içişleri bakanı olarak atadı. Yerlikaya, mafya grupları ve uluslararası bağlantısı olan çetelere yönelik bir dizi operasyon başlattı ve mafya üyelerinin bir kısmı yakalandı. Geçen yıl içinde sosyal medya fenomenlerinin kara para aklama ve vergi kaçırma iddialarına ilişkin geniş kapsamlı soruşturmalar da gri listeden çıkma yolunda önemli adımlardandı. Dilan Polat vb. gibi kara para aklayan ekipler ifşa oldu ve yargı süreci başladı. Son olarak da dijital varlıklar ve kripto platformlarına yönelik sermaye piyasası düzenleme yasası geçen hafta Parlamento'da kabul edildi. Bu, gri listeden çıkmamız için yapılması gereken son hamleydi. Bu yasayla dijital varlıklarla uğraşan şirketlerin sermaye piyasası düzenleyicisine kaydolması zorunluluğu getirilmesiyle kara para aklama ve terörizmin finansmanının engellenmesi amaçlanmakta. Bir diğer husus da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çeşitli vesilelerle Hamas'ın terör örgütü olmadığına yönelik sözleri ve Hamas'a mali manevi desteğin sürebileceğine dair şüpheler ve İsrail'de 7 Ekim'de gerçekleşen bombalı saldırı ile ilgili açılan bir dizi davanın bize de sıçrayabilecek sonuçları.RİSKLER?
Moskova'nın Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaş nedeniyle Batı'nın uyguladığı yaptırımlara katılmayan Türkiye, yerel şirketlerin Rusya'nın askeri mallara erişimini kolaylaştırmasını engellemek için ABD liderliğindeki müttefiklerinin baskısı altında olmaya devam ediyor. ABD, son aylarda, Washington'un Rusya'ya savaş alanında kullandığı batı teknolojisini tedarik eden çok sayıda Türk şirketine yaptırım uyguladı. Bütün bunlara rağmen hala Türkiye'de saklanan ciddi sayıda suç örgütü lideri var. Avrupa Birliği Kolluk Kuvvetleri İşbirliği Ajansı'nın (Europol) Nisan 2024'te hazırladığı bir rapor, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 22 yıllık görev süresi boyunca Türkiye'nin büyük suç örgütlerinin odak noktası haline geldiğini ve Avrupa'nın emniyeti ve güvenliği için ciddi bir tehdit oluşturduğunu açıkça doğruladı. Avrupa çapında incelenen en tehditkar 821 suç şebekesi arasında, Türk vatandaşlığına sahip kişilerin veya Türk kökenli AB vatandaşlarının sıklıkla üye veya kilit figür olarak görünmesi, AB'nin iç güvenliğine de bir tehdit olarak kabul ediliyor. Yani Yerlikaya'nın temizliği henüz bitmedi. Gri listede olunması uluslararası ticaret ve bankacılık faaliyetlerinin önündeki en önemli engellerdendi. Gri listeden çıkmamız en çok ticaret ve bankacılık sektörünün günlük çalışmasını kolaylaştıracak. Ancak, gri listeden çıktık diye çok hızlı ve yoğun dış sermayenin gireceğini sanmıyorum. Öncelikle dünya ekonomik konjonktürü bugün çok farklı: dünyada değerli dolar ve yüksek faiz gelişmekte olan piyasalara kaynak aktarımının önündeki önemli engellerden biri. Gelişmiş ülkelerde yükselen milliyetçilik ve ulusal ekonomi/sanayi politikaları da sermayeyi gelişmekte olan ülkelere değil yerel ekonomiye kanalize ediyor. Türlü sanayi teşvik politikaları bugün G-7 ülkelerinin ana gündemini oluşturuyor. Yani 2000'lerin başında olduğu boyutta bir sermaye akımının gri listeden çıktık diye Türkiye'ye doğru hareket edeceğini beklemek yanlış olur. Bir diğer husus da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çeşitli vesilelerle Hamas'ın terör örgütü olmadığına yönelik sözleri ve Hamas'a mali manevi desteğin sürebileceğine dair şüpheler ve İsrail'de 7 Ekim'de gerçekleşen bombalı saldırı ile ilgili açılan bir dizi davanın bize de sıçrayabilecek sonuçları. Katliamdan sadece bir hafta sonra, ABD Hazine Bakanlığı, Hamas'a gelir sağladığı gerekçesiyle Türk şirketi Trend GYO'nun önemli tedarikçilerine yaptırım uyguladı. Bu da Türkiye ekonomisi için bir başka Demokles kılıcı bana göre. Halk Bankası davası da şimdilik rafa kaldırılsa da dikkate alınması gereken risklerden biri.İlginizi Çekebilir