© Yeni Arayış

Göçmen seçmenlerin artan rolü: Almanya’da siyasi eğilimler ve seçim dinamikleri

Geleneksel olarak sol partilere yönelen göçmen seçmenlerin bir kısmının sağ partilere ve hatta aşırı sağa yönelmesi, Almanya’da göçmen kimliğinin siyasi tercihler üzerindeki etkisinin giderek daha karmaşık bir hale geldiğini gösteriyor. Bu bağlamda, seçim sonuçları, göçmen seçmenlerin Almanya siyasetindeki belirleyici rolünün daha da güçleneceğini ortaya koyuyor.

Göçmenleri bir siyasi sorun olarak gören göçmen seçmenlerin yaklaşık %25’i CDU/CSU’yu desteklerken, aynı oranda kişi aşırı sağcı AfD’ye güven duyduğunu belirtiyor. Bu durum, göçmenler arasında sağa kayışın, özellikle yeni göç dalgalarına karşı duyulan tepkiyle doğrudan bağlantılı olduğunu gösteriyor.

Almanya’da siyaset, toplumun demografik dönüşümüne paralel olarak değişmeye devam ediyor. Göçmen kökenli seçmenlerin sayısı ve etkisi giderek artarken, bu grubun siyasi eğilimleri ve seçim davranışları, partiler için önemli bir stratejik unsur haline geliyor. 2024 seçimleri, Almanya’daki göçmen seçmenlerin sadece sayısal olarak değil, aynı zamanda siyasi temsiliyet açısından da daha güçlü bir konuma geldiğini gösteriyor. Ancak, bu seçmen grubunun ihtiyaçları ve endişeleri, ana akım partiler tarafından yeterince dikkate alınıyor mu?

Göçmen Seçmenlerin Artan Önemi ve Değişen Tercihler

Almanya’da göçmen kökenli bireyler, seçmen kitlesinin %12’sini oluşturuyor. 2013 yılında %9 olan bu oran, göçmen kökenli vatandaşların artan siyasi katılımını ve seçmen profiline etkisini gözler önüne seriyor. Federal Meclis seçimlerine katılabilmek için Almanya vatandaşlığı şartı aranırken, vatandaşlığa geçen göçmenlerin siyasi yönelimleri, özellikle son yıllarda büyük bir dönüşüm geçiriyor.

Göçmenlerin oy verme davranışları tarihsel olarak daha çok SPD, Sol Parti (Die Linke) ve Yeşiller gibi sol eğilimli partilere yönelirken, son yıllarda sağ partilere yönelik ilginin arttığı görülüyor. Bunun temel nedenlerinden biri, uzun süredir Almanya’da yaşayan göçmenlerin, yeni gelen göçmen dalgalarına karşı mesafeli durması. Özellikle Orta Doğu ve Türkiye kökenli seçmenler arasında CDU/CSU’ya yönelik ilginin arttığı, hatta bazı göçmen gruplarında aşırı sağcı AfD’nin dikkat çekici bir oy oranına ulaştığı görülüyor.

Özellikle Eski Sovyetler Birliği’nden gelen göçmenler arasında CDU/CSU’nun uzun süredir sahip olduğu siyasi üstünlük zayıflamış durumda. 2024 yılının Mayıs ayında yapılan bir araştırma, bu grubun yalnızca %22’sinin CDU/CSU’yu desteklediğini, AfD’nin %17, yeni kurulan Sahra Wagenknecht İttifakı’nın (BSW) ise %15 oranında oy aldığını ortaya koyuyor. Bu seçmen kitlesinin artık Doğu Almanya’daki siyasi tercihlere benzer bir eğilim gösterdiği ve daha uç siyasi partilere yöneldiği gözlemleniyor.

Almanya’da göçmen kökenli seçmenlerin öncelikleri, genellikle ekonomik istikrar ve toplumsal entegrasyon ekseninde şekilleniyor. Göçmen kökenli bireylerin, barınma, emeklilik ve suç oranlarındaki artış gibi konulara daha fazla duyarlılık gösterdiği tespit ediliyor.

Göçmenlerin Öncelikleri: Ekonomik Endişeler ve Toplumsal Kaygılar

Seçimlerde belirleyici olan temel faktörlerden biri de seçmenlerin en çok hangi konulara önem verdiğidir. Almanya’da göçmen kökenli seçmenlerin öncelikleri, genellikle ekonomik istikrar ve toplumsal entegrasyon ekseninde şekilleniyor. Yapılan araştırmalara göre, seçmenlerin yaklaşık %30’u ekonomi ve enflasyonu en büyük sorun olarak görüyor. Ancak göçmen kökenli seçmenler için ekonomik sıkıntıların yanı sıra sosyal dayanışma ve toplumsal dışlanma gibi konular da büyük bir endişe kaynağı.

Göçmen kökenli bireylerin, barınma, emeklilik ve suç oranlarındaki artış gibi konulara daha fazla duyarlılık gösterdiği tespit ediliyor. Buna karşılık, göçmen geçmişi olmayan seçmenler için iklim değişikliği ve göç meselesi daha büyük bir önem taşıyor. Bu farklılıklar, göçmen seçmenlerin politik taleplerinin, Alman toplumunun geri kalanından farklılaştığını gösteriyor.

Özellikle İslam inancına sahip seçmenler, son dönemde artan aşırı sağcı söylemler, Orta Doğu’daki çatışmalar ve bunun Almanya’daki toplumsal etkilerinden endişe duyuyor. Bu endişeler, siyasi partilerin göçmen seçmenlere yönelik politikalarını şekillendirmesi açısından kritik bir unsur olarak öne çıkıyor.

Hangi Parti Güven Veriyor? Göçmen Seçmenlerin Siyasal Tercihleri

Almanya’daki göçmen seçmenlerin, siyasi partilere olan güveni genel olarak düşük seviyede. Özellikle ekonomi ve enflasyon konusunda göçmen seçmenlerin yaklaşık üçte biri hiçbir partiye güvenmediğini belirtiyor.

CDU/CSU, göçmen seçmenlerin %26’sının desteğini alırken, AfD %11,3 ile üçüncü sıraya yerleşmiş durumda. SPD ise %10,6 ile geride kalıyor. Bu tablo, Almanya’da geleneksel olarak sosyal demokrat ve sol eğilimli partilere destek veren göçmen seçmenlerin yönelimlerinin değişmekte olduğunu ortaya koyuyor.

Göçmenleri bir siyasi sorun olarak gören göçmen seçmenlerin yaklaşık %25’i CDU/CSU’yu desteklerken, aynı oranda kişi aşırı sağcı AfD’ye güven duyduğunu belirtiyor. Bu durum, göçmenler arasında sağa kayışın, özellikle yeni göç dalgalarına karşı duyulan tepkiyle doğrudan bağlantılı olduğunu gösteriyor.

Ancak, parti sempatisi her zaman oy olarak geri dönmüyor. SPD’ye yönelik olumlu bakış açısı hala varlığını korusa da, bu partiye duyulan güven giderek azalıyor. Eski Sovyetler Birliği’nden gelen göçmenler arasında CDU/CSU’nun geleneksel üstünlüğü erozyona uğramış ve BSW gibi yeni partiler dikkat çekmeye başlamış durumda.

Bu gelişmeler, sadece Almanya için değil, genel olarak Avrupa’daki göçmen politikalarının geleceği açısından da önemli ipuçları sunuyor. Göçmenlerin yaşadığı sorunları ve siyasi eğilimlerini anlamak, demokratik katılımı artırmak ve toplumsal uyumu sağlamak için kritik bir gereklilik olarak öne çıkıyor.

Seçmen Katılımı: Göçmenler Sandığa Gidiyor mu?

Tarihsel olarak, göçmen kökenli seçmenlerin sandığa gitme oranı, göçmen geçmişi olmayan Alman seçmenlere kıyasla daha düşük seviyede kalmıştır. Bunun nedenleri arasında, siyasete olan güvensizlik, partilerin göçmenlere yönelik net politikalar geliştirememesi ve göç konusunun kamuoyunda çoğunlukla olumsuz bir çerçevede tartışılması yer alıyor.

Ancak 2024 seçimlerinde göçmen seçmenlerin sandığa gitme oranının artabileceği öngörülüyor. Göçmenlerin aidiyet hissinin eksikliği, partilere olan güven eksikliği ile birleştiğinde seçimlere katılım oranlarını olumsuz etkileyebilir. Bununla birlikte, CDU ve FDP gibi sağ eğilimli partilerin, sembolik de olsa göçmen kökenli seçmenlere yönelmesi, kararsız seçmenlerin tercihlerini etkileyebilir.

Sonuç: Almanya’da Göçmen Seçmenlerin Siyasi Geleceği

Almanya’daki seçimlerde göçmen seçmenlerin etkisi giderek artarken, siyasi partilerin bu seçmen grubuna yönelik politikalarını daha dikkatli bir şekilde belirlemesi gerekiyor. Göçmenlerin endişeleri, sadece ekonomik refah ve iş güvencesiyle sınırlı değil; sosyal uyum, entegrasyon ve siyasi temsiliyet gibi konular da büyük önem taşıyor.

Geleneksel olarak sol partilere yönelen göçmen seçmenlerin bir kısmının sağ partilere ve hatta aşırı sağa yönelmesi, Almanya’da göçmen kimliğinin siyasi tercihler üzerindeki etkisinin giderek daha karmaşık bir hale geldiğini gösteriyor. Bu bağlamda, seçim sonuçları, göçmen seçmenlerin Almanya siyasetindeki belirleyici rolünün daha da güçleneceğini ortaya koyuyor.

Bu gelişmeler, sadece Almanya için değil, genel olarak Avrupa’daki göçmen politikalarının geleceği açısından da önemli ipuçları sunuyor. Göçmenlerin yaşadığı sorunları ve siyasi eğilimlerini anlamak, demokratik katılımı artırmak ve toplumsal uyumu sağlamak için kritik bir gereklilik olarak öne çıkıyor.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER