George Orwell üzerine
EDEBİYATYazmayı ve farklı yerlere giderek gözlem yapmayı seven Orwell, 1928 yılında Paris'e teyzesinin yanına gider. Bir otelde bulaşıkçılık da yapan George Orwell, 1929 yılında yeniden İngiltere'ye dönüşte Paris günlerini anlattığı ''Paris'te Beş Parasız'' kitabını yayınlarken, yazdıklarından ailesinin utanmaması için kitapta asıl ismi olan Eric Arthur Blair yerine ilk kez George Orwell takma adını kullanır.
2. Dünya Savaşı esnasında BBC'de çalışırken ''Hayvan Çiftliği'' romanını yazar. 1944 yılında roman tamamlanmasına rağmen o dönem Almanlara karşı Sovyetler Birliği ile İngilizler'in müttefik olması ve kitabın sosyalizm aleyhtarı içerik taşıdığı gerekçesi ile yayınevleri kitabı basmaya yanaşmaz. Kitap ancak savaş bittikten sonra 1945 yılında basılabilir. 1948 yılında da diğer ünlü romanı ''1984''ü yazan George Orwell, ''Büyük Birader'', ''Düşünce Polisi'' gibi terimlerin ve ''Soğuk Savaş'' ifadesinin de mucididir.
80'li yılların başı idi. Hatırladığım kadarı ile malum darbe gerçekleşmiş ancak 1983 yılındaki parlamento seçimleri henüz yapılmamıştı. O dönemki birçok şey gibi televizyon yayınları da bugünden çok farklıydı. Tek yayın kuruluşu olan TRT, bir kanaldan yayın yapar, yayın hafta içinde akşam saatlerinde, hafta sonları ise sabah 10.00 da başlar ve gece yarısına kadar devam ederdi. Televizyonda yabancı diziler haricinde tüm yerli yapımlar TRT'nin bizzat çekimi olan programlardı. Bunun tek istisnası ise iki haftada bir cumartesi akşamları yayınlanan Türk filmleri idi. TRT'nin programlarından farklı bir ritmi ve dünyası olan bu filmleri ben de merakla beklerdim.
Yine böyle bir gecede ekran karşısına geçtim ve Yeşilçam'dan hangi filmin yayınlanacağını beklemeye başladım. Sinema saati geldiğinde ise şaşırıp kaldığımı hatırlıyorum. Ekranda ne yerli ne de yabancı, neden yayınlandığını o dönem anlayamadığım bir çizgi film vardı. Başta yaşadığım hayal kırıklığı ise dakikalar ilerledikçe yerini hala hatırladığım garip bir etki ve meraka bırakmıştı. Film bir çiftlikte insanlara isyan eden hayvanları ve devamında başa geçen domuzların, insanlardan farksız ve hatta daha vahim bir yönetim kurmalarını anlatıyordu. Yıllar sonra bu filmin aslında Hayvan Çiftliği isminde bir kitaptan uyarlanma olduğunu, kitabın komünizm karşıtı bir metin olduğu düşüncesi ile 1954 yılında CIA tarafından çizgi film yaptırıldığını öğrenmiştim. Böylece askeri rejim döneminde böyle bir çizgi filmin gece kuşağında neden yayınlanmış olduğu da anlam kazanmış oldu. O dönem toplumu yönlendirmek amacıyla yapılan tek yayın bu mu idi, pek sanmıyorum.
Konumuz olan Hayvan Çiftliği ile kitap olarak yeniden karşılaşmam ise 90'ların ikinci yarısında Ankara'da ki Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları'na ait kitabevinde oldu. Çevirisi Halide Edip Adıvar tarafından yapılan kitap, ilk olarak önceki dönemlerde adı Maarif Bakanlığı olan yine aynı yayınevinden 1954 yılında basılmıştı. Kitap olarak basılmadan önce ise 1952 yılında tefrika halinde yine aynı yazarın çevirisi ile Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlanmıştı.
İlerleyen dönemde Halide Edip'in çevirisinin güncel dilin gerisinde kalması ve başka bir yayınevinden basımındaki çeviri yetersizliği ile kitap bu sefer de 2001 yılında Celal Üster çevirisi ile Can yayınlarından basılır. Yazarların ölümünün üzerinden 70 yıl geçtikten sonra telif hakkı düştüğü için 1950 yılında ölen George Orwell'ın kitapları da 2021 yılı içerisinde diğer birçok yayınevinden basıldı. Ama henüz kitabı okumamış olanlar var ise piyasada var olan çeviriler içerisinde halen en iyisinin Celal Üster çevirisi olduğu konusunda genel bir kanı olduğunu belirteyim.
1928 yılında Paris'e teyzesinin yanına gider. Bir otelde bulaşıkçılık da yapan George Orwell, 1929 yılında yeniden İngiltere'ye dönüşte Paris günlerini anlattığı ''Paris'te Beş Parasız'' kitabını yayınlarken, yazdıklarından ailesinin utanmaması için kitapta asıl ismi olan Eric Arthur Blair yerine ilk kez George Orwell takma adını kullanır.
PARİS’TE BEŞ PARASIZ
Bu kitabı daha iyi anlamak için belki biraz yazarından da bahsetmek yerinde olur. Özellikle 2 romanı ile ismi hepimizin aklına yer etmiş olan bu yazarın gerçek adı Eric Arthur Blair'dir. Yazar, 1903 yılında o dönem Hindistan'a bağlı İngiliz sömürgesi olan Burma'da doğmuştur. George henüz 1 yaşına geldiğinde annesi, O'nu ve ablasını yanına alarak İngiltere'ye döner. George İngiltere'de iken ülkenin ünlü okullarından Eton College'a gider. Bu okuldaki eğitimciler arasında ise ''Cesur Yeni Dünya'' kitabının yazarı olan Aldous Huxley de vardır. Kimbilir, Orwell'ın daha sonra yazacağı kitaplarda ve özellikle 1984 romanı için bu yazar ile aynı havayı solumanın da etkisi olmuştur.
Yazmayı ve farklı yerlere giderek gözlem yapmayı seven Orwell, 1928 yılında Paris'e teyzesinin yanına gider. Bir otelde bulaşıkçılık da yapan George Orwell, 1929 yılında yeniden İngiltere'ye dönüşte Paris günlerini anlattığı ''Paris'te Beş Parasız'' kitabını yayınlarken, yazdıklarından ailesinin utanmaması için kitapta asıl ismi olan Eric Arthur Blair yerine ilk kez George Orwell takma adını kullanır.
1936 yılında yine ülkesi dışına çıkan Orwell, bu sefer Franco taraftarlarına karşı savaşan sosyalistlere katılmak için İspanya'ya gider. Zaten kendisini Hayvan Çiftliği'ni de yazmaya iten nedenlerden birisi burada sosyalist gruplar içindeki çatışmalardan dolayı yaşadığı hayal kırıklığıdır. 1937 yılında İngiltere'ye geri döner ve 2. Dünya Savaşı esnasında BBC'de çalışırken ''Hayvan Çiftliği'' romanını yazar. 1944 yılında roman tamamlanmasına rağmen o dönem Almanlara karşı Sovyetler Birliği ile İngilizler'in müttefik olması ve kitabın sosyalizm aleyhtarı içerik taşıdığı gerekçesi ile yayınevleri kitabı basmaya yanaşmaz. Kitap ancak savaş bittikten sonra 1945 yılında basılabilir. 1948 yılında da diğer ünlü romanı ''1984''ü yazan Orwell (ki bu kitabın ismi de zaten yazım tarihinin son 2 rakamının yer değişikliğinden gelir) 1950 yılında ölür. George Orwell, yazdığı kitapların yanında ''Büyük Birader'', ''Düşünce Polisi'' gibi terimlerin ve ''Soğuk Savaş'' ifadesinin de mucididir.
Sonraki yazıda da Orwell’in Hayvan Çiftliği’ni ele alalım.
İlginizi Çekebilir