© Yeni Arayış

Fosil yakıtlardan çıkışı konuşmayan bir gelecek inşası mümkün olabilir mi?

Hükümetler, Birleşmiş Milletler Gelecek Paktı’na ait taslakta fosil yakıtlardan çıkış taahhüdünü yeniden gündeme getirdi. Paktın taslak metninde fosil yakıtlara ait herhangi bir referans verilmemesinin yoğun tepki toplamasının ardından taslağa fosil yakıtlardan vazgeçilmesi taahhüdü tekrar eklendi…

Gezegenimiz dünya pek çok krizle aynı anda mücadele etmek zorunda: Çatışmalar, iklim krizi, korumacı ve popülist politikaların yükselişi, resesyon, göçler, yoksulluk, açlık…

Bu hafta 22-23 Eylül günlerinde New York’ta düzenlenecek BM Gelecek Zirvesi’nde (Summit of the Future) bu çoklu krizler çağının meselelerine ilişkin somut çözümler aranacak.

Gelecek Zirvesi'nde dünya liderlerini sorumluluklarıyla yüzleştirmek için çeşitli çözüm ve politikalar sunulacak. Bu anlamda BM Genel Sekreteri António Guterres'in dünyanın "güven açığı" yaşadığı söylemesi boşuna değil.

Dünyanın hemen her yerinde çatışmalar ve şiddet büyük acılara neden oluyor, jeopolitik bölünmeler yaygınlaşıyor, eşitsizlik ve adaletsizlik her yerde yükseliyor, popülizm ile aşırıcılığı besliyor. Yoksulluk, açlık, ayrımcılık, kadın düşmanlığı ve ırkçılık gibi asırlık sorunlar yeni biçimler alıyor.

İş ivedi çözümlere gelince herkesin sınıfta kaldığı bir sistemin zaman tünelinde sıkışıp kaldık.

Dolayısıyla, küresel karar alma mekanizmalarında ciddi bir “karar alamama ve tıkanma” hali dikkat çekiyor. Küresel mimarideki sıkışmışlığı aşabilmek için yeni bir reforma ihtiyaç var.

Gelelim zirvenin gündemine…

Etkinlik, beş ana başlığın yanı sıra (sürdürülebilir kalkınma ve finansman, barış ve güvenlik, herkes için dijital bir gelecek, gençlik ve gelecek nesiller ve küresel yönetişim) ve insan hakları, cinsiyet eşitliği ve iklim krizi de dahil olmak üzere BM'nin tüm çalışmalarıyla keşişen diğer konulara dayanan oturumlardan oluşacak.

Zirve sırasında üye devletler tarafından ekinde Küresel Dijital Sözleşme ve Gelecek Nesiller Deklarasyonu olan Gelecek Paktı'nın benimsenmesi bekleniyor. 

Gelecek Zirvesi, halihazırda verilmiş olan sözlerin daha eksiksiz yerine getirilmesi, uluslararası toplumun gelecek dünyaya hazırlanması ve güvenin yeniden tesis edilmesi için bir fırsat sunuyor. 

GELECEK ZİRVESİ BİR FIRSAT SUNUYOR

Çünkü bu konular geçmişte ele alınmış ve iklim konusunda Paris Anlaşması ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları gibi önemli anlaşmalara varılmış olsa da, çoğu uzun yıllar önce kurulmuş Birleşmiş Milletler yapılarının artık yeterince adil veya etkili olmadığına dair yaygın bir algı var.

Gelecek Zirvesi, halihazırda verilmiş olan sözlerin daha eksiksiz yerine getirilmesi, uluslararası toplumun gelecek dünyaya hazırlanması ve güvenin yeniden tesis edilmesi için bir fırsat sunuyor. 

Zirvenin ardından odak noktası, Gelecek Paktı’nda yer alan tavsiye ve taahhütlerin uygulanması olacak. Kasım ayında Azerbaycan, iklim finansmanının gündemin üst sıralarında yer alacağı BM İklim Konferansı’na (COP29) ev sahipliği yapacak.

Dünyanın küresel anlamda çok boyutlu, çok katmanlı, çok acil eyleme geçilmesi gereken farklı sorunları var. Bunların hepsine tarafların hepsini bir araya getirerek tek bir toplantıda çözüm bulabilmek pek gerçekçi olmasa da bir yerden başlamak gerekiyor.

Elbette hepsi birbirinden önemli olmakla birlikte küresel sorunların en önemlilerinden biri olan iklim krizi boyutuna ilişkin birkaç not düşelim…

Hükümetler, bu ay kabul edilmesi beklenen yeni Birleşmiş Milletler (BM) Gelecek Paktı’na ait taslakta, fosil yakıtlardan geçiş taahhüdünü yeniden gündeme getirdi.

Bir önceki taslakta fosil yakıtlara dair referanslar çıkarılmış ve bu durum yaygın bir şekilde tepki çekmişti. Paktın taslak metninde fosil yakıtlara ait herhangi bir referans verilmemesinin yoğun tepki toplamasının ardından taslağa COP28’de kabul edilen fosil yakıtlardan vazgeçilmesi taahhüdü yeniden eklendi.

Taslakla ilgili geri adım, yaklaşık 80 Nobel ödüllü bilim insanı ve dünya liderinin, önceki müzakere metninde fosil yakıtlarla ilgili herhangi bir referansın çıkarılmasını eleştirmesinin ardından gerçekleşti.

BM, 22-23 Eylül tarihlerinde BM kurumlarını, hükümetleri, STK’ları ve bilim dünyasını bir araya getirerek New York’ta düzenlenecek Geleceğin Zirvesi’ni, “küresel iklim eylemini yeniden canlandırmak adına yüzyılda bir yakalanabilecek bir fırsat” olarak nitelendiriyor.

Zirvede üye devletlerin, çok taraflı işbirliğini artırmak için bir temel olarak görülen “iddialı ve eylem odaklı” bir anlaşmaya varmaları bekleniyor. Yayımlanan son taslağa göre dünya liderleri, “enerji sistemlerinde fosil yakıtlardan adil, düzenli ve eşit bir şekilde geçiş yapmayı, bilimin gerektirdiği şekilde 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşmayı” tekrar masaya getiriyor.

Bu tür bir dil, geçen yıl Dubai’deki COP28 iklim konferansında yapılan tarihi anlaşmadaki dile benzetildi.

Fosil Yakıtların Yayılmasını Önleme Anlaşması İnisiyatifi Direktörü Alex Rafalowicz taslağın COP28 taahhütlerini pekiştirdiğini belirterek, “Eğer bu dil değişmeden kalırsa, geri dönüşün olmadığı açık. Bu bir ilk adım ama sadece açıklama yapmak yeterli olmayacak. Bu sonucun üzerine hemen, kararlı eylemler ve somut planlarla devam etmemiz gerekiyor” yorumunu yapmıştı.

Hükümetler, yaklaşık bir yıldır zirvenin metni üzerinde müzakereler yürütüyor ve Almanya ile Namibya zirvenin ortak kolaylaştırıcıları olarak çabaları koordine ediyor.

Geçen ocak ayında, üye devletlerin ilk katkıları ve sivil toplum, akademi ve özel sektörden gelen bildirimler temelinde bir “sıfır taslak” yayımlandı. Bu taslak, ülkelerin “enerji sistemlerinde fosil yakıtlardan geçişi hızlandırmaları”na atıfta bulunuyordu.

Aralarında Nobel Ödülü sahipleri Bangladeş’in yeni geçici lideri Muhammad Yunus ile İrlanda eski Cumhurbaşkanı Mary Robinson’un da dahil olduğu isimler, hükümetlere mektup yazarak, taslakta fosil yakıtlarla ilgili herhangi bir atıfta bulunulmamasından “derin endişe” duyduklarını ifade ettiler.

DERİN ENDİŞE

Ancak, temmuz ortasında yapılan bir sonraki danışma turunun ardından yayımlanan ikinci taslakta fosil yakıtlara dair herhangi bir konudan bahsedilmedi. Bu durum, iklim eylemi liderlerinden güçlü bir kınama aldı.

Aralarında Nobel Ödülü sahipleri Bangladeş’in yeni geçici lideri Muhammad Yunus ile İrlanda eski Cumhurbaşkanı Mary Robinson’un da dahil olduğu isimler, hükümetlere mektup yazarak, taslakta fosil yakıtlarla ilgili herhangi bir atıfta bulunulmamasından “derin endişe” duyduklarını ifade ettiler ve bu durumu “dünyanın karşılaştığı en büyük tehditlerden biri” olarak nitelendirdi.

Kömür, petrol ve gazın yakılması, küresel ısınmaya neden olan seragazı emisyonlarının ana kaynağını oluşturuyor. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’ne göre, Paris Anlaşması’nın 1.5 °C derece hedefine ulaşmak için 2050 yılına kadar fosil yakıtların kullanımında önemli bir azalmaya gitmek gerekiyor.

Dolayısıyla Geleceğin Zirvesi için oluşturulan taslağın da COP28 anlaşmasının izinden giderek, yenilenebilir enerjinin ve “diğer sıfır ve düşük emisyonlu teknolojilerin” “geliştirilmesi ve uygulanmasının” hızlandırılmasını atıfta bulunması talep ediliyor.

Geleceğin Zirvesi metni bu teknolojileri nitelendirmese de, Dubai anlaşması nükleer enerjiyi ve karbon yakalama ve depolama gibi emisyon azaltma ve kaldırma teknolojilerini açıkça belirtmişti.

Yaklaşık 200 ülke tarafından kabul edilen COP28 anlaşması, fosil yakıt döneminin sonuna dikkat çeken tarihi bir başarı olarak yaygın bir şekilde övüldü. Ancak iklim aktivistleri, ülkelerin verdikleri sözlerden geri adım atmaları ve dünyayı kirli enerjilerden uzaklaştırma taahhütlerini zayıflatmaya çalışmaları nedeniyle endişelenmeye başladı. Örneğin, Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Salman Al-Saud, fosil yakıtlardan çıkışın COP28 anlaşması tarafından sunulan bir “a la carte menüde” yer alan birkaç “seçimden” biri olduğunu iddia etti.

Özetle, fosil yakıtlardan aşamalı olarak çıkışı uluslararası platformlarda masada tutmak ve uluslararası deklarasyonları bilimle uyumlu hale getirmek her zaman gündemde olmalı.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER