Filistin’de Soykırım, İstanbul’da Vicdan Mahkemesi
KÖŞE YAZILARIFilistin’de Soykırım, İstanbul’da Vicdan Mahkemesi
HUKUKİ VE VİCDANİ BİR YARGILAMA
Filistin’e Özgürlük Platformu’nu oluşturan Ankara, İzmir, İstanbul, Urfa, Rize, Samsun, Konya gibi ülkenin birçok kentinden 300’e yakın kişinin iki aydır yaptıkları çevrimiçi toplantıların sonunda hazırladıkları raporlardan çıkarılan iddianameyle hukuki, vicdani bir yargılama yapılacak. Farklı siyasal, toplumsal, kültürel görüşlerden, farklı meslek gruplarından insanların oluşturduğu 14 ayrı soruşturma ve araştırma raporlarının sunumunun yanı sıra, İsrail zulmüne uğramış mağdurların ve gözlemcilerin de dinleneceğiz mahkemede uluslararası konuşmacılar yer alacak. Dünya vicdanının sesi olmuş olan Güney Afrika Heyetinden avukat Khaled Al Shouli mahkemenin ilk konuşmacısı. Vicdan Mahkemesi heyeti; Mehmet Ali Devecioğlu, Melek Ulagay Taylan, Filiz Kerestecioğlu, Selim Deringil, Fatma Akdokur ve Erdal Doğan‘dan oluşacak. Taksim Hill otel toplantı salonunda 23 Mart 2024 cumartesi günü 10.00- 17.30 saatleri arasında yapılacak yargılanmanın kararı aynı gün saat:18.30’da Beyoğlu Şişhane Katlı otoparkın üstünde kamuoyu ve basınla paylaşılacak. İsrail’e dur, Filistin’e özgürlük demek için bir arada, yan yana olmanın zamanı. Siyasal kutuplaşmanın hat safhaya ulaştığı günümüz Türkiye’sinde farklılıklarımızla birlikte ses çıkarma çabalarını büyük bir harekete dönüştürmek, dipten gelişen bu türden sarsıntıya güç vermek, ülkenin geleceğine önemli katkı sunacaktır, bu hiç akıllardan çıkarılmamalı. İktidarın toplumun öfkesinin gazını almak için sarf ettiği sözler ve davranışlar nasıl bir ikiyüzlülükle karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir. İsrail’le ikili anlaşmalara son vermeyen ama Gazze’yi seçim malzemesi yapan iktidarın mitinglerinde dile gelen öfkeden daha fazlasına ihtiyacımız var. Büyük bir vicdan hareketine, savaş karşıtı, barış hareketine ihtiyacımız var.BÜYÜK BİR VİCDAN HAREKETİNE İHTİYAÇ VAR
“İsrail’le ikili anlaşmalara son vermeyen ama Gazze’yi seçim malzemesi yapan iktidarın mitinglerinde dile gelen öfkeden daha fazlasına ihtiyacımız var. Büyük bir vicdan hareketine, savaş karşıtı, barış hareketine ihtiyacımız var. Ülkemizdeki Netanyahu benzerlerini durdurmak için de dünyadan yükselen bu sese, Filistinlilerin dünyaya feryadına, birlikte çok daha gür bir sesle katılmak gerek. İktidar mensupları mitinglerde kendilerini uyaranları, protesto edenleri engelleme, uzaklaştırma çabalarını bütün haşmetiyle sürdürüyor, İsrail’i koruyor. Ülkemizdeki bugünkü sınırlı ses çıkarışla, Cumhuriyetin İkinci Yüzyılında da kendi has yolunu bulmakta gecikiyor farkında mıyız? Unutmayalım her türden savaş ölüm kültürünün yaygınlaşması, barış yaşam kültürünün toplumsallaşmasıdır. Ülkemizde de, dünyanın her hangi bir yerinde de adil, özgür yaşamak barışın toplumsallaşması yolundan yürümeyi mecburi istikamet olarak gösterir.İlginizi Çekebilir