© Yeni Arayış

Faiz indirimi için aralık ayı yorumu ne kadar doğru?

Merkez Bankası politika faizini yüzde 50’de sabit tutmakla birlikte Para Politikası Kurulu metninde önceki metinlere göre epeyce bir değişiklik yaptı. Merkez Bankası’nın açıklamasındaki değişiklikler ağırlıklı olarak faiz indirimi için aralık ayına işaret edildiği şeklinde yorumlandı.

Para Politikası Kurulu metninden bu yorumu destekleyecek yönde ifadeler bulmak da mümkün; tam tersine yorumlanacak ifadeler çıkarmak da.

Nasıl yorumlamak isterseniz...

Para Politikası Kurulu metninde aslında birbiriyle taban tabana zıtmış gibi görünen ifadeler var.

İlk cümlede ekim ayında enflasyonun ana eğiliminde düşüş gözlendiği belirtiliyor. Hangi orana bakılarak söyleniyor bu düşüş; mevsimsellikten arındırılmış veriye göre mi? Öyle olsa gerek, çünkü Merkez Bankası hep açıklanan aylık TÜFE artışını değil, mevsim etkisinden arındırılmış oranı dikkate alarak hareket edeceğini dile getirdi. Buna göre ekim ayında bir düşüş olduğu doğru; ama bu ana eğilimde mi, bakın o tartışılır.

Mevsim etkisinden arındırılmış aylık artışta temmuzdan bu yana düşüş var. Temmuzda yüzde 3.54 olan oran, ağustosta yüzde 2.78’e, eylülde yüzde 2.73’e, ekimde yüzde 2.51’e düştü. Demek ki enflasyonun ana eğiliminde düşüş olduğu tezi doğru.

Peki, eğer bu oranlardaki eğilim böylesine önemliyse haziranda yüzde 2.37 olan oranı ne yapacağız. Ekim, hazirandan daha yüksek.

Demek ki tek başına bu oran setine bakılmıyor.

Merkez Bankası’nın da yalnızca geride kalan oranlara göre gelecekte alacağı pozisyonu belirlemesi de zaten beklenemez. Bundan çıkarmamız gereken sonuç, Merkez Bankası’nın geleceğe dönük olumlu ipuçlarına sahip olduğu.

İyi de geleceğe bakan ve biraz da orada gördüklerine göre hareket eden Merkez Bankası PPK metninde şunu da söylüyor:

“Enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları iyileşme eğilimi sergilemekle birlikte, dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam etmektedir.”

Demek ki enflasyon riski hâlâ devam ediyor. Şu durumda kasımda çok düşük sayılabilecek bir artışta kalınsa bile bu riskin bir anda ortadan kalktığını mı varsayacağız?

“Maliye politikasının eşgüdümü”

PPK metinlerine ilk kez giren bir cümle var.

Dezenflasyon sürecine katkıda bulunacak etkenler sayıldıktan sonra, ki bunlar her metinde aynen yer aldı, bu kez şu ifade dile getiriliyor:

“Maliye politikasının artan eşgüdümü de bu sürece önemli katkı sağlayacaktır”

Merkez Bankası yetkilileri şimdiye kadar çeşitli platformlarda açıkça değilse de örtülü bir biçimde “Biz para politikasıyla üstümüze düşeni yaptık, maliye politikası da destek olmalı” anlamına gelecek açıklamalar yapıyordu. Bu kez maliye politikasının eşgüdümünden, hem de artan eşgüdümünden söz edilmiş.

Ne yani daha önce şikayet edilen dönemlerde eşgüdüm vardı da bu görülemiyor muydu? Hadi kamuoyu bunu göremeyebilir, Merkez Bankası böyle bir destek olduğu halde bunu dile getirmiyor ve aksini mi söylüyordu?

Herhangi bir şey arttığına göre zaten var demektir, değil mi? İlginç bir yaklaşım doğrusu!

Hadi daha önce olanları bir kenara koyalım; vardı, yoktu! Maliye politikasından artarak gelecek eşgüdümün açılımı ne ki? Düşük asgari ücret artışı mı, Maliye Bakanı Şimşek’in yönetilen-yönlendirilen fiyatların öngörülen enflasyon kadar artırılacağı yönündeki söylemi mi? Bundan vergi artışlarının düşük olacağı sonucunu mu çıkarmalıyız?

O klasik ifade

Geliyoruz o klasik ve sıkı para politikası duruşunun ne zamana kadar sürdürüleceği sorusunun yanıtının verildiği ifadeye... “Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir.”

Ekim ayında enflasyonun ana eğiliminde bir düşüş olduğu söyleniyor. Şimdi kasım için de benzer düşüş yorumu verecek oran gelirse demek ki aylık eğilimle ilgili belirgin ve kalıcı tanımlamasını yerli yerine oturtan koşul gerçekleşmiş olacak ve sıkı para politikasını gevşetmek mümkün hale gelecek.

Peki bu yeter mi? Yanıtı Merkez Bankası veriyor:

“Enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar...”

Var mı böyle bir yakınsama? 2025’in tahmini yüzde 21, bu oranı bekleyen var mı?

Bu orana biraz yaklaşan piyasa katılımcıları, o kadar.

Ve asıl can alıcı cümle!

Ve geliyoruz PPK metinlerine yine ilk kez giren asıl “can alıcı” ifadeye... Sıkı para politikası duruşunun ne zamana kadar sürdürüleceğinin koşullarının sıralandığı yukarıdaki klasik ifadeden sonra şöyle deniliyor:

“Bu doğrultuda, politika faizinin seviyesi, enflasyon gerçekleşmeleri ve beklentileri göz önünde bulundurularak öngörülen dezenflasyon sürecinin gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirlenecektir.”

İşte bu ifade, ağırlıklı olarak “Tamam, artık aralıkta indirim geliyor” şeklinde yorumlandı. Ben o kadar emin değilim.

----

Bu yazı, yazarın izniyle https://www.ekonomim.com/yazar/alaattin-aktas/30 adresinden alınmıştır.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER