© Yeni Arayış

Esnekliğin felsefesi

Esnekliğin felsefesi

Lao Tzu’nun sözleriyle "İnsan doğduğunda yumuşak ve esnektir, öldüğünde ise sert ve katıdır. Bitkiler filizlendiğinde yumuşak ve esnektir, öldüğünde ise kuru ve kırılgandır. Dolayısıyla, sertlik ve katılık ölümün yoldaşıdır; yumuşaklık ve esneklik yaşamın yoldaşıdır." Uzakdoğu filozoflarından Lao Tzu, taoizm temellerini oluştururken sertlik ve esneklik kavramları üzerinde durur: Taoist düşüncede yaşam esnek ölüm ise serttir. Lao Tzu’nun sözleriyle "İnsan doğduğunda yumuşak ve esnektir, öldüğünde ise sert ve katıdır. Bitkiler filizlendiğinde yumuşak ve esnektir, öldüğünde ise kuru ve kırılgandır. Dolayısıyla, sertlik ve katılık ölümün yoldaşıdır; yumuşaklık ve esneklik yaşamın yoldaşıdır." Bir bebeği düşünün doğduğunda bedeni yumuşacıktır. Kemikleri her yöne eğilir ve bükülür. Katılığın zerresi yoktur o küçücük bedeninde. Sık sık düşerler ama o yumuşak kemiklerinden dolayı kırılmaya karşı dirençlidirler. Esnek olduklarından kavrandıkları avuçlarda kolaylıkla uyumlanıp kolay şekil alırlar ve bu yüzden kendilerini her halde güvende hissedebilirler. Ve bebeklerin kemikleri yumuşak olduğundan hızlıca büyürler. Usta yönetmen Tarkovksi’nin İzci adlı filminde kahramanın ağzından şu cümleler dökülür: Onların çocuklar gibi çaresiz kalmasına izin ver çünkü zayıflık harika bir şeydir. Ve güç hiçbir şey değildir. Bir insan yeni doğduğunda zayıf ve esnektir öldüğü zamansa kaskatı ve duygusuzdur. Bizim sözlüğümüzde sertlik güçlülük ile, esneklik ise zayıflıkla eşdeğerdir. Hedeflerimiz yolunda zorluklarla mücadele ederken katı ve inatçı olmanın yani sert olmanın işe yarayacağını düşünürüz. Esnemeden kararlı bir şekilde ilerlersek kazanabiliriz. Esnek olmak sanki bir tür başı boşluk gibi bizi bir yer götürmez, her şeyi dağıtır diye korkarız. Oysa gerçek güç tam tersidir, uyumdan, esnemeden, yumuşaklıktan geçer.

GERÇEK GÜÇ ESNEMEDEN, YUMUŞAKLIKTAN GEÇER

Ölüm, sert ve katıdır. Ölümden kısa bir süre önce beden kasları sertleşir, hareket kabiliyeti kaybolur. Ölümün sert ve katı olması sadece fiziksel olarak değil düşünsel anlamda da insanın ölümü acı bir gerçeklik olarak görmesinden kaynaklanır. Bir ağaç büyürken körpe ve yumuşakken, sert ve kuru hale geldiğinde ölüp gider. Sertlik ve güç ölümün arkadaşları, esneklik ve zayıflık ise varoluşun tazeliğinin ifadesidir. Kendini sertleştiren hiçbir şey kazanmayı beceremez. Suyu düşünün.  Lao Tzu’nun dediği gibi sudan yumuşak ve esnek bir şey yoktur. Su, zayıf gözükebilir ama kaya gibi sert bir yapının içinden sürekli eylemleri ile deler geçer, suya hiçbir şey karşı koyamaz. Bizim sözlüğümüzde sertlik güçlülük ile, esneklik ise zayıflıkla eşdeğerdir. Hedeflerimiz yolunda zorluklarla mücadele ederken katı ve inatçı olmanın yani sert olmanın işe yarayacağını düşünürüz. Esnemeden kararlı bir şekilde ilerlersek kazanabiliriz. Esnek olmak sanki bir tür başı boşluk gibi bizi bir yer götürmez, her şeyi dağıtır diye korkarız. Oysa gerçek güç tam tersidir, uyumdan, esnemeden, yumuşaklıktan geçer. Belirli bir konudaki fikrimizi ve bakış açımızı değiştirmeyi göze aldığımızda, esnediğimizde yeni bilgi ve deneyimlere açık oluruz. Asıl güçlü olma hali budur, büyümenin devam ettiği hal!

ESNEDİĞİMİZDE YENİ DENEYİMLERE AÇIK OLURUZ

Bir ağacın fırtınalara dayanması için sert olması gerekir. Bunun için köklerini en derine salmalıdır; yaşamda kalabilmesi için bu elzemdir. Öte yandan eğer esnek olmazsa kırılabilir. Doğada esneklik ve sertlik arasında ince bir çizgi vardır: Bir ot naif haline rağmen bir ağaçtan daha güçlüdür. Rüzgar yüzeyini yalarken sadece ona uyum salar. İnatla durmadığından, rüzgarla dans ettiğinden, fırtınada kökünden kazınan ağaçlardan çok daha güçlüdür. Esneklik sadece görünüşte olan değildir, zihinde de olması gerekir. Yaşlandıkça düşüncelerimiz ve fikirlerimiz bozulmaz ve değişmez bir alana girer. Yaşam boyu tecrübe ettiklerimiz sonunda edindiğimiz düşüncelere sıkıca sarılırız. Oysa ancak esnek düşüncelerle ilerlediğimizde zihinsel katılığımızı esnettiğimizde önyargılarımızdan arınırız. Belirli bir konudaki fikrimizi ve bakış açımızı değiştirmeyi göze aldığımızda, esnediğimizde yeni bilgi ve deneyimlere açık oluruz. Asıl güçlü olma hali budur, büyümenin devam ettiği hal! Sertlik ölüme eş, bitişin simgesidir ve yaşamın tam tersidir. Esneklik ise hayatta kalabilmenin gizli bir formülüdür. Esnekliği yücelttiğimizden sertliğin pabucunu dama atmamak lazım tabii. Böyle taraflı düşünürsek dengenin kurulmasını zorlaştırırız. Yaşamda sertlik ve yumuşaklık, yin yang gibi birbirinin yerine geçen, birbirini izleyen bir denge içinde olmalıdır ki usta olmanın yolunda ilerlenebilsin!

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER