Erdoğan’dan 15 gün içinde iki farklı seçim mesajı
KÖŞE YAZILARIErdoğan’dan 15 gün içinde iki farklı seçim mesajı
YEREL SEÇİMLERİN SORUMLUSU KENDİSİDİR
Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi geçtikten sonra kabineye görev veren kendisidir, sorumlu da, yetkili de vazife verilen de Cumhurbaşkanıdır. Seçimlerde kabine mensuplarının iktidar partisi adayları lehine çalışmalara dâhil olmaları seçim eşitliği bakımından sorundur. Kabine üyelerine seçmenin verdiği bir görev ve yetki yok. Mevcut sistemde kabine mensupları üzerinde yasamanın dahi en küçük tasarrufu veya yetkisi yok. Kabine üyesi bile denilemez, olsa olsa Cumhurbaşkanının sekreter bürokratları denebilir. Bu mevcut sistemin yarattığı adaletsizlik, hukuksuzluk sorunudur. Yerel seçim sonuçlarının sorumlusu partisidir, parti yöneticileridir, kendisidir. Belediye başkanları, meclis üyeleri hatta muhtarlar ise seçmenden doğrudan yetki almış, sandıktan çıkmış insanlardır. Bir başka nokta, cumhurbaşkanı Balkon konuşmasında partisinin başarısızlığını kabul ederken, grup konuşmasında, bir taraftan seçimler Cumhur İttifakı’nın üstünlüğüyle sonuçlanmıştır ifadeleriyle bunu gölgelemeye çalıştı, diğer yandan MHP ile ittifaka/gayri resmi iktidar ortaklığına devam edeceği mesajını verdi. MHP ile ortaklığını bozabileceği ve fabrika ayarlarına dönebileceğini düşünenlerin umutlarını kursağında bıraktı. Ayrıca diğer yanda “ittifakımız bekanın teminatı olmayı sürdürecek” ifadesiyle beka edebiyatının seçmen nezdinde kredisinin tükendiğinin üzerinden atlayarak millet ile inatlaşma eğilimi gösteriyor. Benzer bir biçimde “biz bitti demeden bitmez” ifadesini kullanarak, AK Parti’nin kibirli duruşunu, siyaset yapışını tekrarlıyor.KİBİRLİ DURUŞ DEVAM EDİYOR
Benzer bir biçimde “biz bitti demeden bitmez” ifadesini kullanarak, AK Parti’nin kibirli duruşunu, siyaset yapışını tekrarlıyor. Seçmen 31 Mart seçimlerinde AK Parti’ye dur dedi. Aklını başına al mesajı verdi. Aslında bunun ilk işaretini on ay önceki seçimlerde vermişti. AK Parti’yi Meclis’in birinci partisi yaptı ama bir önceki (2018) seçimlere göre oyunu %7 oranında düşürdü, %42,6’dan % 35’e geriledi. Cumhurbaşkanı ilk öncekiler gibi ilk turda seçilemedi. Bu durumu önemsemeyen partisine seçmeni bu kez daha ağır bir fatura kesti. Milletin sandıkta söylediği söze, gösterdiği siyasal iradeye hürmetli olmak, 31 Mart seçimlerinden sonra farklı yetkilerle ikili bir yönetim yapısının ortaya çıktığını kabul etmeyi ve bunu uygun işbirliği içinde bir yönetim geliştirmek taaddüdünde bulunmayı gerektirir. Bu belediye başkanlarının, yerel yönetimlerin yetki ve sorumluluklarını yerine getirirken eskisi gibi binbir bahaneyle engel çıkarma tutumunu terk etmek, hatta kolaylaştırmak hızlandırmak anlamına gelir. Yani muhalefet partisinin yönetiminde olan belediyelerin hizmetlerini engellemeyi, zorlaştırmayı terk ederek milleti mağdur etmemektir. İktidar partisi ve ortağının, 2019 yerel seçimleri sonrasında İstanbul başta olmak üzere muhalefet partilerinin yönettiği belediyelere karşı izlediği bu hukuksuz ve engelleyici tutum ve politikalar, 31 Mart seçim sonuçlarını etkileyen en önemli yanlışların başında geliyor. Van’da seçmenin tercih ettiği adayın yerine başka birini hukuksuz yetkilendirme girişimine ve Kepez Belediye başkanının tutuklanmasına geniş kamuoyunda gösterilen tepki tam da bu çerçevede ele alınması gereken örnekler. Uzun lafın kısası iktidar cephesinde değişen ciddi bir şey yok. Bakalım ana muhalefet ne yapacak.İlginizi Çekebilir