© Yeni Arayış

En kötüsü arkada mı kaldı?

2024 yılı Hazine için zor bir yıl olmuştu ama 2025'de de sular öyle birden bire durulacak gibi görünmüyor.

Hazine 2024 yılına 2023 yılı bütçesinde harcama olarak görülen ancak nakit ödemesi yapılmamış olan 793 milyar TL’lik bir emanetle girmişti. Tabiri caizse maça 1–0 hatta 2–0 geriden başlamıştı diyebiliriz.

2024 yılı nakit gerçekleşmeleri açıklandığında Hazinenin GSYH’ye oran olarak geçtiğimiz 10 yılın en büyük nakit açığını vermiş olduğunu gördük. Hatta daha da geriye gidebiliriz; zira global ekonomik krizin yaşandığı 2008 yılındaki yüzde 4,9'luk nakit açığını bir kenara koyacak olursak 2004 yılındaki yüzde 5,4'lük açıktan sonraki en yüksek seviyeden söz ediyoruz.

Kaynak: HMB ve kendi hesaplamalarım

Ayrıca, rekor seviyede nakit açığının verildiği 2024 yılında elde edilen 8,8 trilyon TL gelirlere karşılık 9,8 trilyon TL faiz dışı harcama yapılmış olduğunu görüyoruz. Yani gelirler faiz dışı harcamaları karşılamaya yetmemiş ve Hazine bu harcamaların bir kısmını finanse etmenin yanı sıra faiz harcamalarını ödemek için de borçlanmak durumunda kalmış.

Faiz dışı açık verilmesi borç stokunda da aynı miktarda artışa, fazla verilmesi ise azalışa yol açıyor. Nitekim, Hazine 2001 krizinden sonra nakit açığı verdiği yıllarda bile borç sürdürülebilirliğini sağlamak için yüksek seviyede faiz dışı fazla vermişti. Böylece borç stokunun GSYH’ye oranı da hızlı bir şekilde gerilemişti.

Gelinen noktada, deprem ve seçim gibi etkenlerin olmadığı ve tasarruf paketlerinin açıklandığı, vergi düzenlemelerinin yapıldığı 2024 yılında son 25 yılın en yüksek nakit bazlı faiz dışı açığı verilmiş bulunuyor.

Kaynak: HMB ve kendi hesaplamalarım

Elbette, Hazine nakit dengesini bütçeden bağımsız değerlendirmek mümkün değil. Zaten 2024 yılı bütçe verileri de geçtiğimiz hafta açıklanan nakit dengesine paralel bir şekilde gerçekleşti. Bu bağlamda Hazine nakit dengesi 2,092 milyar TL açık verirken merkezi yönetim bütçesi de 2,106 milyar TL açık verdi.

Analistlerin bütçe ile ilgili ilk değerlendirmeleri programa göre daha iyi ancak OVP’de öngörülen gerçekleşme tahminine (GT) paralel sonuçlar elde edildiği yönünde oldu. Hakikaten de 2024 yılı programında 2,6 trilyon TL olarak öngörülen bütçe açığı Ekim ayında yapılan revizyona uygun bir şekilde 2,1 trilyon TL olarak gerçekleşti. Ancak, özellikle iki husus dikkat çekiyor:

* Açıklanan tasarruf paketine rağmen mal ve hizmet alımları ile sermaye giderleri (yatırımlar) programda öngörülen seviyenin üzerinde gerçekleşmiş bulunuyor. Bu iki kalemdeki yıllık artış sırasıyla yüzde 64 ve yüzde 73 olmuş.

* Programda enflasyon yüzde 33, büyüme ise yüzde 4 olarak hedeflenirken vergi gelirlerinin de 2023 yılına kıyasla yüzde 65 oranında artacağı öngörülmüştü. Buna karşılık 2024 yılında enflasyon yüzde 44,4 ile programa göre büyük bir sapma göstermesine rağmen vergi gelirlerindeki artış yüzde 62 seviyesinde kaldı. Bu durum yüzde 4'lük büyüme hedefinin de aşağı yönlü saparak yüzde 3, hatta belki biraz altında gerçekleşebileceğini düşündürüyor.

Kaynak: HMB

Finansman tarafına bakıldığında ise; Hazine öngördüğünden biraz daha fazla faiz ve biraz daha az anapara ödemesi yaparak toplam borç servisini projeksiyon çerçevesinde gerçekleştirmiş görünüyor. Ancak, nakit faiz dışı fazlanın yüksek olması ve 2023 yılından devredilen emanetler nedeniyle kasa bankadan yapılan kullanım planlanın oldukça ötesinde olmuş. Nitekim Hazine nakit durumu verilerine göre 2024 yılında yapılan kasa kullanımı 417,9 milyar TL, yani GSYH’nin yüzde 1'i kadar.

Kaynak: HMB ve kendi hesaplamalarım

Öte yandan, bütçe açığı yılbaşında öngörüldüğü gibi 2,6 trilyon TL olarak gerçekleşmiş olsaydı ya kasa kullanımının 1 trilyon TL civarında olması ya da bu kadar kasa taşımayan Hazinenin finansman programında öngördüğünden çok daha fazla borçlanması gerekecekti. Bu konuyu Mayıs ayında kaleme aldığım Hazinenin finansman bulmacası başlıklı yazıda ele almıştım.

Sonuç olarak, Hazine 714 milyar TL iç borç anapara ödemesinin bulunduğu 2024 yılını rekor düzeyde faiz dışı açık ve önceki yıldan devreden ödemeler nedeniyle 2,2 trilyon TL iç borçlanma yaparak kapatmış oldu. Ancak, en kötünün arkada kaldığını söylemek için henüz erken zira;

* Hazine 2025 yılına 418 milyar TL daha düşük kasa ile giriyor.

* Bütçe faiz dışı fazla vermeyeceği için 2025 yılında borç anaparasının yanı sıra faiz için de borçlanmak gerekecek. Hazine, faiz giderlerinin 2025 yılında yüzde 59 oranında artış göstererek 1,87 trilyon TL olacağını hesaplıyor.

* İç borç anapara geri ödemesi 822 milyar TL olarak öngörülürken Hazine 2025 yılında 2,8 trilyon TL iç borçlanma yapmayı hedefliyor.

* Hazine yurt içinde net fon talep eder durumda olacağı için Merkez Bankasından kredilerde gevşeme ve faizlerde indirim bekleyen kesimler Hazinenin güçlü talebi nedeniyle 2025 yılında umduklarını pek bulamayabilirler.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER