© Yeni Arayış

El Nusra altın vuruşu yaptı

Suriye - Rusya - İran üçlüsünün işi hiç de kolay değil. Halep için “yeni Musul” benzetmesi doğru bir benzetme. Musul’dan IŞİD nasıl aylar süren bir mücadele ile çıkarılabildi ise HTŞ’nin Halep’ten çıkarılması uzayabilir. Eğer komşu ülkeler destekten vazgeçerse bu süre kısalabilir ama görünen o ki Suriye ordusunu zor bir süreç bekliyor. Bu kez bir farkla: daha kesin bir şekilde hareket edilecek. Bu da El Nusra’nın sonu demektir. El Nusra altın vuruşu yaptı.

Suriye’de HTŞ ve SMO’nun geniş çaplı saldırıları 2011- 12 tablosunu hatırlattı. Bu noktada olanlar ve olası ihtimaller ile ilgili yazmak gerekiyor.

Saldırıların iki ayrı oluşum tarafından yapıldığı izlenimi yayılmaya çalışılıyor. Bu doğru değil. HTŞ ve SMO (Suriye Milli Ordusu) bir orkestrasyon içinde hareket ediyor. Bu orkestrasyonu kimin (hangi ülkenin) sağladığı önemli bir soru işareti olabilir. Aslında buna verilecek cevap da belli - malumun ilanı olacağı için ayrıntıya gerek yok.

Bu arada sahada iki oluşumdan (irili ufaklı birçok örgütün bileşen olduğu üst çatılar) bahsedilse de daha fazla aktör var bu saldırılarda.

Birincisi İsrail - ABD ikilisi. İsrail Hizbullah’a ve diğer Direniş Ekseni bileşenlerini bitirmekten çok uzak ancak konjonktürel olarak felç ettiği söylenebilir. İran da kırılgan bir görüntü sergiliyor - gerçekte öyle değil ancak ne olursa olsun Şii ekseni halkaları arasında bir kopukluk olduğu aşikar.

Diğer yandan Türkiye Suriye ile son süreçte istediklerini Şam’a kabul ettiremedi. Asıl istek YPG’ye karşı atılacak adımlardı ancak ABD’nin varlığı ile birlikte Suriye’nin bu şansı çok zayıfladı ve Esad yönetimi istese bile Kürt cenahına karşı etkili adımlar atabilecek durumda değil.

Sahadaki durum Ankara’nın ortaya koyduğu tablodan daha farklı. Diğer aktörler meseleye / sürece sadece PYD - Kürtler açısından bakmıyor.

SAHADAKİ DURUM, ANKARARA’NIN ORTAYA KOYDUĞUNDAN FARKLI

Bu da Türkiye’nin bir yandan Esad’ı seçim yapmaya zorlamak diğer yandan ise sahada mevcut belirsizlikten fiili durum yaratmak düşüncesini geliştirmeye zorladı. Hoş, bunlar olmasaydı da Türkiye sahada fiili durum yaratmıştı zaten. Olanlar Ankara’nın daha kolay zeminde hareket etmesine olanak sağlıyor.

Ankara diğer yandan doğrudan hedefe kilitlenebileceği bir ortam sağlamaya çalışıyor.

Ancak sahadaki durum Ankara’nın ortaya koyduğu tablodan daha farklı. Diğer aktörler meseleye / sürece sadece PYD - Kürtler açısından bakmıyor.

Örneğin Suriye için kendi topraklarında devam eden bir terör süreci var. Terör örgütleri var. Rusya ise uzun zamandır birlikte savaştığı Suriye’nin yeniden böyle bir duruma düşmesi ile maliyeti kendisi açısından çok daha fazla olacak bir süreç ile karşı karşıya. İran doğrudan Direniş Ekseni - İsrail mücadelesinde saldırgan örgütlerin bu pozisyonunu asla kabule etmedi ve etmeyecek.

ABD ise İsrail’in daha dikensiz bir gül bahçesine kavuşması için Suriye yönetimini rahatsız edecek her olasılığı destekliyor.

Bütün bu hedef ve beklentiler işi daha da karmaşık hale getiriyor.

Ancak sahaya bakıldığı zaman savunma ve saldırı pozisyonunda savaşacak olan Suriye, Rusya ve İran var.

Bu üçlü ayrı ayrı ve / veya birlikte hareket ediyor ve birçok cephede bu birliktelik devam edecek. Bu nedenle Suriye ordusunun önümüzdeki dönemde daha önce dikkate almak zorunda olduğu birtakım çekinceleri kenara bırakıp hareket edeceği tahmin edilebilir. Bu çekinceler bugüne kadar hep Türkiye tarafından ortaya kondu ve Rusya Türkiye’nin hassasiyetlerini dikkate alarak hareket ettiği için örneğin İdlip’e yönelik operasyon yapılmadı. Bugün eğer HTŞ (Nusra) bu kadar rahat hareket edebiliyorsa bu bir yandan Türkiye’nin bu tercihleri ve hassasiyeti sayesinde oldu.

Rusya da aynı kararlılık içinde görünüyor. Rusya’nı Halep saldırısı sonrasında Suriye’deki kuvvetlerinin komutanını derhal değiştirmesi ve yerine yeni komutan atayarak Hmeymim hava üssüne takviyeler yapması bunun bir göstergesi. İran da derya harekete geçip Irak’tan milis kaydırmaya başladı.

Suriye - Rusya - İran üçlüsünün işi hiç de kolay değil. Halep için “yeni Musul” benzetmesi doğru bir benzetme. Musul’dan IŞİD nasıl aylar süren bir mücadele ile çıkarılabildi ise HTŞ’nin Halep’ten çıkarılması uzayabilir. Eğer komşu ülkeler destekten vazgeçerse bu süre kısalabilir ama görünen o ki Suriye ordusunu zor bir süreç bekliyor.

Bu kez bir farkla: daha kesin bir şekilde hareket edilecek. Bu da El Nusra’nın sonu demektir. El Nusra altın vuruşu yaptı.

SMO'nun ne olacağını ise zaman ve Türkiye'nin tavrı belirleyecek.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER