© Yeni Arayış

Eğitim yoksulluğu nasıl besliyor?

İktidar, eğitim sistemiyle, sınıf atlama, sosyal mobilizasyon, kişisel başarı hikâyeleri ve hayalleri ile yükselmeyi hedefleyen gençler değil, ailelerinin sahip olduklarına yani onların yoksulluklarına mahkûm gençler istiyor.Özetle iktidar için nasıl yoksulluk bir tercih ise, eğitimde de iktidar için bu yoksulluğu besleyen ana unsurlardan birisidir.

Bir önceki yazıda resmi rakamlarla Türkiye’deki yoksulluğu yazmaya çabaladım. O yazıdaki veriler ilgili bakanlığın yıllık raporundan alınmıştır.

Raporda yer alan yardım kalemlerine -yaklaşık 44-baktığımızda yoksulluğun gündelik hayatın her alanına yayıldığını da görüyoruz. Görevlerinden biri de bu yoksulluğu azaltmak, ortadan kaldırmak olan iktidar, tam tersine bu yoksulluğu yöneterek ömrünü uzatmayı tercih ediyor. Böylece yoksulluk kalıcı hale geliyor.Sosyal yardımların düzenli biçimde artması iktidarın kullandığı araçlardan sadece bir tanesi.

Bu süreçte kullandığı araçlardan birisi de eğitim.Açıkçası eğitimle yoksulluk arasında doğrudan bağı gören iktidar bunu en iyi şekilde kullanıyor.İtiraf edelim ki, Türkiye’deki eğitim sistemi yoksulluğu besliyor.

Eğitimin son yıllarda, toplumsal taleplere göre değil iktidar tercihlerine bağlı olarak genel liselerin kapatılarak imam hatip liselerine dönüştürülmesi, seçmeli dersler üzerinden eğitimin bilimsellikten uzaklaştırılarak ders içeriklerinin İslamileştirilmesi sonuç olarak gençleri de, ebeveynlerinin yoksulluğuna mahkum etmekten başka bir sonuç çıkarmadı.

İKTİDAR EĞİTİMDE DE VASATI TERCİH EDİYOR

Siyasi iktidar için eğitim, hayallerindeki Türkiye tasavvuru için kullandıkları araçlardan birisi. O yüzden edişine bakanlarla birlikte sürekli sistem değişti. Bu değişim adım adım ama toplamda yapısal oldu.

Bu sadece ilk-orta-lise eğitiminde değil aynı şekilde üniversite eğitiminde de yaşadı.

Taşrada açılan üniversitelerin durumunu biliyoruz. Hepsi birer yüksek lise ya da büyük liseye dönüştüler.Boğaziçi Üniversite’sinde yaşananları hepimiz biliyoruz. Amaç orayı da bir anlamda yüksek lise ya da büyük liseye dönüştürülüyor.

Eğitimin son yıllarda, toplumsal taleplere göre değil iktidar tercihlerine bağlı olarak genel liselerin kapatılarak imam hatip liselerine dönüştürülmesi, seçmeli dersler üzerinden eğitimin bilimsellikten uzaklaştırılarak ders içeriklerinin İslamileştirilmesi sonuç olarak gençleri de, ebeveynlerinin yoksulluğuna mahkum etmekten başka bir sonuç çıkarmadı.

"Dindar nesil istiyoruz" söyleminde kendini bulun bu hedef, sorgulamayan, itaat eden, yoksulluğu da tercih değil kader gören nesiller istiyor.Eğitimde yaşanan yapısal değişimin ana hedefi eğitimin kalitesini yükseltmek olsaydı bunu ulusal ve uluslararası sınav sonuçlarında görebilirdik.Ne yazık ki durum tam tersi.

İktidar için nasıl yoksulluk bir tercih ise, eğitimde de iktidar için bu yoksulluğu besleyen ana unsurlardan birisidir. Ama şunu unutmamak gerekiyor diplomalı ama mesleksiz, mesleksiz olduğu için de yoksul olan toplumsal kesimler üzerine kurulan iktidarın geleceği yoktur.

MESLEKSİZ, İŞSİZ VE YOKSUL

İlkokuldan üniversiteye sayı artıyor ama nitelik düşüyor.

Bugünlerde gençler üniversite tercihlerini yapacaklar.

Ülkenin birçok yerinde hatta İstanbul gibi büyükşehirde bile açılan apartkondu üniversitelerle eğitimin kalitesi yükselmiyor. Tam tersine diplomalı ama mesleksiz yani işsiz gençler oluyorlar.

Siyasi iktidar, gençleri dünya ile rekabet ettirmek yerine, ebeveynlerinin geleceğine yani yoksulluğa mahkûm etmeyi seçiyor.

Başka bir ifadeyle iktidar; devlet/parti üzerinden dağıtılan yardımlarla çalışmaya gerek duymayan, sosyal mobilizasyon hedefi olmayan, sahip oldukları konumu korumak isteyen ve bunun için de siyasi iktidarın değişmemesi gerektiğini düşünen, yeni bir kuşak hedefliyor.

Yani iktidar, eğitim sistemiyle, sınıf atlama, sosyal mobilizasyon, kişisel başarı hikâyeleri ve hayalleri ile yükselmeyi hedefleyen gençler değil, ailelerinin sahip olduklarına yani onların yoksulluklarına mahkûm gençler istiyor. Bunun için kullandığı araçlardan birisi de vergilerimizle çekilen, tarihsel gerçeklikten bağı olmayan, sadece geçmişi yeniden inşa eden değil, toplumu -tabi gençleri de- buna inandırarak; günün birinde yazılacak bir kahramanlık hikayesi sonrasında ganimetle zengin olabileceğini düşünmesini isteyen dizileri de unutmamak gerekiyor.

Özetle iktidar için nasıl yoksulluk bir tercih ise, eğitimde de iktidar için bu yoksulluğu besleyen ana unsurlardan birisidir.Ama şunu unutmamak gerekiyor diplomalı ama mesleksiz, mesleksiz olduğu için de yoksul olan toplumsal kesimler üzerine kurulan iktidarın geleceği yoktur.Bu döngünün kırılmasının yolu ise demokrasiden, özgürlükten ve adaletten; özetle siyasetten geçiyor. 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER