© Yeni Arayış

Eğitim ve despotizm

Günümüzde popülizm, despotizm, aşırı sağ, ırkçılık, cinsiyetçilik ve fanatizm, sosyal, siyasal ve kültürel hayatta etkili olmaya başlamıştır. Popülizm ve despotizm, siyasal, sosyal ve kültürel iktidarı elde tutmak için eğitim alanını mutlak bir şekilde kendi kontrollerinde tutmak isterler.

Eğitim, insanın en önemli tecrübelerindendir. Modern uygarlıkta eğitimin önemi ve önceliği, bireysellik, özgürlük, özgünlük, yaratıcılık, çoğulculuk, demokratiklik, katılım ve aktiflik temelinde yeniden ele alınmış ve bu değerler bağlamında eğitim, biçim ve muhteva olarak yeniden oluşturulmuştur. Modern dönem öncesine ait otoriter, ezberci, taklitçi, teslimiyetçi,kabileci, akıldışı, bilim ve felsefe karşıtı, insanı dışlayan sözde öğretim kurumlarında sahici anlamda bir eğitim söz konusu değildi. Medrese gibi yapılar, eğitim kurumu olmadığı gibi, modern ve medeni bir eğitim anlayışına dair hiçbir unsuru taşımamaktadırlar. Modern okullarda, liselerde, üniversitelerde ve akademilerde bilim, sanat ve felsefeye değer veren, her bireyin aklını kullanarak katkıda bulunduğu özgürlükçü ve demokratik bir eğitim anlayışı etkili olmaya başlamıştır.

Günümüzde popülizm, despotizm, aşırı sağ, ırkçılık, cinsiyetçilik ve fanatizm, sosyal, siyasal ve kültürel hayatta etkili olmaya başlamıştır. Popülizm ve despotizm, siyasal, sosyal ve kültürel iktidarı elde tutmak için eğitim alanını mutlak bir şekilde kendi kontrollerinde tutmak isterler. Eğitimin sorunu, sadece öğretmenlerin aldığı yetersiz maaşlardan, çalışma güvencesinin yokluğundan ve okulların yetersiz altyapı sorunlarından ibaret değildir. Eğitimde bütün sorunların temeli, fanatik, gerici, despot, otoriter, cinsiyetçi, bilim ve karşıtı zihniyetlerin, eğitimi sürekli olarak kendi hakimiyetlerine uygun bir şekilde dizayn etmelerinden kaynaklanmaktadır.

Despotlar, diktatörler, fanatikler, ırkçılar, gericiler ve cinsiyetçiler, modern, seküler, demokratik, bilimsel, rasyonel ve hümanist eğitimden nefret ederler, çünkü modern demokratik, seküler, hümanist ve rasyonel niteliklerdeki eğitim, eleştirel düşünceyi esas alır.Eleştirel düşünme, ancak seküler, rasyonel ve liberal bir eğitimle ve zihniyetle mümkündür. Despotizmin eğitim anlayışı, eleştirel düşüncenin imkanlarını ortadan kaldırmayı amaçlayan,insanların düşünme ve düş kurma yeteneklerini körelten, körleştiren ve kısırlaştıran sözde bir maarif, talim ve endoktrinasyon modelidir.

Despotizm, bütün gücü ele geçirmesine rağmen, kültür hayatına hiçbir katkı yapmadığı gibi, kültür alanında arzuladığı mutlak hakimiyeti de sağlayamamaktadır. Bedevilik ve despotizm, kültürün en büyük katilidir.

BEDEVİLİK VE DESPOTİZM, KÜLTÜRÜN EN BÜYÜK KATİLİDİR

Despotizmin bir kültür anlayışı yoktur. Despotizmin kültür anlayışı, bedevilikten, kabilecilikten, yalandan ve yanılgılardan öte bir şey değildir. Despotizm, bütün gücü ele geçirmesine rağmen, kültür hayatına hiçbir katkı yapmadığı gibi, kültür alanında arzuladığı mutlak hakimiyeti de sağlayamamaktadır. Bedevilik ve despotizm, kültürün en büyük katilidir. Modern eğitim, kültürü yok etmek, yağmalamak ve talan etmek yerine kişilerde kültür konusunda bir farkındalık yaratmaya, bireylerin   kalplerini ve kafalarını sonuna kadar açmaya çalışır. Akl-ı selim, zevk-i selim ve kalb-i selim gibi otoriter kavramlar, despotizmin insanın aklını, kalbini ve tutkularını eğitim adı altında teslim almasını ifade eder. Despotizm, insanın bütün    görme, anlama ve açıklama yetilerini kapatmaya çalışırken, modern eğitim ise insanın bütün pencerelerinin dışarıya açık olduğu ve kültür hayatından gelen bütün rüzgarları hissettiği, düşündüğü ve duyarlı olduğu bir  süreç ve tecrübeyi esas alır.

Gerici, ırkçı ve cinsiyetçi güçler, bütün eğitim süreçlerini despotizm olarak anlarlar ve uygularlar. Despotik güçler için çocukların ve gençlerin çok erken yaşlardan itibaren tiranlığa itaat ve biat etmeye şartlanmaları asli amaçtır. Çok erken yaşlardan itibaren yap, getir, at, koş, dur gibi emir kelimeleriyle ne yapıp yapmayacaklarının öğretilmesi, aslında bir itaat eğitimidir. Despotizm, talim ve terbiye adı altında her emredilene itaat eden, fikri, ilmi, irfanı ve vicdanı olmayan güruhlar istemektedir. Despotizm, talim ve tedip ettiği güruhlardan despot olana itaat ve biat etmenin tek kutsal vazife olduğunu, despot olan   kişiyi sevmenin herkes için bir görev ve mecburiyet olduğunu empoze eder. Despotizmin temel değerleri, birey, akıl ve özgürlük yerine, dine, geleneğe ve milliyetçiliğe dayanmaktadır.

Despotizm için eğitim, cehalettir. Tarihten seçilen bazı olaylar, bağlamlarından kopartılarak despotların gücünü ve otoritesini meşrulaştıracak ve yüceltecek şekilde yeniden kurgulanır.

DESPOTİZM İÇİN EĞİTİM, CEHALETTİR

Despotizm, eğitim sayesinde toplumsal kesimlerin kendilerini temsil etmesini, kendi hikayelerini anlatmalarını ve örgütlenmelerini istemez. Despotik güçlerin, topluma dayattığı tek bir tarih, din, ırk, milliyet anlatısı, daha doğrusu masalı vardır. Dini, tarihi ve milliyeti kullanan despotizm, toplum üzerinde derin bir cehalet mühendisliği projesini eğitim yoluyla uygular. Despotizm için eğitim, cehalettir. Tarihten seçilen bazı olaylar, bağlamlarından kopartılarak despotların gücünü ve otoritesini meşrulaştıracak ve yüceltecek şekilde yeniden kurgulanır. Despotların kurguladığı yakın dönemde gerçekleşen bazı olaylar üzerinden bir kurtuluş ve direniş mitolojisi oluşturulabilir. Despot güçler, kendi masallarının tek gerçek olduğunu bütün topluma empoze etme imkan ve fırsatlarına sahip olmalarına rağmen, ezilen, dışlanan, ötekileştirilen ve marjinalleştirilen memurların, öğretmenlerin, emekçilerin, öğrencilerin ve kadınların kendi hikayelerini anlatmalarına ve ifade etmelerine izin verilmez. 

Despotizm, daha fazla üniversite, lise, ortaokul veya din okulları açabilir. Daha fazla okulun artması ve diplomalı sayısının yükselmesi, despotizmin eğitime önem verdiği anlamına gelmemektedir. Despotizm, bütün insanlar ve toplum kesimleri için kaldırılması ve dayanılması çok ağır bir yüktür, kirlenmedir ve çürümedir, Despotizm, bütün bilgileri, yetenekleri, özgürlükleri, tartışmaları ve ilişkileri yok eder, değersizleştirir ve işlevsizleştirir. Despotizmin ağırlığı altında felsefe, sanat, bilim, tiyatro, sinema, resim ve edebiyat başta olmak üzere bütün insani tecrübe alanları ezilir, sinikleşir ve silikleşir.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER