© Yeni Arayış

Deva ve Gelecek

Davutoğlu ve Babacan başarılı bürokrat siyasetçiler olarak isim yaptılar. Ancak bugün itibariyle her iki partinin de ihtiyacı olan şey bürokrat akıl değil, popülizm. Bu konuda bir dram yaşanıyor. Duygulara hitap eden, insanları coşturan, kimlik ve siyasal bağlılık hissini güçlendiren siyasetçiler değil Babacan ve Davutoğlu. Bu nedenle ayrı ayrı başaramadıkları şeyi bir araya gelerek başarmaları çok da mümkün görünmüyor. 

Siyasetin ağırlık merkezi AKP ve CHP. İktidar mücadelesi bu iki parti arasında geçmekte. Yorumcular ve gözlemciler daha çok bu iki partinin iç dinamikleri ve birbirleriyle olan ilişkilerine odaklanmış durumda. Ancak bir süredir en hararetli kesim AKP dışı sağ muhalefet. İyi Parti hızı azalsa da istikrarlı bir şekilde çözülmeye devam ediyor. Ümit Özlale’nin istifasıyla vekil sayısı 30’a düştü. Bu eğilimi tersine çevirecek beklenmedik bir gelişme olmazsa İyi Parti Meclisteki grup niteliğini yitirebilir. Ayrıca AKP’nin Yeniden Refah kadrolarına yaptığı hamlenin başarılı olduğunu gözlemliyoruz. En son Urfa Belediye Başkanı partiden istifa etti. Yeniden Refah’ın toplumda hala bir karşılığı var. Ancak AKP mi Refah mı sorusu sorulduğunda Refah’a kayan eller yeniden AKP’de toplanıyor.

DEVA, Gelecek Partisi ve bazı Demokrat Partili vekiller ise merkez sağı yeniden inşa etme ve mecliste güç birliği yapma amacında. Kemal Kılıçdaroğlu’na sempatisini her fırsatta dile getiren Cemal Enginyurt’un yaz aylarında yaptığı yeni grup açıklaması atılan ilk işaret fişeği. Enginyurt’a göre bazı DEVA’lı, Gelecek Partili, eski İyi Partili ve Demokrat Partililerin de katılımıyla yeni bir grup kurulacaktı. Ancak bu temenniyle karışık öngörünün altı dolmadı. Geçen hafta Ali Babacan’ın DEVA ile Gelecek arasında birleşme müzakereleri yapıldığına yönelik beyanatı ise sözler bir genel başkanın ağzından çıktığı için daha önemli ve dikkate değer. 

​DEVA ile Gelecek birleşebilir, ya da en azından Mecliste yeni bir grup kurabilir mi sorularını merkeze alarak AKP dışı sağ muhalefete mercek tutalım. Öncelikle Ali Babacan’ın açıklamaları iki nedenle önemli: DEVA’da ideolojik bir kırılma yaşandığı çok açık. Çünkü kurulduğu günden beri Babacan, partiyi liberal yanı ağır basan demokrat bir parti olarak tanımlamaya özen gösteriyordu. Ancak şu aralar merkez sağ kavramını sıklıkla kullanıyor. DEVA’nın başını çektiği birliktelik merkez sağdaki boşluğu dolduracak.

Tabii politik tansiyonun hep yüksek seyrettiği, pek çok partinin hiçbir şey yapmasalar dahi belli kimlik ve ideolojilerinin temsilcileri olduğu için toplumdan kabul gördüğü bir ortamda DEVA’nın Türkiye gerçeklerini nihayet anlayıp kendisine siyasal bir ufuk çizmesi olumlu. Ancak doğru kavram merkez sağ mı, orası çok açık değil. Çünkü sağcılık hala çok önemli olsa da, sağı milliyetçiliği dışarıda bırakan muhafazakar demokrat bir içerikle yeniden kurmak çok zor. Adnan Menderes, Turgut Özal veya Süleyman Demirel gibi isimler pek çok yurttaş için hiçbir anlam ifade etmiyor. Onların politik ruhunu geri çağırmak politika yapıcılara beklenen yararı sağlamayabilir. 

DEVA en baştan beri Davutoğlu’nun yoğun ısrarlarına rağmen yalnız yürümeyi tercih etmişti. Bugün itibariyle bu soylu yalnızlıktan vazgeçiyor. Başka çaresi de yok zaten. Çünkü angaje oldukları ittifak siyaseti çöktü. Kılıçdaroğlu ve Akşener koltuklarını kaybetti. Millet İttifakı yok artık. Parti varoluş krizi içinde kıvranıyor. 

DEVA, SOYLU YALNIZLIKTAN VAZGEÇİYOR

​İkinci mesele işbirliği çabasıyla ilgili. DEVA en baştan beri Davutoğlu’nun yoğun ısrarlarına rağmen yalnız yürümeyi tercih etmişti. Bugün itibariyle bu soylu yalnızlıktan vazgeçiyor. Başka çaresi de yok zaten. Çünkü angaje oldukları ittifak siyaseti çöktü. Kılıçdaroğlu ve Akşener koltuklarını kaybetti. Millet İttifakı yok artık. Parti varoluş krizi içinde kıvranıyor. Çünkü AKP’den oy çekemiyor. Dahası potansiyel oy tabanını oluşturan kentli muhafazakar demokrat kesimler bile CHP’li adaylara oy vermekte. Ayrıca İyi Parti ve Yeniden Refah’ın başına gelenler ibret niteliğinde. AKP geçmişte olduğu gibi şu anda da kendisi dışındaki sağ partileri parçalayarak bünyesine katma konusunda bir hayli başarılı. Bir şeyler yapmak zorundalar. Güç birliği seçeneği bu nedenle devreye sokuldu.

​Bu plandaki en büyük sorun düşük liderlik kapasitesiyle ilgili. Davutoğlu ve Babacan başarılı bürokrat siyasetçiler olarak isim yaptılar. Ancak bugün itibariyle her iki partinin de ihtiyacı olan şey bürokrat akıl değil, popülizm. Bu konuda bir dram yaşanıyor. Duygulara hitap eden, insanları coşturan, kimlik ve siyasal bağlılık hissini güçlendiren siyasetçiler değil Babacan ve Davutoğlu.

Bu nedenle ayrı ayrı başaramadıkları şeyi bir araya gelerek başarmaları çok da mümkün görünmüyor. Yine de bu girişimi önemsemek gerekir. Çünkü CHP kısmen de olsa kendini değiştirdi. Bu sayede ciddi bir yerel seçim başarısına imza attı. DEVA ve Gelecek’in ise yeni bir başlangıç yapmaları, bu mümkün olmuyorsa öyle bir izlenim yaratmaları gerek.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER