© Yeni Arayış

DEM’in varlık yokluk mücadelesi

DEM’in varlık yokluk mücadelesi

DEM’in kararı 2015’ten beri devam eden politikada bir kırılma olduğunu gösteriyor. CHP’nin her istediğine karşılık beklemeksizin “evet” diyen bir hareket olmaktan çıkacak Kürt siyaseti. Ayrıca alınan bu kararın başka sonuçları da olacak. DEM başta İstanbul olmak üzere büyük kentlerde aday çıkarma kararı aldı. Oysa Kürt hareketinin İstanbul, Ankara, Bursa, Adana, Mersin başta olmak üzere bir dizi seçim bölgesinde aday çıkarmayarak AKP karşısında CHP’ye destek vereceği genel beklentiydi. Bu kararın alınmasında 2019 yerel seçimleri ve 2023 Cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimlerinden çıkarılan dersler çok etkili. Ama hikayeyi bir adım geriden başlatıp 2015’e kadar geri götürmek de mümkün. Çünkü 2015 Kürt hareketi için kırılma yılı olarak tarihe geçti. Aynı yıl içinde çözüm süreci bitti. HDP ile AKP arasındaki müzakere süreci sona erdi. HDP elitleri “seni başkan yaptırmayacağız” temelli sert bir iktidar karşıtı kampanya yürüttüler. 7 Haziran 2015’de HDP tarihinin en yüksek oy oranına ulaştı. Parti 6 milyon oya karşı % 13 sınırını aştı. O yılların HDP’si Türkiye’nin üçüncü büyük partisi haline gelmişti. Ama bu zafer sarhoşluğu kısa sürdü. PKK’nin başlattığı terör dalgası HDP’yi ve bu parti odağında epey sayıda insana sempatik gelen Türkiyelilik siyasetini paramparça etti. PKK şiddeti yükselttikçe HDP daha fazla PKK’nin gölge fenomenine dönüştü. Terörü kınayamadı. Hatta hendek eylemlerini destekledi. Yarattığı imaj ve birikim bir anda çöküşe geçti. 2015’ten bugüne ise Kürt hareketinin istikrarsız bir şekilde gerilediğini görüyoruz. 2015’te 6 milyon oy alan parti 2023’te 4 milyon 800 bin oya razı oldu. Halbuki son 8 yılda seçmen sayısı 10 milyon artmıştı. Daha büyük bir Türkiye’de daha küçük bir Kürt hareketi var karşımızda. 2019 ve 2023’te koşulsuzca CHP liderliğindeki muhalefeti destekleyen Kürt hareketi derin bir hayal kırıklığı yaşadı. Çok az sayıda belediye kazandı. Üstelik onları kayyım yönetimine devretmek zorunda kaldı. Dahası ana muhalefetin eline geçen yerel yönetimlerden HDP seçmenlerine çok az kaynak dağıtıldı. HDP seçmenindeki genel algı CHP’nin kendilerinden oy istediği ama karşılığında hiçbir şey vermediği şeklindeydi. 2023 seçimleri ise mutlak iktidar karşıtlığıyla geçen politik doğrultunun son seçimi oldu. Kendisinin dahil olmadığı bir ittifakı destekleyen, aday çıkarmayarak Kılıçdaroğlu’na oy veren HDP ortaya çıkan seçim yenilgisi karşısında ciddi bir özeleştiri sürecine girmek zorunda kaldı. CHP elitleri ne yapıyor bu olan biten karşısında? Suçlama ve ötekileştirme mantığı şimdiden devreye girdi. Kendi adayını çıkardı diye kontrollü muhalefet olarak damgalanmıştı İYİ Parti.Benzer bir durum ihtimal ki DEM için de devreye girecek.   CHP’nin Zafer Partisi’yle protokol yapacak kadar ileri gitmesi ve ana muhalefet partisinin HDP aleyhine yürüttüğü büyüme stratejisinin bölgede partinin gücünü aşındırması bardağı taşıran son damlalardı. CHP Urfa ve Diyarbakır’da vekil çıkardı. Van’da vekilliği kıl payı kaçırdı. Bu arada bu yazının konusu değil ama HDP seçmeni sadece CHP’ye değil TİP gibi partilere de son derece tepkili. Mesela son seçimde TİP ile kurulan ittifaktan kazançlı çıkan sadece TİP oldu. Seçimler bittiğinde Kürt hareketi kendisini yine yalnız ve başarısız hissediyordu. Sonuç olarak DEM’in kararı 2015’ten beri devam eden politikada bir kırılma olduğunu gösteriyor. CHP’nin her istediğine karşılık beklemeksizin “evet” diyen bir hareket olmaktan çıkacak Kürt siyaseti. Ayrıca alınan bu kararın başka sonuçları da olacak. İYİ Parti’den sonra DEM de aday çıkardığına ve CHP’nin seçim ittifakı teklifini reddettiğine göre Halk Partisi’nin muhalefet içindeki doğal liderliği artık daha tartışmalı hale gelecek. İktidar blok gibi davranmaya devam ediyor. Ama muhalefette yeni bir dönem başladı artık. Her koyun kendi bacağından asılacak. DEM’in kararının Demirtaş ve İmamoğlu üzerinden bir dizi alt tartışmayı tetikleyeceğini de öngörebiliriz. Başak Demirtaş’ın adı henüz resmen duyurulmadı. Ama aday Demirtaş olursa İstanbul’daki DEM seçmeninin bu adın etrafında toplanacağı ve İmamoğlu’nun kaybetme riskiyle baş başa kalacağını öngörmek için kahin olmaya gerek yok. Peki, CHP elitleri ne yapıyor bu olan biten karşısında? Suçlama ve ötekileştirme mantığı şimdiden devreye girdi. Kendi adayını çıkardı diye kontrollü muhalefet olarak damgalanmıştı İYİ Parti. Akşener liderliğindeki partinin AKP’ye yaklaştığına dair söylem CHP propaganda aygıtı tarafından yoğun bir şekilde işlenmekte. Benzer bir durum ihtimal ki DEM için de devreye girecek.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER