Darbeci kardeşim Sisi

Erdoğan, Beştepe’de ağırladığı konuğunu uçağın kapısında kucaklayarak karşılamış, Sisi onuruna verdiği akşam yemeğinde övgülere boğmuş, Külliye’nin balkonunda sıcak bir sohbetten sonra uçağının kapısına kadar eşlik etmiş! Dünyanın "en ilkeli lideri" tarafından yönetildiğimizi hiçbirimiz düşünmüyorduk ama, bu kadarı biz muhalifler için bile fazla.

"Onunla aynı masaya oturmam", "Darbeci, katil", "Pazar günü Sisi mi diyeceğiz, Binali Yıldırım mı diyeceğiz? Mesele bu kadar önemli", "Beni Sisi ile çok barıştırmak isteyenler var, asla kabul etmiyorum, etmem de. Neden? İşte bunlardan dolayı. Neden? Halkının yüzde 52 oyunu almış olan bir Mursi'yi ve arkadaşlarını cezaevine mahkum eden bir antidemokratla karşı karşıya gelmem, onunla aynı masada oturmam", "(Sisi ile görüşüp görüşmeyeceği sorusu üzerine) Şaka yapıyorsun herhalde. Böyle bir şey arkadaşlar söz konusu değil. Bizim gündemimizde böyle bir şey asla söz konusu değil. Böyle bir şeyin olabilmesi için çok ciddi bir defa olumlu istikamette adımların atılabilmesi lazım", "Ben uluslararası platformlarda şu anda darbeci Sisi'yi Cumhurbaşkanı olarak kabul etmediğimi söyledim. Yine söylüyorum. Benim için Mısır'ın Cumhurbaşkanı Mursi'dir. BM'de aynı masaya onunla oturmadım. Oturursam, kendimi inkar ederim. Oturursam demokrat olmam"…

Senelerce katil dedikten sonra, iki yıl evvel 2022 Dünya Kupası açılış maçı için gittiği Katar’da Sisi ile sıcak bir tokalaşmaya kadar devam etmişti oysa ki. Hem de 14 Şubat sevgililer gününde…

SENELERCE KATİL DEDİKTEN SONRAKİ SICAK TOKALAŞMA

Sayın Cumhurbaşkanı’nın Mısır’ın darbeci lideri Abdulfettah Es Sisi hakkında yakın geçmişte söylediklerinden bir demet, yukarıdaki sözler. Okuyanlarda gerçekten ne ilkeli bir cumhurbaşkanımız var, darbeyle başa geçen bir antidemokratın elini bile sıkmıyor, ne ilkeli tavır alıyor, pes doğrusu duygusu yaratıyor.

Senelerce katil dedikten sonra, iki yıl evvel 2022 Dünya Kupası açılış maçı için gittiği Katar’da Sisi ile sıcak bir tokalaşmaya kadar devam etmişti oysa ki. Hem de 14 Şubat sevgililer gününde… Ondan bir süre önce, adına “normalleşme süreci” dedikleri bir akım başlatıp zamanın Ekonomi Bakanı Nurettin Nebati Mısır ziyaretinde bulunmuş, liderler düzeyindeki ilk buluşma ise Katar’da gerçekleşmişti. Artık kendini inkar mı dersiniz, ilkelerin çürümesi mi bilemem...

Bu sene Şubat ayında Erdoğan Kahire’ye giderken de içimi benzer bir duygu kapladı. Aslında AKP seçmenlerinin açıklaması ve anlamlandırması gereken bir duygu bu. Usta Aziz Nesin hikayesindeki gibi, traktörle köylünün yanından geçmek isteyen ağanın köylüye “yerdeki dışkıyı yersen bu traktörü sana veririm” esprisine karşılık köylünün yemesi, direksiyona geçen köylünün yediğinin etkisiyle altta kalmamak için aynı şeyi ağadan istemesi, ağanın yemesi sonucu ağanın tekrar direksiyona geçmesi, böylelikle kayıpların telafi edilmesi, köylünün yayan devam etmesi, şehre geldiklerinde de “en başta ben traktörde sen yayaydın, hala öyleyiz, o zaman biz bu boku niye yedik” diye birbirlerine sormaları hikayesinin her beyinde bırakacağı o komik tiksinme duygusu… 

Erdoğan, Beştepe’de ağırladığı konuğunu uçağın kapısında kucaklayarak karşılamış, Sisi onuruna verdiği akşam yemeğinde övgülere boğmuş, Külliye’nin balkonunda sıcak bir sohbetten sonra uçağının kapısına kadar eşlik etmiş! Ne diyelim, Maşallah, Allah dostluklarını bozmasın!

Dünyanın “en ilkeli lideri” tarafından yönetildiğimizi hiçbirimiz düşünmüyorduk ama, bu kadarı biz muhalifler için bile fazla. AKP seçmeninde hiç etki göstermemesi, aynı ilkesizliğin paylaşılarak çoğaltıldığını göstermiyor mu? İnsan sormadan edemiyor, daha ne olması lazım diye.

Mesela seneye Netanyahu ile de aynı kucaklaşma yaşanır, övgüler birbirini kovalar, uçağın kapısına kadar uğurlama gerçekleşirse, yine aynı seçmende tepki oluşmaz mı? Ya da çıkarlar gerektirdiği için, büyük fedakarlık yapan liderimiz Kuzey Kore’ye filan ziyarette bulunur mu? Sahi, muhalifler arasında zaten kafalar çok net de, iktidar seçmeni açısından tepki gösterilmesi için daha ne olması lazım? İdeoloji kör eder de, gözleri, onuru, haysiyeti de bu kadar mı oyar?