© Yeni Arayış

Cumhuriyetin hukuki sigortası: Anayasa’nın 4. maddesi

Laiklik ve Cumhuriyet rejimi üzerindeki tartışmaların temel dayanak noktası olan anayasanın 4. maddesi, Türkiye’de hem hukuk hem de siyaset sahnesinde güçlü bir koruma duvarı olarak işlev görmeye devam etmektedir. Özetle Anayasa’nın 4. maddesi, Türkiye’nin modern bir hukuk devleti olarak varlığını sürdürebilmesi için vazgeçilmez bir anayasal mekanizmadır ve bu yönüyle Türkiye’nin geleceğini şekillendiren en temel maddelerden biridir. 

Anayasa, bir ülkenin temel hukuki yapısını belirleyen ve devletin işleyişini düzenleyen en önemli metindir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası da bu bağlamda, devletin temel ilkelerini koruma altına almıştır. Özellikle değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez hükümler içeren 4. madde, anayasanın temel taşlarından biri olarak kabul edilmektedir. Ancak zaman zaman siyaset sahnesinde bu maddeye yönelik tartışmalar gündeme gelmektedir. HÜDA-PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu'nun, anayasanın 4. maddesi ile ilgili yaptığı açıklamalar, bu tartışmaları yeniden canlandırmıştır.

HÜDA-PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, çeşitli platformlarda Anayasa’nın 4. maddesi hakkında yaptığı açıklamalarla bu maddenin Türkiye'nin ihtiyaçlarını yeterince karşılamadığını, anayasanın değiştirilemez maddeleri üzerinden yapılan tartışmaların özgür düşünce ve demokratik katılımı engellediğini savunmuştur. Yapıcıoğlu, hiçbir anayasal hükmün tartışılmaz ve değiştirilemez olmaması gerektiğini ve anayasanın dinamik bir metin olarak toplumun gelişen ihtiyaçlarına göre revize edilebilmesi gerektiğini ifade etmektedir. Öte yandan, HÜDA-PAR ve benzeri siyasi çizgideki gruplar ise anayasanın 4. maddesinin tabu haline getirildiğini ve bunun demokrasiye zarar verdiğini savunmaktadırlar. Yapıcıoğlu ve destekçileri, anayasanın değiştirilemez hükümlerinin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini ve bu hükümlerin halkın iradesine daha uygun hale getirilmesinin, demokratik süreci güçlendireceğini dile getirmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 4. maddesi, anayasanın temel ilkelerinin değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez olduğunu ifade eden bir hüküm olarak hukuk ve siyaset literatüründe merkezi bir konumdadır. Bu madde, anayasanın ilk üç maddesini güvence altına alır ve Türkiye Cumhuriyeti'nin temel karakteristik unsurlarını koruma amacını taşımaktadır. İlk üç madde; devletin Cumhuriyet niteliği, Atatürk milliyetçiliğine bağlılığı, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olduğu ve Türk bayrağı, başkenti gibi sembolleri düzenlemektedir.

Bu maddeye göre, Anayasa'nın 1., 2. ve 3. maddeleri değiştirilemez, bu maddelerin değiştirilmesi teklif dahi edilemez. Bu hüküm, anayasal düzenin ana ilkelerinin kalıcılığını garanti altına alırken, anayasa değişikliklerine ilişkin bir sınır koymaktadır. Dolayısıyla 4. madde, Türkiye’nin cumhuriyet rejimi, laikliği, demokrasisi ve hukuk devleti ilkelerinin güvencesidir.

ANAYASA’NIN  4. MADDESİ NEDİR?

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 4. maddesi şu şekildedir:

"Anayasa'nın 1'inci maddesindeki devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2'nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3'üncü maddesindeki hükümlerin değiştirilemeyeceği ve değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceği hükme bağlanmıştır."

Bu maddeye göre, Anayasa'nın 1., 2. ve 3. maddeleri değiştirilemez, bu maddelerin değiştirilmesi teklif dahi edilemez. Bu hüküm, anayasal düzenin ana ilkelerinin kalıcılığını garanti altına alırken, anayasa değişikliklerine ilişkin bir sınır koymaktadır. Dolayısıyla 4. madde, Türkiye’nin cumhuriyet rejimi, laikliği, demokrasisi ve hukuk devleti ilkelerinin güvencesidir.

Anayasa’nın 1. maddesi, Türkiye devletinin bir cumhuriyet olduğunu belirtmektedir. Cumhuriyet, halkın egemenliğine dayalı bir yönetim şeklidir ve bu yönetim biçimi, devletin başına geçen kişilerin seçimle iş başına geldiği bir sistemi ifade etmektedir. Türkiye’de 1923 yılında Cumhuriyet’in ilan edilmesiyle, monarşiye dayalı padişahlık rejimi sona ermiş ve egemenlik, kayıtsız şartsız millete verilmiştir. 4. madde, bu yapının hiçbir şekilde değiştirilemeyeceğini, halk egemenliğinin geri alınamayacağını güvence altına almaktadır. Anayasa’nın 2. maddesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin niteliklerini belirtir. Buna göre, Türkiye, "demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti" olarak tanımlamaktadır.

Bu kavramların anayasal güvence altına alınması, Türkiye’nin yönetim biçimini, devlet ile vatandaş arasındaki ilişkiyi ve bireylerin temel hak ve özgürlüklerini koruma altına almaktadır. Bu nitelikler, Türkiye’nin modern bir hukuk devleti olma hedefini sürdürmesinin temel taşıdır. 4. madde, bu niteliklerin değiştirilmesini önleyerek, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerlerine sadık kalınmasını güvence altına almaktadır. Anayasa’nın 3. maddesi, Türkiye’nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün olduğunu ve devletin dilinin Türkçe olduğunu hükme bağlamaktadır. Bu madde, Türkiye’nin toprak bütünlüğünü ve egemenliğini koruma altına alarak, ulusal birliğin ve beraberliğin anayasal dayanağını oluşturmaktadır.

Anayasa hukukçuları ve siyaset bilimcileri, 4. maddeyi devletin varlığını sürdürebilmesi için hayati olarak değerlendirmektedir. Örneğin, bu madde sayesinde Türkiye'de Cumhuriyetin yerini bir monarşi ya da teokratik bir yönetim sisteminin alması ihtimali hukuken engellenmiştir.

4. MADDENİN HUKUKİ VE SİYASİ YÖNLERİ

Anayasa’nın 4. maddesi, Türkiye’de anayasacılığın temel ilkelerinin korunması bakımından tartışmasız bir öneme sahiptir. Bu maddeyle anayasa yapıcılar, Türkiye Cumhuriyeti'nin rejimi ve devlet düzeni üzerinde yapılacak radikal değişiklikleri engelleme amacı gütmüştür. Özellikle Cumhuriyet’in kurucu değerleri ve laiklik ilkesi, Türk hukuk düzeninde anayasa yapıcılar tarafından dokunulmaz olarak tanımlanmıştır. Bu hüküm, Türkiye’deki siyasi rejimin tartışma dışı kalmasını sağlamaktadır. Anayasa hukukçuları ve siyaset bilimcileri, 4. maddeyi devletin varlığını sürdürebilmesi için hayati olarak değerlendirmektedir. Örneğin, bu madde sayesinde Türkiye'de Cumhuriyetin yerini bir monarşi ya da teokratik bir yönetim sisteminin alması ihtimali hukuken engellenmiştir.

Değiştirilemezlik Kavramının Demokratik Meşruiyeti

Anayasa’nın değiştirilemez olan maddesiyle ilgili tartışmaların eleştiriye açık noktalarından birisi, demokratik meşruiyetle ilgilidir. Demokratik bir sistemde halkın iradesinin sınırsız bir şekilde tecelli etmesi beklenirken, bu tür “değiştirilemez” hükümler bazı çevrelerce demokrasiyi sınırlayıcı olarak görülmektedir. Bu bağlamda, anayasanın 4. maddesi bir nevi “anayasal diktatörlük” olarak nitelendirilmektedir. Ancak anayasal düzenlerin çoğunda temel değerleri koruyan benzer hükümler mevcuttur. Örneğin Avrupa'da bazı ülkelerin anayasalarında "değiştirilemez maddeler" bulunmaktadır. Bu maddeler, genellikle devletin temel yapısını, demokratik düzeni, insan haklarını ve anayasanın temel ilkelerini koruma altına almaktadır.

Avrupa'daki bazı ülkeler ve bu anayasalarında yer alan değiştirilemez maddeler:

1. Almanya

• Temel Kanun (Grundgesetz): Alman anayasasının 79. maddesi, bazı hükümlerin değiştirilemez olduğunu belirtir. Özellikle devletin federal yapısı, demokratik ve sosyal devlet yapısı, temel haklar ve insan onuru (1. madde) gibi maddeler korunmaktadır.

• Madde 79/3: "Bu anayasanın 1. maddesindeki düzenlemeler, eyaletlerin federal yapısı ve anayasanın demokratik hukuk devleti ilkesi değiştirilemez."

2. Fransa

• 1958 Anayasası: Fransa Anayasası'nın 89. maddesine göre, Cumhuriyet'in niteliği değiştirilemez. Anayasa değişikliklerinde cumhuriyetçi hükümet şeklinin korunması zorunludur.

• Madde 89: "Cumhuriyetin hükümet biçimi değiştirilemez."

3. İtalya

• 1947 Anayasası: İtalyan Anayasası'nın 139. maddesi, cumhuriyet rejiminin değiştirilemez olduğunu öngörmektedir.

• Madde 139: "Cumhuriyet biçimi, anayasa değişikliklerine konu olamaz."

4. Portekiz

• 1976 Anayasası: Portekiz Anayasası'nda devletin demokratik yapısı, temel haklar, cumhuriyetçilik gibi ilkeler değiştirilemez olarak belirlenmiştir. Anayasanın 288. maddesi, anayasanın bazı bölümlerinin değiştirilemeyeceğini açıkça belirtmektedir.

• Madde 288: "Demokratik devlet, insan hakları, ulusal egemenlik ve halkın katılımı, cumhuriyet hükümet sistemi değiştirilemez."

5. Yunanistan

• 1975 Anayasası: Yunan Anayasası'nın 110. maddesi, anayasanın bazı temel ilkelerinin (devletin yapısı, insan hakları) değiştirilemez olduğunu belirtmektedir.

• Madde 110: "Anayasanın ilk üç maddesi değiştirilemez." Bu maddeler, devletin yapısını, ulusal egemenliği ve Ortodoks Hristiyanlığın ulusal din olarak tanınmasını içermektedir.

Şüphesiz ki anayasalar kutsal metinler değildir. Ancak bu tür düzenlemeler, anayasaların sadece çoğunluk iradesine dayalı olarak değiştirilemeyecek kadar derin ve kalıcı olmasını sağlayan birer teminat niteliğindedir. Zira anayasaların sadece günlük siyasi çıkarlarla değişmemesi gerektiği fikri, anayasa hukukunun temel ilkelerinden biri olarak kabul edilmektedir.

Anayasa’nın 4. maddesi, Türkiye’nin siyasi ve hukuki yapısının istikrarını korumak amacıyla hazırlanmış olup, bu maddede belirtilen hükümlerin değiştirilemez olması, devletin temel niteliklerinin korunmasını sağlamaktadır. Anayasa’nın 4. maddesi özellikle laiklik ve Cumhuriyet rejiminin tartışmaya açılmasına karşı bir güvence oluşturduğu için siyasi spektrumda önemli bir referans noktasıdır. Bu durum da 4. maddenin sadece hukuki değil, aynı zamanda güçlü bir siyasi kalkan olduğunu göstermektedir. Bu bağlamda, anayasanın 4. maddesi Türkiye’nin modern siyasi tarihindeki en kritik tartışma konularından birisi olmuştur. Laiklik ve Cumhuriyet rejimi üzerindeki tartışmaların temel dayanak noktası olan anayasanın 4. maddesi, Türkiye’de hem hukuk hem de siyaset sahnesinde güçlü bir koruma duvarı olarak işlev görmeye devam etmektedir. Özetle Anayasa’nın 4. maddesi, Türkiye’nin modern bir hukuk devleti olarak varlığını sürdürebilmesi için vazgeçilmez bir anayasal mekanizmadır ve bu yönüyle Türkiye’nin geleceğini şekillendiren en temel maddelerden biridir. 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER