© Yeni Arayış

Cumhuriyet elden mi gidiyor?

Cumhuriyet elden mi gidiyor?

Cumhuriyet elden gidiyor mottosu toplumun bir kesiminde halen tutmakta ancak mahalleliyi de pek heyecanlandırmamakta. Bu motto temelde yaşam tarzı hakkına ve Cumhuriyet devrimlerinin başta kadın hakları olmak üzere kazanımlarına karşı yapılan hamlelere son çare bir haykırış niteliğinde kullanılmakta. Bugünlerde kamuoyu 50, 80 veya 28 Şubat Türkiye’si modunda tartışmalara zorlanmakta. Adeta herkesin kendi mahallesinde kendi minaresinde kendi ezanını okuması istenmekte. Hiç bitmeyen bıktıran konu başlıkları da laik-muhafazakâr kutuplaşması ve Kürt sorunu özlü fay hattı gerilimleri üzerine. Güncelimizde bunlar da Atatürk ve karşıtları, Seküler eğitim ve Tarikat-Cemaat zihniyetleri veya Şeyh Said Kürt isyanı ilişkisine dair. Detayları belirleyen olaylar ise teğmenler arasındaki Atatürk rozeti tartışmaları, MEB’in tarikat tabanlı STK’lar ile işbirlikleri ve Şeyh Sait isyanının ulusal/uluslararası niteliğine ilişkindi. İşin aslına baktığınızda Atatürk’ün devrimleri ve askerliği referans modelli TSK’da sağ, sol ve irtica sızma tartışmaları belki de en az 40 yıllık hikâye. Yeni de hiç değil. Tarikat ve cemaatler tabanlı kendileri STK iddiasında olan yapıların MEB ile iş birlikleri en az 20 yıllık bir süreç. Bu da yeni değil. Bilindiği gibi cemaatlerin, kendilerini STK olarak tanımlayan yapılarının, iki ana konusu var. Birisi yardım. Hasta, yaşlı, ailesiz ve depremzede gibi. Bir diğeri de eğitim desteği. Muhtemelen toplumun önemli kesimini bu eğitim alanında ilgili bakanlıkla iş birliği hususu, rahatsız edip kaygılandırmakta. Tarikat ve cemaatlerden duyulan temel kaygının altında genelde Batı manastırlarında da rastlanan cinsel istismar konuları pek değil. Bu tip gizlenmeye çalışılan olaylar insan doğası zafiyetinde kapalı topluluklarında bazen yaşanmakta. Bunların siyasi hatıra binaen örtülmeye çalışılması ve denetlenmemesi dikkati celbeden husus. Korkunun temel nedeni ise skolastik bile olamayan dış dünyaya kapalı yozlaşmış bazı medreselerin 500 yıl öncesinin zihniyeti. Olgunlaşmış insan modelinden uzakta sadece medrese talebesi ve güçlü olan ile uyum içinde bir tarikat görüntüsü gelecek tasarımında umudunu arayan toplumu ürkütmekte. Bunun dışında bir kısım tarikatlarda hala modernitenin kendine ve çevreye yabancılaştırdığı insan için inisiyasyon halkası ve huzuru potansiyelinde taşıyan yapılar. Cumhuriyetin değerlerinin yara aldığı ve tartışıldığı bir gerçek. Ancak elden gittiği savı ise oldukça tartışmalı. Cumhuriyetin elden gittiği söylemleri bir ilgili kitleyi kendi içine daha kapatmaktan başka işe yaramamakta. Şeyh Said konusu ise pek bilinmek istenmeyen ama herkesin fikir sahibi olduğu bir diğer konu. Şeyh Said isyanının hangi tür komploya girdiği İnönü’nün bile İngiliz ilişkisi ispatlanamamıştır dediği iddialar, ülkemizin vatandaşlarının bir kısmını rencide edecek kadar cüretkâr konuşulmakta. Cumhuriyet elden gidiyor mottosu toplumun bir kesiminde halen tutmakta ancak mahalleliyi de pek heyecanlandırmamakta. Bu motto temelde yaşam tarzı hakkına ve Cumhuriyet devrimlerinin başta kadın hakları olmak üzere kazanımlarına karşı yapılan hamlelere son çare bir haykırış niteliğinde kullanılmakta. Cumhuriyetin değerlerinin yara aldığı ve tartışıldığı bir gerçek. Ancak elden gittiği savı ise oldukça tartışmalı. Ne yazık ki tüm bu konular adeta 1940’ların acı nefasetini korumakta. Bu konularda bir adım bile ileriye gidilemediğinin aydın ve toplum bazında sinyalleri alınmakta. Yeni CHP yönetimi ve muhalif medya kanallarının tekrar bir arayıştan sonra bu katı çizgiye park ettikleri anlaşılmakta. Bu durum ise sıkça negatif enerjiden beslenen kutuplaşma yapısının adeta ekmeğine yağını sürdürmekte. Bu tarz yayın ve söylemler mahallelinin içinde öfke ve yabancılaştırma duygusunun artmasından başka bir işe de yaramamakta. Cumhuriyetin elden gittiği söylemleri bir kitleyi kendi içine daha kapatmaktan başka işe yaramamakta. Türkiye’nin siyaset kilidinin açılması ise yeni ve farklı bir hikâyenin gereksimini zorunlu kılmakta.  

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER