Çocukluktan gelen öğrenmeler değişemez mi?
KÖŞE YAZILARIÇocukluktan gelen öğrenmeler değişemez mi?
RİSK KADERİ TANIMLAMAZ
Bu olumsuz çocukluk deneyimlerine şunları örnek gösterebiliriz: Ebeveynlerin boşanması/ayrılması Aile üyelerinden birinin hapse girmesi Alkol ya da uyuşturucu bağımlısı bir ebeveyne sahip olmak Mental sağlık problemleri olan bir ebeveyne sahip olmak Fiziksel ya da duygusal ihmale uğramak Fiziksel, duygusal ya da cinsel istismara maruz kalmak Bu konuda yapılan bazı araştırmalar, yetişkinlerin yarısından fazlasının geçmişlerinde en az bir olumsuz çocukluk deneyimi yaşadığını gösteriyor. Bu olayların sayısı arttıkça kalıcı olma ve kişiyi etkileme riskleri de bir o kadar artıyor. Ancak unutmamak gerekir ki, risk kaderi tanımlamaz. Bu olumsuz yaşantıların kişide nörolojik ve psikolojik çıktılarının onarabileceğine dair kanıtlarımız var! Çocuklar aslında en basit anlamıyla, içinde büyüdükleri dünyayı yansıtırlar. Bu dünya tehdit, kaos, öngörülemezlik, korku ve travmayla karakterize ediliyorsa, çocuğun beyni de bu dünyayı içselleştirecek ve yansıtacaktır. Fakat aynı nörolojik sistem, iyileşmeye de gebedir. Beynin nöroplastisitesi sayesinde travmaların sebep olduğu hasarlar onarılabilir. Nöroplastisite, insan beyninin değişimlere ayak uydurabilme, esneyebilme, kendini yeniden şekillendirme ve onarabilme becerisini anlatan bir terimdir. Ayrıca çalışmalar, olumsuz çocukluk deneyimlerinin negatif etkilerinin, kişiler güçlü bir destek sistemine ve yaşamın zorluklarıyla başarılı bir şekilde başa çıkma becerisine sahip olduğunda hafifletebildiğini göstermektedir. Bu başa çıkma becerisi rezilyans/dayanıklılık olarak adlandırabilir. Çocuklukta ve sonrasında dayanıklılığı güçlendirmenin bazı yolları şunlardır: Bir amaç duygusuna sahip olmak Destekleyici bir sosyal çevre Bireysel problem çözme ve öz düzenleme becerilerini güçlendirmek Ruh sağlığını destekleyen kurum ve topluluklardan destek almak En az bir ebeveynle yakın bir ilişki sürdürmek Klinisyen / terapist desteği almak Uzman bir klinisyenle olumsuz çocukluk deneyimleri üzerine çalışmak, kişiye yalnızca içgörü ve daha güçlü başa çıkma mekanizmaları vermekle kalmaz; aynı zamanda bu etkilerin nörolojik hasarlarını onarma sürecini de başlatabilir. Zarar verici düşünce ve davranış kalıplarını sağlıklı alternatiflerle değiştirerek eski/zedeleyici nöronal yolları daha fazla güçlendirmeyi durdurabilir ve daha sağlıklı düşünceleri, duyguları, davranışları besleyen yeni sinirsel bağlar kurabiliriz. Yani, iyi olmak bize bahşedilmemiş olabilir, Ancak biz kendimize iyi olmayı öğretebiliriz.İlginizi Çekebilir