© Yeni Arayış

CHP’nin en büyük rakibi

Dilruba’nın hürriyetinin tahdit edilmesine karşı çıkıldı, bu çok doğruydu, muhalefet partisi zaten bunun için var, ama o kadar. Protokolde yer vermek, ağırlamak, kahraman muamelesinde bulunmak da neyin nesi? Günün sonunda, mümkünse oyunu en kötü ihtimalle de rızasını almak zorunda olduğunuz bir kesime "beyni emcüklenmiş gerizekalılar" diyen bir söylemi savunmanın kime, ne faydası var?

CHP’nin iktidara gelmek için CHP’den başka bir rakibi yok.

Tam herşey rayına oturdu, muhalefetin bütün paydaşları anamuhalefetin şemsiyesinin altında toplanacaklar diyoruz, durup dururken akla hayale gelmez bir iş yapılıyor.

Geçenlerde Dilruba adlı bir kadın verdiği sokak röportajının ardından gözaltına alındı.

Yargı, "beyni emcüklenmiş gerizekâlılar" sözünün hakaret olduğuna kanaat getirip Dilruba’yı tutukladı.

Tabii buradaki her şey yanlış aslında; Dilruba Hanım böyle densiz bir laf etmemeli ama ifade özgürlüğünün sınırları bizim hakimlerin kanaatleriyle değil AİHM kararlarıyla belirlenir, bu münasebetsiz sözden ötürü de kimse özgürlüğünden alıkonulamaz.

Dolayısıyla, Dilruba’nın tutukluluğuna karşı çıkmak hem evrensel hukukun hem de ifade özgürlüğünün bir gereğidir.

Ama özgürlüğüne kavuştuktan sonra bu hanımefendinin saçmaladığını da ifade etmememiz için hiçbir sebep yok, biri diğerine engel değil. 

Ayrıca, çok bilinen bir şey ama tekrarlamakta beis yok, ifade özgürlüğü simetrik işlemez.

Yani, ne kadar güç ve - "iktidar" kelimesiyle aynı kökten gelen- kudret sahibi olursanız size yöneltilen eleştirilere de o kadar tahammül göstermek zorundasınız.

Bir örnek vereyim; bir bakan sıradan bir vatandaşa "beyni emcüklenmiş gerizekalı" derse bu ifade özgürlüğüne girmez ama tersi girer, çünkü sıradan vatandaşın bir gücü yoktur ama bakanın vardır, korunma mekanizmaları eşit olmadığı için hukukun karşısına asimetrik bir şekilde çıkarlar.

Gelgelelim, bu absürtlük silsilesinin şahı son olarak CHP’den geldi.

Tahliye edilen Dilruba’yı art arda CHP etkinliklerinde protokolde görmeye başladık, sanki Dilruba Hanım değil de Madam Curie, her yerde elini sıkanlar, tebrik edenler…

Arkadaş ne oluyoruz?

Dilruba’nın hürriyetinin tahdit edilmesine karşı çıkıldı, bu çok doğruydu, muhalefet partisi zaten bunun için var, ama o kadar.

İmamoğlu’nun “Değişim” diye vurguladığı CHP’nin dönüşümü bir zihniyet devrimini de gerektiriyor ve kimse kusura bakmasın, bu ulusalcı diskuru savunarak başarılamaz.

Bu yoz dil, senelerce sandıktan AKP’nin açık farkla çıktığı Kütahya, Uşak, Adıyaman gibi kale görülen şehirlerde yaşayanlar için neler demedi.

Ama CHP sandıktan birinci parti çıkmakla kalmıyor, her geçen ay oyunu da yükseltiyorsa bu sebeplerin başında halkı eski alışkanlıkların terk edildiğine inandırması geliyor.

Protokolde yer vermek, ağırlamak, kahraman muamelesinde bulunmak da neyin nesi? 

Dilruba’nın söylediklerinde hukuken suç olmaması ayrı, bu münasebetsizliği destekler pozisyona bile isteye gelmek ayrı. Cumhur İttifakı’na oy veren ama çeşitli sebeplerden dolayı kopmuş ya da kopmakta olan seçmeni bu söylemle mi kendinize çekeceksiniz?Bu dili benimseyerek değişim diyemezsiniz, değişimin sözcüsü olarak kamuoyunun önüne çıkamazsınız.

BU DİLİ BENİMSEYEREK DEĞİŞİM DİYEMEZSİNİZ

Günün sonunda, mümkünse oyunu en kötü ihtimalle de rızasını almak zorunda olduğunuz bir kesime “beyni emcüklenmiş gerizekalılar” diyen bir söylemi savunmanın kime, ne faydası var?

Dilruba’nın söylediklerinde hukuken suç olmaması ayrı, bu münasebetsizliği destekler pozisyona bile isteye gelmek ayrı.

Cumhur İttifakı’na oy veren ama çeşitli sebeplerden dolayı kopmuş ya da kopmakta olan seçmeni bu söylemle mi kendinize çekeceksiniz?

Bu dili benimseyerek değişim diyemezsiniz, değişimin sözcüsü olarak kamuoyunun önüne çıkamazsınız.

CHP’nin iktidara gelmek üzereyken neden ve nasıl böyle bir dili sahiplendiğini anlamakta gerçekten güçlük çekiyorum.

Verimsiz bir inekten saatlerce süt sağıp teneke dolduğunda tekme atmaya benziyor bu yapılan.

Onca çaba böyle düşüncesiz bir hareketle heba olabilir çünkü.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER