CHP’nin atması gereken iki adım
SİYASETİktidar bloğunun siyasi hamleleri karşısında CHP’nin yapması gereken iki şey var. İlki cumhurbaşkanlığı adaylığı tartışmasını sona erdirmek. İkincisi de, hedefledikleri erken seçime, iktidara alternatif güçlü bir program, söylem ve bunu taşıyacak bir kadro ile kamuoyunun karşısına çıkmaktır.
İktidar bloğu 2025’e hızlı başladı. 2024 sonunda gündeme getirilen ve aradan geçen süreç içinde adı konulamayan ama hedefin PKK’nın silah bırakması olan yeni bir siyasi hamle başlattı.
Diğer yanda Suriye’de HTŞ’nin Esad’ı devirmesi sonrasında, SMO üzerindeki doğrudan etkisi ve desteği, HTŞ ile olan ideolojik akrabalığı iktidarı Suriye’nin geleceğinde muhalefete ne derse desin görünürde de olsa etkili bir aktör yaptı.
Bu iki hamle ile iktidar bloğu, iç siyasi dengelerde muhalefete karşı moral üstünlüğü yeniden ele aldı.
Bu üstünlükten gelen bir özgüven ile içerde memura ve emeklilere tüm tepkiler rağmen düşük bir zam vermekten çekinmedi.
Erdoğan açık açık yeniden aday olmak istediğini Şanlıurfa’da katıldığı bir programda ifade etti.
Bu süreçte iktidar bloğu bir adım daha attı ve dün DEM Parti ve CHP’li belediyelere müdahale etti.
Daha önce eş başkanlarının gözaltına alındığı ve önceki akşam tutuklandığı Mersin Akdeniz Belediyesi’ne kayyum atandı.
Bir yandan adı konulmayan ve hedefi PKK’nın silah bırakmasını sağlamak olan süreç varken kayyum siyasetine devam edilmesi ya iktidar bloğu içindeki gerilimden ya da iktidar bloğunun kendine duyduğu özgüvenden kaynaklanıyor olabilir.
Bunu göreceğiz.
Dün iktidar bloğu yerel yönetimler konusunda bir adım daha attı ve İstanbul Beşiktaş Belediye Başkanı’nın da aralarında olduğu 47 kişi ile ilgili ihaleye fesat karıştırdıkları iddiasıyla gözaltı kararı verildi.
Bu satırlar yazılırken gözaltın alınanların sorguları devam ediyordu.
Özellikle İstanbul’da Esenyurt Belediyesi’ne atanan kayyumdan sonra bu sürecin başka ilçelere de sıçrayabileceği de iddia ediliyordu.
İktidar bloğu yerel yönetimlere yaptığı hamlelerle, belediyeleri bir yandan çalışamaz hale getirilirken, bir taraftan da CHP’li belediyeleri tartışmalı hale getirmek, seçmenin gözünden düşürmeyi hedefliyor. Ve CHP, ülkeyi yönetemez mesajını topluma vermek istediği açık.
AMAÇ, CHP’Lİ BELEDİYELERİ KUŞKULU HALE GETİRMEK
Dün Beşiktaş Belediye Başkanı’nın gözaltına alınması bu açıdan ilk adım olma ihtimali yüksek. Açıkçası bu tür operasyonların devam etmesi muhtemel.
Kuşkusuz iç siyasette bu hamleler ile hedefin ne olduğunu da az çok biliyoruz; belediyeleri bir biçimde çalıştırmamak.
Özellikle CHP’li belediyelerin kamu kurumlarına borçları artık kaynağından kesilmeye başlandı. Buna SGK borçları da dahil. Amaç, açık biçimde CHP’li belediyelerin iş yapma, hizmet üretme kapasitelerini azaltmak ve seçmenin gözünde kuşkulu hale getirmektir.
Bu gerçeği dün CHP lideri Özgür Özel de, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da ifade ettiler.
Bütün bunlar bu kadar gerçekken, hedefleri ortadayken CHP ne yapmalı?
Dün aslında CHP için bir fırsat vardı. Ve bence hala var. Bu zaman kaybedilmeden kullanılmalı.
Yukarıda ifade ettik, iktidar bloğu yerel yönetimlere yaptığı hamlelerle, belediyeleri bir yandan çalışamaz hale getirilirken, bir taraftan da CHP’li belediyeleri tartışmalı hale getirmek, seçmenin gözünden düşürmeyi hedefliyor.
Ve CHP, ülkeyi yönetemez mesajını topluma vermek istediği açık.
Bu sadece yerel yönetimleri işlevsiz bırakarak yapmıyor, kendisine yakın medyada CHP elitleri arasında cumhurbaşkanı adaylığı konusunda var olan ayrılıkları sonuna kadar tartıştırmak ve bu görüş farklılıklarını sürekli gündemde tutarak yapmaya çalışıyor.
İşte CHP elitlerinin yeni yol haritasını belirlemek için en güçlü veri bu olmalıdır.
Buna karşı da CHP lideri ve parti elitlerinin yapması gereken iki şey var.
İlki, iktidarın ve iktidara yakın medyanın sürekli gündemde tuttuğu cumhurbaşkanlığı adaylığı tartışmasını ve bölünmüş parti görüntüsü sona erdirilmeli ve parti içi birlik mesajı verilmelidir.
İkincisi de, parti söylemi olarak gündeme aldıkları erken seçime, iktidara alternatif güçlü bir program, söylem ve bunu taşıyacak bir kadro ile kamuoyunun karşısına çıkılmalıdır.
Bu iki konuda da en büyük sorumluluk ve liderlik yapma görevi CHP lideri Özel kadar, İBB Başkanı İmamoğlu’na düşmektedir.
İlginizi Çekebilir