© Yeni Arayış

CHP: Helalleşemeyenlerin partisi 

Bugün CHP’de temel iki sorun vardır. İlki değişimin devamının gelmemesi, ikincisi CHP içinde adları genel başkanlık, cumhurbaşkanlığı adaylığı için geçen isimlerin birbirleriyle sahici bir helalleşme gerçekleştirememiş olmasıdır. Ve bu liderler arasında helalleşme olmadan CHP’de adı konmamış bu iç gerilim parti enerjisini tüketmeye devam edecektir. 

31 Mart seçim sonrası CHP üstüne yazdığım yazılarda iki şeyi özellikle ifade ettim. 

Bunlar, 2028 ya da öncesinde yapılacak Cumhurbaşkanı seçimi konusunda olası adayların bugünden tartışılmaya başlamasının doğru olmayacağı, ikincisi de bu bağlamda önceliğin yerel seçimlerde elde edilen başarının halka dokunularak, halkın sorunlarını olabildiği ölçüde çözerek yerel yönetimlerin başarılı olması gerektiğidir. 

Bu iki konu CHP ve CHP’lilerin dikkate alması gereken noktalardır.

Kuşkusuz, iktidar blokuna yakın medya, onlara yakın köşe yazarları bu konuyu seçim sonrasından başlayarak ana gündem yaparak CHP ve adayları yıpratmak istemeleri çok doğaldır. 

Hatta AKP Genel Başkanı sıfatıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CHP lideri Özgür Özel’le başlattığı yumuşama/normalleşme süreci dahi bu amacın samimiyetinden bağımsız CHP’de iç dengeleri üzerine oynama olduğunu unutmamakta yarar var. 

Bu noktada CHP’nin ana stratejisi, üstteki tespitleri veri alarak belirlenmek zorundadır.

Ne yazık ki Nisan ortası ve sonundan itibaren CHP’de Genel Başkanı Özel dahil olmak üzere üst düzey kimi isimler partinin potansiyel cumhurbaşkanı adayı üzerine açıklamalar yaptılar. Hatta durumu daha iyi açıklayacağını düşündükleri için olsa gerek futbol terimleri üzerinden benzetmelerde bulundular. 

Neyse ki bu hatadan kısa sürede dönüldü, konu kapandı ve CHP kendi gündemine; merkezi yönetimde muhalefet görevine, yerel yönetimlerde ise halkın sorunlarının çözümüne döndü.

O yüzden CHP’nin yerelde elde ettiği başarının genel iktidarda başarı getirmesinin ilk koşulu, toplumun yüzde 66’nı yöneten yerel yönetimlerin halka dokunması, onların sorunlarını çözmeye çalışması, taleplerini dinlemesi, onların yanlarında olması olacaktır. 

YERELDE BAŞARISIZLIK ŞANSI YOK

Ve iktidar bunu gördüğü için sürekli gündem değiştirmeye, sorun olmayan konular sorunmuş gibi gündeme getirilmektedir. 

Sokak hayvanları yasakları böyledir, belediyeleri ekonomik olarak zorlamak için SGK borçlarını gündeme getirmek böyledir. 

İktidar blokundan gelecek hamleler bunlarla sınırlı kalmayacağını da bilmekte yarar var. 

İktidar bloku sürekli, gündem değiştirme çalışsa da, Türkiye’nin gündemi bellidir. İçerde başta ekonomik sorunlar, yoksulluk, enflasyon; dışarda ise siyasi yalnızlığımız ve daha önemlisi de çevremizde büyüyen gerilimlerdir.

Normal şartlarda bir iktidarın yapması gereken böylesine devasa sorunların çözülmesi için muhalefet başta olmak üzere diğer toplumsal aktörlerle işbirliği yapması ve ortak akla dönmesidir.

Ama bunun olmayacağını da biliyoruz.

O yüzden CHP’nin yerelde elde ettiği başarının genel iktidarda başarı getirmesinin ilk koşulu, toplumun yüzde 66’nı yöneten yerel yönetimlerin halka dokunması, onların sorunlarını çözmeye çalışması, taleplerini dinlemesi, onların yanlarında olması olacaktır. 

Cumhurbaşkanlığı adayının kim olacak bugünün tartışması değildir. 

Bu kadarla sınırlı kalan bir değişimin genel seçimlerde CHP’yi birinci parti yapacağından kuşkuluyum. Genel seçimde başarı, değişimin sadece kurumsal değil yapısal ve ideolojik değişimle de desteklenmesi gerekiyor. 

ÖNCE DEĞİŞİM SONRA BAŞARI, EN SON ADAY

CHP’de eğer bir tartışma yaşanacaksa bu 29 Mayıs 2024’de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın Ekrem İmamoğlu’nun başlattığı “değişim” olmalıdır.

İmamoğlu değişim olarak başlattığı şey şu ana kadar sade parti lideri ve yönetim kadrosunun yenilenmesi oldu. 

Bu kadarıyla değişim yarattığı heyecan ile CHP’nin yerel seçimlerde birinci parti olmasını sağladı. 

Ancak ben bu kadarla sınırlı kalan bir değişimin genel seçimlerde CHP’yi birinci parti yapacağından kuşkuluyum. Genel seçimde başarı, değişimin sadece kurumsal değil yapısal ve ideolojik değişimle de desteklenmesi gerekiyor. 

Ancak CHP izleyebildiğim kadarıyla CHP elitlerinin önceliği şu anda bunlar değil. 

Dahası elitler adına hareket eden kişiler kendine yakın gördükleri CHP’liyi söylemi, mesajıyla öne çıkarmaya çalışıyor. 

Bunların hepsi konjonktürel olmaktan ve öne çıkarılan isim dahil herkesin zarar gördüğü adımlardır. 

Bu açıdan CHP’de temel iki sorun vardır. İlki değişimin devamının gelmemesi, ikincisi CHP içinde adları genel başkanlık, cumhurbaşkanlığı adaylığı için geçen isimlerin birbirleriyle sahici bir helalleşme gerçekleştirememiş olmasıdır. 

Kamuoyunda isimleri çokça dillendirildiği üzere Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş ve Kemal Kılıçdaroğlu arasında sahici bir helalleşme yaşanmak durumundadır. Böylesine bir adım  gelecekteki başarının temeli olacaktır. 

Eğer liderler arasında bu helalleşme gerçekleşmezse, CHP’de adı konmamış iç gerilim, partinin siyasi enerjisini tüketmeye devam edecektir. 

Sonuç olarak unutmayalım ki, normal şartlarda CHP’nin bir Cumhurbaşkanı adayı olacaktır. Onu da uzlaşarak belirlemekten, ortaklaşma olmadan belirlemek imkan dahilinde olmayacaktır.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER