© Yeni Arayış

Bütçe Açığı Rekoru

2024 yılı bütçe sonuçları açıklandı.

Önce bütçe göstergeleri ve Hazine nakit dengesi göstergelerini içeren özet tabloyu sunayım (tablo Hazine ve Maliye Bakanlığı verileri kullanılarak tarafımdan hazırlanmıştır):

Şimdi bu tabloyu yorumlayalım: (1) Bütçe giderleri 2024 yılında yüzde 63,6 artmış. 2024 yılı ortalama enflasyonu yüzde 58,5 olduğuna göre bu artış enflasyonun biraz üzerinde gerçekleşmiş. Faiz dışı giderler (personel giderleri cari harcamalar, yatırım harcamaları ve transfer giderleri) enflasyona yakın bir artış gösterirken asıl artış faiz giderlerinde (yüzde 88,3) olmuş. Bir başka ifadeyle bütçenin faiz giderleri enflasyon ortalamasının yaklaşık 30 puan üzerinde artmış. (2) Bütçe gelirleri yüzde 66,5 oranında artışla bütçe giderlerinden biraz daha fazla artmış. Burada asıl büyük artış (yüzde 93,6) vergi dışı gelirlerde (kamu mallarının satışı, kamu mallarının kira gelirleri, cezalar, bedelli askerlik geliri vb.) ortaya çıkmış. (3) Bütçe açığı yüzde 53’e yakın oranda artışla 2,1 trilyon liranın üzerinde bir düzeye çıkarak rekor kırmış. Buna karşılık 2023 yılının Bütçe Dengesi / GSYH oranı olan yüzde – 5,2’nin altında yüzde – 4,8 düzeyinde kalmış. Bütçe açıklarında son iki yılda yaşanan büyük artışlarda 2023 yılı başlarında yaşanan depremlerin önemli etkisi vardır. (4) Yıl içinde zaman zaman birbirinden uzaklaşan bütçe ve Hazine nakit dengesi yıl sonunda birbirlerine çok yaklaşmış görünüyor. Bununla birlikte Hazine nakit dengesindeki bozulma çok daha büyük gerçekleşmiş. Bunu özellikle Hazine faiz dışı nakit dengesinde açık biçimde görebiliyoruz.

Öte yandan kamu giderlerinde yaşanan artışların, bir ölçüde, burada yaşanan israf derecesine varan ve bütün sisteme kötü örnek olan harcamalardan kaynaklandığı herhangi bir araştırmaya gerek bırakmayacak kadar açık biçimde görülebiliyor.  

Giderlerin ayrıntısına girdiğimizde üç konu dikkat çekiyor: (1) 2024’de personel giderleri yüzde 101,3 artış göstermiş. Enflasyon ortalamasının yüzde 58,5 olduğu, ücret ayarlamalarının özellikle asgari ücretliler açısından enflasyonun altında tutulduğu bir ortamda personel giderlerinin bu kadar artması normal değil. Bu, bize fazla sayıda yeni personelin işe alındığını ve bazı grupların ücretlerinin enflasyonun çok üzerinde artırıldığını gösteriyor. (2) SGK devlet primleri artışının da yüzde 78,8 olması (1)’deki görüşümüzü doğruluyor. (3) İkinci önemli artış yüzde 88,3 ile faiz giderlerinde ortaya çıkmış bulunuyor. Bu kadar büyük bir bütçe açığının borçlanarak finanse edildiğini düşünürsek açıktaki artışla paralel bir faiz gideri artışı gerçekleştiğini söyleyebiliriz.

Gelirlerin ayrıntısında ise şu konular dikkat çekiyor: (1) Gelir vergisi yüzde 120,1 ile artış rekoru kırmış. Burada her ne kadar ücret gelirlerinin tarife dilimi atlamasının yarattığı etkiler söz konusu olsa da kayıt dışının kayda alınması çabasının da olumlu etkileri olduğunu söylememiz mümkündür. Özellikle vergi müfettişlerinin son dönemlerde ortaya çıkarıp vergilenmesini sağladıkları matrah farkları bu artışta önemli rol oynamış görünüyor. (2) Dâhilde alınan KDV de yüzde 96,4’lük artış oranıyla dikkati çekiyor. Sanayi üretiminin gerilediği ve büyümenin düştüğü bir ortamda hizmet talebinin canlılığının bu yüksek artışta etkili olduğunu düşünüyorum. (3) Buna karşılık ithalde alınan KDV’nin artış oranı yüzde 40,5 gibi düşük bir düzeyde kalmış bulunuyor. İthalatta büyümedeki düşüşe paralel olarak ortaya çıkan gerilemenin ve kurdaki sabitleşme eğiliminin bu sonuçta etkili olduğu anlaşılıyor. (4) Vergi dışı gelirler de yüzde 90’ın üzerinde artışla bütçe açığının daha da artmasını engellemiş.

2024 yılında vergi gelirlerinin dağılımı önceki yıllardaki adaletsiz durumdan farklı bir yere gelememiştir: Dolaylı vergiler toplam vergi gelirlerinin yüzde 66’sını, dolaysız vergiler ise yüzde 34’ünü oluşturmaktadır. Bu iki grup arasında ideal ölçü diye bir şey olmamakla birlikte bu grupların yarı yarıya yükü taşımaları normal bir durum olarak kabul edilebilir. Dolaysız vergiler kazançtan alındığı için daha adaletli vergiler olarak kabul ediliyor. Bu vergilerin tutarının toplamdaki payının az olmasının nedeni bu vergilerin oranlarının düşük olmasından değil toplamın düşük olmasından kaynaklanıyor. Onun da nedeni özellikle dolaysız vergilere matrah oluşturan gelir ve kazançların bir bölümünün kayıt dışı kalması. Bunların kayda alınması sağlansa toplam vergilerin miktarının ve bunun içinde dolaysız vergilerin payının artması sağlanmış olacak

Öte yandan kamu giderlerinde yaşanan artışların, bir ölçüde, burada yaşanan israf derecesine varan ve bütün sisteme kötü örnek olan harcamalardan kaynaklandığı herhangi bir araştırmaya gerek bırakmayacak kadar açık biçimde görülebiliyor.  

Özetle söylemek gerekirse her geçen gün daha zorlaşan bütçe finansmanı bize kamu kesiminde ciddi tasarruf yapılmadan ve kayıt dışı ekonomi tam olarak vergilendirilmeden bu sorunun çözülemeyeceğini gösteriyor.

--

Bu yazı, yazarın izniyle mahfiegilmez.com adresinden alınmıştır.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER