© Yeni Arayış

Brigitte Jones’un günlüğü vs Merkez’in Güncesi ya da Türk’ün kredi kartıyla imtihanı

Kredi kartı nedir, ne değildir? Kredi kartı borçlanma aracı mıdır, ödeme aracı mıdır? SPSS’le bakiye kırılımı yapılır, hurda demir alınır.

Cayır cayır Bankacılık konuşulan günlerden geçiyoruz. BDDK’nın aynı zamanda Etik Kurulunda yer alan Müdürünün düğününün gündemden düşmesi için pek çok neden var. Uğur Hocanın dediği gibi yemişiz etiğini.

Adana-Kayseri’den adını alan bankamızda yoğunlaştığı iddia edilen bazı dolandırıcılık vakaları, Kredi Kartı POS komisyonlarının kimin derdi olduğu, 60 ay vadeli yapılandırma kredileri diğer başlıklar.

Her daim olduğu üzere Kredi Kartıyla peşin ödemenin caiz ve vacip taksitli ödemenin melun ve mekruh olduğu günlerdeyiz.

Buradaki her maddenin ayrı ayrı konuşulması gerekiyor. Bu ülkenin tek derdinin bankacılık olmadığını en azından bir kişinin söylemesi gerek. Ama bütün bunların öncesinde benim üzerinde durmak istediğim konu ülkemiz Merkez Bankasının güncesi.

2021 yılı sonundaki Türk Tipi ekonomide çılgın atışın çıkış noktası olan TCMB son zamanlarda iletişim için bir blog içeriğinde paylaşımlarda bulunuyor. Buna şirin de bir ad vermişler. Merkez’in Güncesi. Bana daha çok Brigitte Jones’un Günlüğü’nü çağrıştırıyor. Merkez’in Güncesi Brigitte Jones’un reel romantik hikayeleri kadar açık sözlü değil rüzgârdasalınan yaprak misali gündemle beraber salınmakta.

Son yazılarından birini de Kredi Kartı Bakiyesine göre faizlendirmeye ayırmışlar. Yapılan düzenlemeyi biliyorsunuz. Kartınızın borcu yüksekse ve dönem borcunun tamamını ödemezseniz faizi de yükseliyor. Borcu az olan daha az, çok olan daha çok faiz ödeyecek. Bir tür komünizm gibi ama anakronik. Sayın Şenol Babuşçu’nun konuya dair özet grafiğini yazının sonuna Merkezin meşhur grafiklerinin öncesinde paylaştım. 

25-150.000 ve 150 Bin üzeri şeklindeki bakiye kırılımının sırrı Merkezin Güncesinde gizli. Merkezimiz Güncesinde Kredi Kartlarının bakiyelerini SPSS’e girmiş, hesaplamış kitaplamışve bu sonuca ulaşmış.

Merkezin Güncesi Karamurat misali zalim Kredi Kartlarının oyununu bozuyor

4 paragraflık Merkezin Güncesinde Kredi Kartlarının algılanmasına dair ilginç saptamalar yer alıyor.

31 yıllık Bankacılık hayatımda Kredi Kartını hiçbir zaman borçlanma aracı olarak tarif etmedim ama Merkezin Güncesine göre Kredi Kartları ödeme aracı değil bir borçlanma aracı olmuş.

Tabi elinizde dünyanın belki de en iyi çalışan bireysel bankacılık ekiplerine sahip Bankalarınca en iyi teknolojik donanımla hazırlanmış bir kredi kartı pazarı varsa oluşanrakamları elinizde iskambil kağıdı gibi karıştırır durursunuz.

Uzak olmayan bir geçmişte İsviçre’de İmprinter cihazı ile kart çekimi yapan otelci gördüğümde biz kredi kartına 36 taksit yapıyorduk. Almanya’da Media Markt’ta Kredi Kartı geçmezken Media Markt Türkiye’de taksitle Alman malları satıyordu.

Neyse tatil anılarına girmeyelim de Brigitte Jones’un pardon Merkez’in Günlüğünde zalim kredi kartları nasıl borçlanma aracı olarak ülkenin başına çoraplar örmekteymiş okuyalım.

Merkezin giriş saptaması şu:

“Bireysel kredi kartları (BKK) bakiyesi diğer bireysel kredi türlerine göre daha hızlı büyüyor.BKK bakiyesindeki yıllık büyüme oranı 2023 yılında yüzde 180’e kadar yükseldi. Bu büyümede talep kaynaklı gelişmelerin yanında kredi kartının ödeme aracı olarak kullanımı da rol oynuyor.”

İlk cümlenin çıkış kapısında kredi kartının ödeme aracı olduğu yarım ağız kabul edilmiş. Hadi Bankacılık yapmadınız en yüksek banknotun 6 dolar olduğu ülkede yaşadığınızın da mı farkında olamadınız?

Hayatında hiç portföy analizi yapmamış gibi çek. Hani milllet borca batmıştı, hani raksediyordunuz? Veriyi bol bulmanın zararları üzerine manifesto.

HANİ RAKSEDİYORDUNUZ?

Diğer Bireysel krediler deyip geçiştirdikleri kredilerin artış oranına nazaran daha çok artan Kredi Kartı bakiyesinin son aylarda yılan misali aşağı kıvrılması ise ilgilerini pek çekmemiş.Enflasyon düşüyor talep durdu; müjdesini başkası versin diye düşünmüş olmalılar.

85 milyon nüfuslu 65 milyon seçmeni olan ülkede neden sadece 28 milyon kişinin Kredi Kartı var sorusunu da Merkezin Güncesinde göremiyoruz. Onlar müthiş keşiflerin peşindeler.Tek sayfada Amerika’yı ve Hindistan’ı keşfedecekler. Bu zamana kadar hiç portföy analizi yapmamışçasına ellerindeki verinin piramit yapısına muhteşem bir sanat eseri muamelesi yapmadalar. Oysaki bütün portföyler piramidaldir. Bunu tüm Bankacılar bilir.

28 milyon kart kullanıcısının %10’u kart harcamasının da yarısını yapmaktaymış. Memlekette gelir eşitsizliğinin grafiğini çizebilir misin diye sorsak cevabı piramidimizin tepesinde soğan cücüğü misali gizlenmiş. Brigitte’imiz pardon merkezimiz bu topa girmek yerine portföylerin olağan davranışından esinleniyor ve 150 binin üzerinde neden faiz 4.75’e çıkıyor anlıyoruz.Diğer faizler de Osasuna’nın iddia KG oranı gibi bereketli 4.25, 3.50.

Bir diğer grafik ise yapılan çalışmanın nasıl nafile olduğunu gösteriyor. Anlayana tabi.

Burada da gelir gruplarına göre kredi bakiyelerini dizmişler. Malum 8 Ekim 2013 meşhur miladından itibaren herkes azami olarak gelirinin 4 katı kadar kredi kartı alabiliyor. (Bir ara 9 Ekim 2013’te yaşananları anlatırım. Siz o zaman hangi ortaokuldaydınız?) Merkezin Güncesindeki grafiklere göre vatandaşın kredi kartı bakiyesi üç aşağı beş yukarı gelirleri kadar. 

Hani kredi kartı borçlanma aracıydı?

Hani raksediyordunuz?

Bu grafiğin gören gözler için acı yanı ise ilk sütunda. Geliri en düşük olan kesimin kredi kartı borcu düzenleme limitinin sınırında. Bu demek ki Kredi Kartı ancak geliri düşük olan için borç aracı. Üstü için ödeme aracı. O da kanıtlanmamış ama gören gözler için ima edilen bilgibu.

Merkezin 1 sayfalık güncesi 3 parlak memurun bol buldukları veriyle gönüllerince oynayıp çıkan sonuçla koca bir ülkenin bankacılık sistemini yönlendirmeye varıyor. Hiç de öyle kişisel görüş falan değil.

Demek ki yağın da verinin de fazlası bünyeye zarar.

Türk Bankacısı da Türkiye Kredi Kartı İnovasyon Ekosistemi de bu muameleyi hak etmiyor. Yeter söz Bankacınındır.

Babacan’ın uydurduğu Türk Tipi Makro İhtiyatilik azalmıyor bitmiyor. Ben Merkez Bankacılarımıza vatana faydalı olacaklarsa ekteki ESRB paper’ını tavsiye ediyorum. Bankacılığı ticari (mümkünse sadece özel) bankalara bırakın siz para politikanızı yapın ve denetleyin. Aşırı düzenlemeden kaçının. 

Bankacılar bunu hak ediyor mu? Kesinlikle etmiyor. Türk Bankacılık sistemi ve özellikle Kredi Kartı operasyonu, teknolojisiyle, ekonomiyi kayıt altına almasıyla ve sayısız ilave faydasıyla kötü ekonomik anlayışın ve hakkını ihmal etmeyelim şimdi ayakları suya erse de Babacanist çarpık Makro İhtiyati manzumenin kurbanı olduysa bunun mesulü akıllı Bankacılar değildir.

Bankacılık sisteminde yer almayan cebinde bir kredi kartı bulunmayan milyonlara sosyal yardım ekonomisiyle sunulan sadaka sisteminin ceremesini ülkece çektik.

Brigitte Jones’un da dediği gibi:

“Bize hep ayaklarımızın yerden kesilmesi yerine, az şey bekle, çok şey bağışla felsefesi öğretildi.”

Bankacılar motorların maviliklere sürüleceği zamanlarda bundan çok daha fazlasını hak ediyor. O gün geldiğinde herkes işin yapacak. Bankacılar Bankacılık. Merkezciler merkez bankacılığı.

Grafik 1.(Kaynak Şenol Babuşçu)

Merkezin Güncesinden Grafikler:

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER