© Yeni Arayış

Bir oy için yapılacaklar, yapılmayacaklar…

Geriye dönüp bakıldığında iki seçim arasındaki süreçte gerçekten de Kılıçdaroğlu’nun ifade ettiği gibi “+1 oya bile ihtiyaç vardı”. Ancak o artı bir oyu almak için verilen tavizler, alınması olası +1 oya değer miydi?

CHP eski lideri Kemal Kılıçdaroğlu TV100’de katıldığı programda üzerine konuşulacak çok şey söyledi.

Özellikle Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ ile yapılan protokoller, İyi Parti eski lideri Meral Akşener’le ilgili sorulara verdiği cevaplar kamuoyunda hayli tartışma yarattı.

Yine CHP’de yapılan tüzük değişikliği, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na verilecek olası yasak karşısındaki açıklamaları da önemliydi.

Bunların her bizi üzerine ayrı ayrı yazılar yazılabilir. Ben özellikle Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ ile yapılan protokollerle ilgili soruya verdiği cevabın üzerinde durmak istiyorum.

Kılıçdaroğlu 14 Mayıs sonrası +1 bir oy almak için o güne kadar bir anlamda olmadığı siyasetçiye dönüştü. Nitekim, iki seçim arası Kılıçdaroğlu’nun izlediği politika ve söylemleri ile öncesi ve sonrası ile birbirinden çok farklıydı. 

+ 1 OY İÇİN…

Programda Kübra Par’ın; “Ümit Özdağ, "Bana MİT Müsteşarlığı ve İçişleri Bakanlığı ve çeşitli bakanlıklar vadedildi. O dönem ne oldu tam olarak?” şeklindeki sorusuna Kılıçdaroğlu; “Yok öyle bir şey. O dönem iki protokol de açıklandı. Protokollerde öyle bir şey var mıydı? Biri paylaşıldı, diğeri paylaşılmamıştı oda daha sonra açıklandı, yok böyle bir şey.” cevabını verdi.

Par’ın, “Bugün olsa böyle bir protokol imzalar mıydınız?” sorusuna ise; “1 oya bile ihtiyacınız var...” diyerek cevap verdi.

Bu cevaptan anlıyoruz ki, Zafer Partisi ile yapılan görüşmeler, iki lider arasında imzalanan protokoller vs. hepsi sadece bir oy bile olsa fazla oy almak içinmiş.

Geriye dönüp bakıldığında iki seçim arasındaki süreçte gerçekten de Kılıçdaroğlu’nun ifade ettiği gibi “+1 oya bile ihtiyaç vardı”.

Ancak o artı bir oyu almak için verilen tavizler, alınması olası +1 oya değer miydi?

Bence üzerinde durulması gereken buydu.

Ve bu soruya “evet” demek de kolay değil. 

Çünkü, o hedeflenen +1 oy için tercih edilen siyasi dil, Kılıçdaroğlu’nun uzun yıllar içinde inşa ettiği güveni, samimiyeti, kucaklayıcılığı yok etmiş de olabilir.

Kılıçdaroğlu 14 Mayıs sonrası +1 bir oy almak için o güne kadar bir anlamda olmadığı siyasetçiye dönüştü. Nitekim, iki seçim arası Kılıçdaroğlu’nun izlediği politika ve söylemleri ile öncesi ve sonrası ile birbirinden çok farklıydı.

Evet seçimi kazanmanın yolu, ilk turda alınmamış her +1 oy seçimi kazanmak için gerekliydi ama bunun işi yaramasının gerek ve şart bir koşulu vardı; önceki turda alınan oyları da korumak. Nitekim 28 Mayıs’ta sağlanamayan bu oldu. 

DEĞİŞEN SİYASİ DİLİN MALİYETİ

Kılıçdaroğlu, 14 Mayıs öncesinde kucaklayıcı siyasetin temsilcisiydi. Bu pozisyonu ile toplumun farklı kesimlerinden teveccüh gören ve 14 Mayıs’ta hatırı sayılır oy alan Kılıçdaroğlu, 28 Mayıs’a kadar izlediği politika ve siyasi söylem ile ilk seçim öncesinden çok farklı bir yerde durdu.

Bu politika ve söylemin ilk çıkışını seçimden 1-2 gün sonra Suriyeli mülteciler konusunda yaptı. Bu çıkış, bir anlamda Zafer Partisi ile kurulan ilişkilerin temeli oldu. Özdağ ile Kılıçdaroğlu görüşmeler yaptılar ve Zafer Partisi Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararı aldı.

Zafer Partisi ile yapılan işbirliği, bu partinin Cumhurbaşkanı adayı olan Sinan Oğan'ın oylarını almak içindi ama Zafer Partisi’nin kendisini desteklemesi tek başına bunu sağlamadı. Sağlaması da mümkün değildi. Çünkü Sinan Oğan Erdoğan’ı destekleme kararı aldı.

Dahası evet seçimi kazanmanın yolu, ilk turda alınmamış her +1 oy seçimi kazanmak için gerekliydi ama bunun işi yaramasının gerek ve şart bir koşulu vardı; önceki turda alınan oyları da korumak. 

Nitekim 28 Mayıs’ta sağlanamayan bu oldu.

Kılıçdaroğlu’nun +1 oy almak için yaptığı görüşmeler, değişen siyasi söylem ne yazık ki yaşattığı güven kaybı nedeniyle başta Kürt seçmenler olmak üzere sandığa gitmeme ya da oy tercihlerini değiştirmesine yol açtı.

Sandıkta seçimi kaybettiren de bu oldu.

Oysa yapılması gereken, Zafer Partisi ittifak arayışına harcanan enerji kadar ilk turda seçime katılmayanları ikna edecek, onları sandığa taşıyacak siyasallaşma olmalıydı...

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER