© Yeni Arayış

Beyoğlu ve Adalar’da UNESCO Dünya Mirası adaylığı gündemi

Beyoğlu ve Adalar’da UNESCO Dünya Mirası adaylığı gündemi

Beyoğlu ve Adalar’ın UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer almaları için geçtiğimiz günlerde iki atölye çalışması yapıldı. Öne çıkan başlıklar şunlardı: Ulusal hükümetler "Geçici Liste"yi oluşturdukları için birinci adım için iki bölge üzerine uzmanlık kurumları, araştırmacılar ile işbirliği yapılarak dosyaların ele alınmasını ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın listeyi güncellemesini sağlamaktır. İkinci önemli bir adım belediyeler ve STK’lar ile yerel halkı katacak çalışmaların yapılmasıdır. Beyoğlu ve Adalar modernleşme tarihinde benzersiz bir rol oynayan istisnai değerlere sahip olan yerler. Bu önemli dünya mirasının UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer almaları için geçtiğimiz günlerde iki atölye çalışması yapıldı. Kültürel mirasın korunması için ilkeli duruşuyla tanınan ve sivil topluma destek veren Prof. Dr. Işık Aydemir anısına düzenlenen bu çalışmalara Fransa ICOMOS (Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi) Uzmanı ve IUCN (Uluslararası Doğayı Koruma Birliği) Uzmanı ve Yerel Analisti Christiane Garnero Morena yanında yerel halktan temsilciler ve çok sayıda uzman katıldı. Buluşmalarda öne çıkan başlıklar şunlardı: Ulusal hükümetler "Geçici Liste"yi oluşturdukları için birinci adım için iki bölge üzerine uzmanlık kurumları, araştırmacılar ile işbirliği yapılarak dosyaların ele alınmasını ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın listeyi güncellemesini sağlamaktır. İkinci önemli bir adım belediyeler ve STK’lar ile yerel halkı katacak çalışmaların yapılmasıdır. Bölge sakinlerinin miras değerlerini tanıması, koruması, geliştirmesi için ilham verici yöntemler bulunabilir. Bu süreç yaşam alanlarının önemini daha iyi anlamalarını sağlamak, teşvik etmek ve aynı zamanda sosyal alışverişi geliştirmek, işgalcilere karşı korumak için de bir işbirliği ortamı yaratabilir.

Beyoğlu: Kültürlerarasılığın Eşsiz Laboratuvarı

18 Mayıs’ta Beyoğlu’nda, 19 Mayıs’ta Büyükada’da iki önemli buluşma gerçekleşti.  Her iki buluşmanın da konuk konuşmacısı Fransa ICOMOS (Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi) Uzmanı ve IUCN (Uluslararası Doğayı Koruma Birliği) Uzmanı ve Yerel Analisti Christiane Garnero Morena’ydı.  Toplantıya kültürel miras yönetimiyle ilgili çok sayıda araştırmacı, öğretim üyesi ve belediye temsilcileri ile yerel inisiyatiflerden kişiler katıldı.   Bu buluşmalar 2022 yılı sonunda kaybettiğimiz ve kültürel mirasın korunması için hayatı boyunca ilkeli ve bağımsız çalışmaları ile tanınan, birçok sivil toplum çalışmasına destek veren Prof. Dr. Işık Aydemir anısına gerçekleşti.  İlk buluşmanın teması "Beyoğlu: Kültürlerarasılığın Eşsiz Laboratuvarı"ydı. Beyoğlu Belediyesi binasında gerçekleşen atölyede "mirasın bilgisine ve korunmasına yönelik bir karşılaşma ve bir ağ oluşturmaya yönelik bir çalışma temeli oluşturma" alt başlıkları bulunuyordu.  İkinci atölye ise Büyükada Kadıyoran 82’de gerçekleşti.  Bu toplantının başlığı da "Prens Adaları ve Akdeniz Kentleri Üzerine: Koruma problematiğin dönüşümü ve sürdürülebilir gelişim için bir deneyim laboratuvarı oluşturulması önerisi" başlığını taşıyordu. Bu buluşma UNESCO kriterlerinin güncel analizini ve Dünya Mirası Listesi başvuru dosyasının yeniden etkinleştirilmesi üzerine düşüncelerin tartışılmasını hedefliyordu.  Bu atölyeden çıkan sonuçlardan biri Beyoğlu ve Adalar’ın çok yönlü bir miras problematiği için işbirliği yapabilecekleri, bunun Akdeniz ağı içindeki benzer miras yönetimi deneyimleri ile köprüler kurmaya yardımcı olabileceği fikriydi.   Morena tarafından bu yerleşimlerin UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer almalarının önemi belirtildi. (Hiç şüphesiz bu ikiliye Boğaziçi de katılabilir.) Konuşmacı tarafından bu yerler "birlikte yaşamanın ve farklılığın şehrin görünür, somut ve soyut mimarisine kazınmış farklı bir modernliğin istisnai örnekleri" olarak nitelendi. Çalışmada 2019 yılında Adalar Belediyesi’nin sivil girişimin hazırladığı dosyayı Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ilettiği yeniden hatırlatıldı. Buna karşılık "Geçici Liste"nin varılan aşamada başvuruların çokluğu nedeniyle yeni katılımlar açısından sınırlandırıldığı da belirtildi.  Ayrıca toplantıda, savaş sonrası UNESCO’nun kuruluş aşamasında öne çıkan "kültürler arası eşitlikçilik" kavramından günümüzde "insan olanlar ve olmayanlar arasında eşitlikçilik" kavramına geçildiği bir dönemde bu başvurunun tarihi bir özelliğinin de bulunduğu da dile getirildi. Bu öneri henüz bu aşamada yerel bir hazırlık yapılamadığı için ve Tarihi Yarımada’daki bölgeler oldukça yüklü bir programa sahip oldukları için bir sonraki aşamaya ertelenmişti. Buna karşılık aradan geçen yaklaşık 40 sene boyunca Geçici liste ve Dünya Mirası Listesi zaman içinde yerel örneklerle çeşitlendi ve zenginleşti. 

TÜRKİYE 1982’DE UNESCO DÜNYA MİRASI KONVANSİYONUNU İLK İMZALAYAN ÜLKELERDEN

Bu amaçla Kültür ve Turizm Bakanlığı zaman kaybetmeden diğerleri gibi, bu istisnai mirası "Geçici Liste"ye alması gerektiğinin altı çizildi. Bunu sivil toplum kuruluşlarının ve belediyelerin Bakanlık’tan birlikte talep etmesinin anlamlı olacağı ifade edildi. Bilindiği gibi Türkiye 1982’de UNESCO Dünya Mirası Konvansiyonunu ilk imzalayan ülkelerden biri. 1985 yılında Tarihi Yarımada listeye alınırken benzersiz kültürel gelişmelere tanıklık eden istisnai özellikleri nedeniyle Beyoğlu ve Adalar’ın da (Boğaziçi ile birlikte) listeye alınmaları ICOMOS uzmanları tarafından gündeme getirilmişti.  Ancak bu öneri henüz bu aşamada yerel bir hazırlık yapılamadığı için ve Tarihi Yarımada’daki bölgeler oldukça yüklü bir programa sahip oldukları için bir sonraki aşamaya ertelenmişti. Buna karşılık aradan geçen yaklaşık 40 sene boyunca Geçici liste ve Dünya Mirası Listesi zaman içinde yerel örneklerle çeşitlendi ve zenginleşti.  Mornero tarafından bu önemli miras hali hazırda taraf devletin "Geçici Listesi"nde yer almıyorsa Dünya Mirası Listesi’nde de yer alamayacağı bu nedenle bir kere daha hatırlatıldı. "Geçici Liste" için başvuru dosyalarının özellikle çok boyutlu çalışmalarla, belgelemelerle, bölgede bulunan arşivler ve mevcut kurumsal kapasiteler kullanılarak Adalar ve Beyoğlu açısından güncellenmesinin önerilmesinin mümkün olduğunu söyledi.  Beyoğlu’nda ve Adalar’da başlatılan çalışmaların geniş toplantılarla katılıma açılması ve sivil toplum girişimlerinin yeniden etkinleştirilmesi tartışıldı. Bu sürecin yalnızca küçük bir uzman topluluğunu ya da yönetimleri ilgilendirmediğine dikkat çekildi.

BU SÜRECİN YALNIZCA KÜÇÜK BİR UZMAN TOPLULUĞUNU İLGİLENDİRMEDİĞİNE DİKKAT ÇEKİLDİ

Öncelikle bu çalışmalarla birlikte, istisnai değerler taşıyan bu dünya mirasının yerel yönetimler tarafından “Geçici Liste”ye dahil edilmesinin talep edilmesinin önemi vurgulandı.  Ayrıca bu bölgelerin, bu ortak yaşam alanının özelliğinin ve yapısının da hafızasında olduğu gibi bu girişimin sivil toplum tarafından desteklenmesinin, geliştirilmesinin değerli olduğunun altı çizildi. Beyoğlu’nda ve Adalar’da başlatılan çalışmaların geniş toplantılarla katılıma açılması ve sivil toplum girişimlerinin yeniden etkinleştirilmesi tartışıldı.  Bu sürecin yalnızca küçük bir uzman topluluğunu ya da yönetimleri ilgilendirmediğine dikkat çekildi. Özellikle korunması için çaba gösterilen mirasın varoluşsal özelliklerinin de gösterdiği gibi, çok aktörlü, katılımcı süreçlerle başarılı bir miras yönetimi deneyimine yol açmalarının mümkün olduğu vurgulandı.  Koruma bilincinin yaygınlaştırılması ve oluşturulmasıyla ilgili bir takım Dünya Mirası Listesi’nde yer alan bölgelerdeki yerel yönetim çalışmalarından örnekler verildi. UNESCO listesinde yer almasının bölgelerde yaşayan insanlar açısından yararlarını, yaşam çevreleriyle ilgili yaratacağı gelişmeleri daha iyi anlamalarının sağlanmasının önemi üzerinde duruldu. Yerel ekonomileri, demokratik sosyal ilişkileri ve katılımı geliştirmek için de önemli bir fırsat olduğu söylendi.   Okullarda çalışmalar yapılabileceği, çocuklar aracılığıyla koruma bilincinin yaygınlaştırılabileceği, projelerin dar bir uzman çevresiyle sınırlı kalmaması, yaygınlaştırılması için STK’ların önemli bir işlev görebileceği belirtildi. 

OKULLARDA ÇALIŞMALAR YAPILABİLECEĞİ BELİRTİLDİ

Sonuç olarak geçmişte her iki bölgede başlatılan hazırlıkların ve başvuru dosyalarının uzmanların ve yerel toplulukların katılımı ile yeniden etkinleştirilmesi tartışıldı.  Ayrıca özellikle eğitim aşamasındaki gençlere, bölge sakinlerine ve bilgiye erişimde dezavantajlı kesimlere yönelik projeler geliştirilmesi önerildi.  Okullarda çalışmalar yapılabileceği, çocuklar aracılığıyla koruma bilincinin yaygınlaştırılabileceği, projelerin dar bir uzman çevresiyle sınırlı kalmaması, yaygınlaştırılması için STK’ların önemli bir işlev görebileceği belirtildi.  Aynı şekilde yerel sivil toplum yapıları ve kent konseylerinin işlev kazanabileceğine değinildi. Bu bölgelerin kültürel miras değerlerinin kesişimsel özellikteki konularla, aşırı ticarileşme ve turizm baskısı karşısında çok yönlü yönetim planları ile herkesi kucaklayacak, katkıda bulunacak bütün yapıları harekete geçirecek bir sinerjiyi yaratmaya uygun olduğu ve yönetimlerin bunu kendilerine önemli bir hedef olarak koymalarının mümkün olduğuna işaret edildi. Uluslararası kuruluşlar gibi Dünya Mirası Listesi'ne alınmaya aday varlıkları değerlendiren bağımsız danışma kuruluşları, Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi (Icomos) ve Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN). Üçüncü danışma kuruluşu Uluslararası Koruma ve Restorasyon Çalışma Merkezi (Iccrom) bu şekilde uzmanlar ve sivil toplum taraflarıyla yapılandırılmış, ilişkilendirilmiş olan başvurular bu ağ oluşturma girişimi ve ortak çalışmalarla başarılı sonuçlar alabileceği belirtildi. Benzersiz kültürel gelişmelere tanıklık eden, istisnai değerlere sahip olan Beyoğlu ve Adalar’ın işbirliği yaparak UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer almaları için ortak bir yol haritası ve eylem planı oluşturulması için bu buluşmaların sürdürülmesi ve genişletilmesine yönelik karar alındı.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER