Beklenen Marmara Depreminin olası ekonomik sonuçları ne olur?
EKONOMİBeklenen marmara depreminin Türkiye’nin makroekonomik göstergeleri üzerindeki etkisi çok yönlü ve derin olabilir.
Doç. Dr. Erdem Bağcı olası Marmara Depremi’nin ekonomik sonuçlarını 1999 Depremi’nden hareketle yazdı.
Beklenen İstanbul depremi, Marmara bölgesinde uzun süredir bilim insanları tarafından uyarılan büyük bir doğal afet olarak karşımızda durmaktadır. Özellikle 7.2 - 7.6 büyüklüğünde olabileceği tahmin edilen bu depremin İstanbul gibi yüksek nüfus yoğunluğuna ve ekonomik ağırlığa sahip bir şehirde yaratacağı etkiler çok geniş kapsamlı olacaktır.
Beklenen depremin ekonomik öngörülerinden bahsetmeden önce, 1999 depremeninin ekonomik etkilerini incelemek gerekir.
1999 Marmara Depremi’nin Ekonomik Etkileri
Göstergeler
Deprem Öncesi Durum
1999-2001
Deprem Etkisi
Açıklama
GSYH Büyümesi
%3.9 (1998)
-%3.4 (1999)
Ekonomi daraldı, sanayi üretimi sert düştü
Enflasyon (TÜFE)
%54
%64 (1999), %54 (2000)
Artış sürdü, yapısal enflasyon daha da kalıcı hale geldi
İşsizlik Oranı
%6.6
%7.7 (1999), %8.5 (2000)
Sanayi bölgesindeki yıkım işsizliği artırdı
Bütçe Açığı / GSYH
%5.5
%8.7 (1999)
Vergi kaybı + afet harcamaları ile açık büyüdü
Kamu Borcu / GSYH
%32 (1998
%57 (2001)
IMF kredileri ve faiz yüküyle ciddi artış
Cari Açık / GSYH
%0.8
-%0.7 (cari fazla)
İç talebin çökmesiyle ithalat azaldı
Döviz Kuru (USD/TRY)
260.000 TL (1998)
420.000 TL (2000)
Güven kaybı ve krizle birlikte TL hızlı değer kaybetti
CDS / Risk Primi
Düşük
Hızla yükseldi (2001 kriziyle zirve)
Türkiye riskli ülke kategorisine girdi
Borsa İstanbul (BIST100)
Nispeten istikrarlı
1999’da %20’ye yakın düşüş
Güven kaybı ve sermaye çıkışı yaşandı
Toplam Ekonomik Kayıp
—
20 milyar dolar (o günkü fiyatlarla)
GSYH’nin %10’una yakın bir ekonomik darbe
Uluslararası Yardım
—
IMF: 4 milyar $, Dünya Bankası: 3 milyar $
Kriz yönetimi IMF gözetiminde yürütüldü
Beklenen Marmara Depreminin Ekonomik Sonuçlar
Beklenen marmara depreminin Türkiye’nin makroekonomik göstergeleri üzerindeki etkisi çok yönlü ve derin olabilir. İstanbul’un ülke ekonomisindeki ağırlığı (GSYH’nin yaklaşık %30’u, ihracatın %40’ı, finans sektörünün merkezi olması gibi) düşünüldüğünde, bu deprem ulusal düzeyde büyük bir ekonomik sarsıntıya neden olabilir.
1. GSYH (Gayri Safi Yurtiçi Hasıla)
Kısa Vadede: GSYH’de belirgin bir düşüş olur. Sanayi üretimi, hizmet sektörü ve inşaat sektörü felç olabilir.
Orta Vadede: Yeniden inşa ve altyapı yatırımlarıyla kısmi toparlanma görülebilir (bu durum Keynesyen bir"yeniden inşa" etkisi yaratabilir).
Uzun Vadede: Ekonomik toparlanma, ülkenin bütçe açığı ve cari açık riskleri dikkate alındığında, etkin yönetimve uluslararası yardımlara bağlı olacaktır.
2. Enflasyon
Arz Daralması: Üretim tesisleri zarar göreceği için mal ve hizmet arzı azalır, fiyatlar yükselir. Özellikle gıda ve barınmada ciddi bir fiyat artışı olacaktır.
İnşaat Sektörü Talebi: Yeniden inşa için çimento, demir gibi inşaat malzemelerine yoğun talep artacağı için maliyet enflasyonu artar.
Her olağanüstü ekonomik koşullarda, merkez bankaları parasal genişlemeye başvurdukları dikkate alındığında, yaşanacak parasal genişleme de enflasyonu besleyecektir.
3. Bütçe Açığı ve Kamu Borcu
Arama-kurtarma, sağlık, yeniden inşa, sosyal destek ödemeleri gibi harcamaların tamamı kamu tarafından karşılanacağı için kamu harcamaları artacaktır.
Ekonomik faaliyetlerin durması, şirket kapanmaları, işsizlik nedeniyle vergi tabanı daralması nedeniyle vergi gelirleri azalır.
Bu durumda, bütçe açığının ve kamu borç stokunun artması beklenir.
4. Cari Açık ve Dış Ticaret
Limanlar, sanayi tesisleri, lojistik zincirleri hasar göreceği için ihracat azalabilir.
İthal inşaat malzemeleri ve acil yardım ürünleri talebi yükseleceği için ithalat artar.
Bu durumda, cari açığının artması ve Merkez Bankası döviz rezervlerinin azalması beklenir.
5. İşsizlik
İş yerlerinin yıkılması, faaliyetlerin durması, üretimin kesintiye uğraması işsizliği arttıracaktır. İnşaat sektörü toparlanma sürecinde iş gücü çekebilir, fakat bu yeterli olmayacaktır. Yüksek genç işsizlik riski doğacaktır.
6. Döviz Kurları ve Güven
Yatırımcı güveni zedelenir, dövize talep artar ve Türk Lirası'nın değer kaybına uğrayacaktır. Ülkenin kredi notu düşebilir, yabancı sermaye kaçışı hızlanabilir. Bu durumda, risk primi (CDS) artar ve Türkiye'nin borçlanma maliyeti yükselecektir.
7. Finansal Piyasalar
Riskli varlıklara ilişkin risk iştahı düşecektir. Bankacılık sektörü risk altında olacaktır: Şube kayıpları, teminat değerlerinin düşmesi, ödeme sistemlerinde aksamalar beklenen gelişmeler olacaktır. Konut kredileri ve sigorta sektörü baskı altında kalabilir.
1999 Depremi referans alınarak bir projeksiyon yapmak gerekirse, olası depremin ekonomik etkilerini şöyle özetleyebiliriz;
Marmara Depremi Sonrası Türkiye'nin Makroekonomik Göstergeleri
Göstergeler
Mevcut Durum (2024)
Deprem SonrasıBeklenti
Açıklama
GSYH Büyümesi
%3
-%3 ila -%7
Sanayi ve hizmet sektöründe büyük kayıp
GSYH Kayıp Tutarı
—
36 - 84 milyar USD
Yaklaşık %3-7 oranında küçülme
Enflasyon (TÜFE)
%44,38
%75 - %85
Arz daralması, kira ve gıda fiyatlarıbaskısı
İşsizlik Oranı
%8,2
%12 - %15
Üretim ve hizmet sektöründeki duraksama
Bütçe Açığı / GSYH
%4,9
%10 - %12
Artan kamu harcamaları ve azalan vergi gelirleri
Kamu Borcu / GSYH
%29,5
%50
Yeniden inşa ve sosyal destek finansmanı
Cari Açık / GSYH
%0,8
%6 - %8
İhracatın aksaması ve ithalat ihtiyacınınartması
Döviz Kuru (USD/TRY)
38,2 TL
40 - 50 TL arası
Güvensizlik, dış borçlanma ve sermayeçıkışı
CDS (Risk Primi)
325 baz puan
600 - 700 baz puan
Yatırımcıların Türkiye riskini daha yüksekfiyatlaması
Borsa İstanbul (BIST100)
Yüksek dalgalanma
%10 - %30 düşüş
Yatırımcıların panik satışı, şirketdeğerlerinin azalması
Konut Sektörü
Durgun – Yüksek fiyatartışı
Çok yüksek fiyat artışı ve kiralar
Arzın düşmesi, talebin artması
İnşaat Sektörü
Orta büyüme
Hızlı büyüme (yenideninşa ile)
Kamu ve özel sektör yatırımlarında artış
Bu sonuçlar daha önce yaşanan depremlerin analizinden elde edilmiştir. Bu ekonomik risklerin öngörülmesi veönceden hazırlıklı olunması durumunda, etkileri hızlıca azaltılması mümkündür. Bu süreçte kriz yönetimi önemlidir. Makroekonomik etkilerin şiddeti, büyük ölçüde: Kamu yönetiminin hızına ve şeffaflığına, Önceden hazırlanmış finansal rezervlere, Uluslararası yardım ve kredilere, güven tesisine bağlı olacaktır.
Bu konuda ”Marmara Depremine Karşı Alınması Gereken ekonomik Önlemler Tablosu” şöyle sunulabilir;
Kategori
Alınması Gereken Ekonomik Önlemler
1. Afet Finansmanı
- Ulusal Deprem Dayanıklılık Fonu kurulmalı
- Afet sigortalarının kapsamı genişletilmeli (DASK + işyeri + tarım vb.)
- Acil durum bütçesi her yıl ayrılmalı
2. Kamu Yatırımları
- Riskli bölgelerde kamu yatırımları deprem dayanıklılığına göre önceliklendirilmeli
- Altyapı yatırımları (enerji, ulaşım, su) için özel kaynak ayrılmalı
3. Yerel Yönetim Desteği
- Belediyelere dönüşüm ve güçlendirme projeleri için merkezi bütçeden hibe/kredi desteği sağlanmalı
- İller Bankası üzerinden faizsiz proje kredileri sunulmalı
4. Sigorta ve Reasürans
- DASK kapsamı genişletilmeli (kapsama alınmayan yapılar için çözümler)
- Reasürans havuzu ile devlet teminatı artırılmalı
5. Vergisel Önlemler
- Afet bölgelerinde geçici vergi muafiyetleri
- Yeniden yapılanma ve bina güçlendirme için KDV, harç, tapu indirimi
- Afet sonrası üretim tesislerine vergi teşviki
6. KOBİ Destekleri
- KOBİ’lere afet sonrası hızlı finansman desteği (kredi, hibe)
- İş sürekliliği sigortalarının yaygınlaştırılması
- KOBİ’lere geçici üretim alanları tahsisi
7. İstihdam ve SosyalYardım
- Deprem sonrası istihdamı korumak için kısa çalışma ödeneği devreye alınmalı
- Ailelere geçici gelir desteği ve barınma yardımı yapılmalı
8. Uluslararası Finansman
- Dünya Bankası, IMF, EBRD gibi kurumlardan afet dayanıklılığı temalı düşük faizli krediler alınmalı
- Uluslararası sigorta piyasasıyla işbirliği sağlanmalı
9. Ekonomik Kriz Planlaması
- Afet sonrası makroekonomik dalgalanmalara karşı “ekonomik kriz senaryoları” hazırlanmalı
- Döviz rezervleri ve mali disiplin korunmalı
İlginizi Çekebilir